ÇARPAYAZMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

ÇARPAYAZMAK harflerini içeren 6 harfli 25 kelime bulunuyor. 6 harfli ÇARPAYAZMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇAPRAZ16, ÇAPMAK14, ÇARPMA14, ARAPÇA13, ÇAPRAK13, KAZMAÇ13, YAPMAK13, AYAZMA12, YAPRAK12, YAKMAÇ12, YAZMAK12, APARMA11, KAPAMA11, PARMAK11, YAKAZA11, KARMAÇ10, MARAZA10, KAZARA9, YARAMA9, YARMAK9, KARAYA8, ARAMAK7, KARAMA7, KAMARA7, MAKARA7

ARAMAK

[-i]

  • Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak

    Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Araştırmak, yoklamak

    Ceplerini aramak.

  • Ziyarete, hatır sormaya gitmek

    Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran! - Burhan Felek

  • Bir şeyin yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek

    Seni çok arıyorum, Ziyacığım. - Cahit Sıtkı Tarancı

  • Önem verip istemek

    Ben böyle şeyleri aramam.

  • Bir kişiyle görüşmek üzere telefon etmek

    Bir adam, mütemadiyen telefonu açıp kapayarak ısrarla bir yeri arıyor. - Esat Mahmut Karakurt

[mecaz]

  • Şart koşmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aramakla bulunmaz
  • arayan Mevla'sını da bulur, belasını da
  • arayıp (veya aramak) taramak
  • arayıp da bulamamak
  • arayıp sormak

KARAMA

[isim]

  • Karamak işi

KAMARA (Kelime Kökeni: İtalyanca camera)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerde oda

    Annem kamaraya girdi, ben güverteye çıktım. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • İngiltere yasama meclisi

Birleşik Kelimeler: hesap kamarası, Lortlar Kamarası

MAKARA (Kelime Kökeni: Arapça bekere)

[isim]

  • Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin
  • Sürme kapak rayları üzerinde hareket edecek biçimde metal veya plastikten yapılmış değişik tiplerdeki sürme kapak aleti
  • Bir yükün yukarıya kaldırılmasını sağlayan araç

[denizcilik]

  • Ağır yüklerin kaldırılma ve indirilmesinde kullanılan, birbirine paralel iki veya daha çok tabla arasında dönen, kenarı çepeçevre oluklu tekerlek veya tekerleklerden oluşmuş mekanik alet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makara çekmek
  • makara gibi
  • makaraları koyuvermek (veya zapt edememek veya salıvermek)
  • makarasını çözmek
  • makaraya almak (veya sarmak)

KARAYA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Eczacılıkta kullanılan ve çürümeyen bir bitki

KAZARA (Kelime Kökeni: Arapça ḳażāʾ + Farsça -rā)

[zarf]

  • Kaza sonucu, yanlışlıkla, bilmeden, kazaen, ezkaza

    Kazara çarptım herifçioğluna, koyduğu şeytan minarelerinin üstüne kıçüstü düşüverdi. - Sait Faik Abasıyanık

  • Rastgele, tesadüfen

    Köşkün kapısından kazara postacı geçse sapsarı kesilirdi. - Ömer Seyfettin

YARAMA

[isim]

  • Yaramak işi

YARMAK

[-i]

  • Uzunlamasına bölüp ayırmak

    Odunu yarmak.

  • Buğday, arpa vb. tahıl tanelerini değirmende kırmak
  • Derin yara açmak
  • Yarık açmak

[tıp]

  • Kesip açmak

[mecaz]

  • Ortasından, içinden geçmek

    Vapurun yardığı sular, iki yanından güya neşelerinden köpüre köpüre Üsküdar'a gidişler, daima eğlenceliydi. - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: etyaran

KARMAÇ

[isim]

[teknik]

  • Yapı işlerinde harcı karmaya yarayan alet, mikser

MARAZA (Kelime Kökeni: Arapça maraża)

[isim]

[halk ağzında]

  • Hastalık
  • Anlaşmazlık, çekişme, kavga

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maraza aramak
  • maraza çıkarmak

APARMA

[isim]

  • Aparmak işi

KAPAMA

[isim]

  • Kapamak işi
  • Taze soğan ve marulla pişirilmiş kuzu eti yemeği
  • Metres

[eskimiş]

  • Üst baş, giyecek takımı

Birleşik Kelimeler: kuzu kapama

PARMAK

[isim]

[anatomi]

  • İnsanda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, oynak, uzunca organların her biri

    Parmaklarımızla masanın tahtasında tempo tutuyoruz. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]

  • Eni veya boyu bu organ kadar olan

[sıfat]

  • Koyu sıvılara daldırıp çıkarıldığında bu organa bulaşan miktar kadar olan

    Bir parmak bal.

  • Bir tekerleğin merkezinden çemberine kadar uzanan çubukların her biri

[matematik]

  • İnç

[mecaz]

  • Bir işe karışmış olma ilgisi

    Bu işte onun parmağı var.

[eskimiş]

  • Arşının yirmi dörtte biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • parmağı ağzında kalmak
  • parmağına dolamak
  • parmağında oynatmak
  • parmağını aramak
  • parmağını bile kıpırdatmamak (veya oynatmamak)
  • parmağının ucuyla (veya ucunda) çevirmek
  • parmağını yaranın üzerine basmak
  • parmağı olmak
  • parmak atmak
  • parmak basmak
  • parmak bozmak
  • parmak ısırmak
  • parmak kadar
  • parmak kaldı
  • parmak kaldırmak
  • parmakla gösterilmek
  • parmaklarını (birlikte) yemek
  • parmakla sayılacak kadar az olmak

Birleşik Kelimeler: parmak adam, parmak alfabesi, parmak hesabı, parmak izi, parmak parmak, parmak tatlısı, parmak üzümü, adsız parmak, altıparmak, badem parmak, başparmak, beşparmak, bir parmak, küçük parmak, orta parmak, serçe parmak, gelinparmağı, gösterme parmağı, hanımparmağı, işaret parmağı, salavat parmağı, şehadet parmağı, vezirparmağı, yüzük parmağı

YAKAZA (Kelime Kökeni: Arapça yaḳaẓa)

[isim]

[eskimiş]

  • Uyanıklık

    Hain bir hastalık onun kavi ve güzel vücudunu ve uyuşmaz bir menfaatperestlik yakazası da onun ahlaki mesleğini yendi ve yere serdi. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

AYAZMA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Rumların kutsal saydıkları kaynak veya pınar