ÇARPAYAZMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
ÇARPAYAZMAK harflerini içeren 6 harfli 25 kelime bulunuyor. 6 harfli ÇARPAYAZMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ÇAPRAZ16,
ARAMAK
-
Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak
Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı. - Sait Faik Abasıyanık
-
Araştırmak, yoklamak
Ceplerini aramak.
-
Ziyarete, hatır sormaya gitmek
Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran! - Burhan Felek
-
Bir şeyin yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek
Seni çok arıyorum, Ziyacığım. - Cahit Sıtkı Tarancı
-
Önem verip istemek
Ben böyle şeyleri aramam.
-
Bir kişiyle görüşmek üzere telefon etmek
Bir adam, mütemadiyen telefonu açıp kapayarak ısrarla bir yeri arıyor. - Esat Mahmut Karakurt
- Şart koşmak
Ata Sözleri ve Deyimler
- aramakla bulunmaz
- arayan Mevla'sını da bulur, belasını da
- arayıp (veya aramak) taramak
- arayıp da bulamamak
- arayıp sormak
KARAMA
- Karamak işi
KAMARA (Kelime Kökeni: İtalyanca camera)
-
Gemilerde oda
Annem kamaraya girdi, ben güverteye çıktım. - Ruşen Eşref Ünaydın
- İngiltere yasama meclisi
Birleşik Kelimeler: hesap kamarası, Lortlar Kamarası
MAKARA (Kelime Kökeni: Arapça bekere)
- Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin
- Sürme kapak rayları üzerinde hareket edecek biçimde metal veya plastikten yapılmış değişik tiplerdeki sürme kapak aleti
- Bir yükün yukarıya kaldırılmasını sağlayan araç
- Ağır yüklerin kaldırılma ve indirilmesinde kullanılan, birbirine paralel iki veya daha çok tabla arasında dönen, kenarı çepeçevre oluklu tekerlek veya tekerleklerden oluşmuş mekanik alet
Ata Sözleri ve Deyimler
- makara çekmek
- makara gibi
- makaraları koyuvermek (veya zapt edememek veya salıvermek)
- makarasını çözmek
- makaraya almak (veya sarmak)
KARAYA
- Eczacılıkta kullanılan ve çürümeyen bir bitki
KAZARA (Kelime Kökeni: Arapça ḳażāʾ + Farsça -rā)
-
Kaza sonucu, yanlışlıkla, bilmeden, kazaen, ezkaza
Kazara çarptım herifçioğluna, koyduğu şeytan minarelerinin üstüne kıçüstü düşüverdi. - Sait Faik Abasıyanık
-
Rastgele, tesadüfen
Köşkün kapısından kazara postacı geçse sapsarı kesilirdi. - Ömer Seyfettin
YARAMA
- Yaramak işi
YARMAK
-
Uzunlamasına bölüp ayırmak
Odunu yarmak.
- Buğday, arpa vb. tahıl tanelerini değirmende kırmak
- Derin yara açmak
- Yarık açmak
- Kesip açmak
-
Ortasından, içinden geçmek
Vapurun yardığı sular, iki yanından güya neşelerinden köpüre köpüre Üsküdar'a gidişler, daima eğlenceliydi. - Abdülhak Şinasi Hisar
Birleşik Kelimeler: etyaran
KARMAÇ
- Yapı işlerinde harcı karmaya yarayan alet, mikser
MARAZA (Kelime Kökeni: Arapça maraża)
- Hastalık
- Anlaşmazlık, çekişme, kavga
Ata Sözleri ve Deyimler
- maraza aramak
- maraza çıkarmak
APARMA
- Aparmak işi
KAPAMA
- Kapamak işi
- Taze soğan ve marulla pişirilmiş kuzu eti yemeği
- Metres
- Üst baş, giyecek takımı
Birleşik Kelimeler: kuzu kapama
PARMAK
-
İnsanda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, oynak, uzunca organların her biri
Parmaklarımızla masanın tahtasında tempo tutuyoruz. - Adalet Ağaoğlu
-
Eni veya boyu bu organ kadar olan
-
Koyu sıvılara daldırıp çıkarıldığında bu organa bulaşan miktar kadar olan
Bir parmak bal.
- Bir tekerleğin merkezinden çemberine kadar uzanan çubukların her biri
- İnç
-
Bir işe karışmış olma ilgisi
Bu işte onun parmağı var.
- Arşının yirmi dörtte biri
Ata Sözleri ve Deyimler
- parmağı ağzında kalmak
- parmağına dolamak
- parmağında oynatmak
- parmağını aramak
- parmağını bile kıpırdatmamak (veya oynatmamak)
- parmağının ucuyla (veya ucunda) çevirmek
- parmağını yaranın üzerine basmak
- parmağı olmak
- parmak atmak
- parmak basmak
- parmak bozmak
- parmak ısırmak
- parmak kadar
- parmak kaldı
- parmak kaldırmak
- parmakla gösterilmek
- parmaklarını (birlikte) yemek
- parmakla sayılacak kadar az olmak
Birleşik Kelimeler: parmak adam, parmak alfabesi, parmak hesabı, parmak izi, parmak parmak, parmak tatlısı, parmak üzümü, adsız parmak, altıparmak, badem parmak, başparmak, beşparmak, bir parmak, küçük parmak, orta parmak, serçe parmak, gelinparmağı, gösterme parmağı, hanımparmağı, işaret parmağı, salavat parmağı, şehadet parmağı, vezirparmağı, yüzük parmağı
YAKAZA (Kelime Kökeni: Arapça yaḳaẓa)
-
Uyanıklık
Hain bir hastalık onun kavi ve güzel vücudunu ve uyuşmaz bir menfaatperestlik yakazası da onun ahlaki mesleğini yendi ve yere serdi. - Hamdullah Suphi Tanrıöver
AYAZMA (Kelime Kökeni: Rumca)
- Rumların kutsal saydıkları kaynak veya pınar