ÇAPULACILIK ile Oluşan Kelimeler (ÇAPULACILIK Kelime Türetme)

ÇAPULACILIK harflerinden oluşan 165 kelime bulunuyor. ÇAPULACILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Çapulacılık kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

ÇAPULACILIK24

9 Harfli Kelimeler

ÇAPACILIK21, PAÇACILIK21, LAPACILIK18

8 Harfli Kelimeler

ÇAPULACI20, PLAÇKACI19, AKILLICA13

7 Harfli Kelimeler

KALIPÇI16, ÇAPAKLI15, KAPLICA15, PLAKACI15, PAÇALIK15, ALÇACIK14, KALIPLI13, ÇALILIK12, ÇAKILLI12, LAKAPLI12, PLAKALI12, PALALIK12, KALÇALI11

6 Harfli Kelimeler

ÇAPACI17, PAÇACI17, KAPICI15, APAÇIK14, AÇKICI14, ALÇICI14, ÇIPLAK14, ÇAPALI14, ÇAPULA14, ÇAKICI14, LAPACI14, PLAKÇI14, PAÇALI14, PLAÇKA13, KAPILI12, ACILIK11,

ACIKLI11, AÇKILI11, ALPLIK11, AKILCI11
Tümünü Gör

5 Harfli Kelimeler

APACI13, AÇICI13, ÇAPLI13, ÇAPUL13, ÇAPAK12, ÇAPLA12, ÇALAP12, PAÇAL12, ACILI10, ALICI10, AKICI10, ILICA10, KAPLI10, KALIP10, KILIÇ10, AÇLIK9, AKÇIL9, ÇAKIL9, ÇALIK9, ÇALKI9
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

ÇIPA12, ÇAPA11, PAÇA11, ALPU9, ÇIKI9, KUPA9, KULP9, KAPI9, PALU9, APAK8, ACUL8, AÇIK8, AÇKI8, ALÇI8, ALIÇ8, ÇAKI8,

ÇALI8, ÇUKA8, KAÇI8, KALP8
Tümünü Gör

3 Harfli Kelimeler

CUP11, ÇAP10, KUP8, LUP8, PUL8, ALP7, ACI7, AÇI7, ÇUL7, KAP7, KIÇ7, LAP7, PAK7, PAL7, UCA7, CUK7, CIK7, ÇAL6, ÇAK6, KAÇ6
Tümünü Gör

2 Harfli Kelimeler

6, AÇ5, AK2, AL2, LA2

AK

[isim]

  • Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı

[sıfat]

  • Bu renkte olan
  • Beyaz leke

    Bir gözünde akı var.

[sıfat]

[mecaz]

  • Temiz

[sıfat]

[mecaz]

  • Dürüst

[sıfat]

[mecaz]

  • Sıkıntısız, rahat

    Ak günler göresin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ak akçe kara gün içindir
  • ak dediğine kara demek
  • ak don kara don geçitte belli olur
  • ak gün ağartır, kara gün karartır
  • akı ak karası kara
  • akı karası geçitte belli olur
  • akım derken bokum demek
  • ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
  • ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
  • ak koyunun kara kuzusu da olur
  • ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
  • akla karayı seçmek
  • ak sakaldan yok sakala gelmek

Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı

AL

[isim]

  • Kanın rengi, kızıl, kırmızı

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Al bayrak. Al çuha.

  • Dorunun açığı, kızıla çalan at donu

[sıfat]

  • Bu renkte olan (at)
  • Yüze sürülen pembe düzgün, allık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al elmaya taş atan çok olur
  • al giymedim ki alınayım
  • al gömlek gizlenemez
  • alı alına, moru moruna
  • alı al, moru mor
  • al kanlara boyanmak
  • al kiraz üstüne kar yağmış

Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar

[isim]

[eskimiş]

  • Aldatma, düzen, tuzak, hile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz

[kimya]

  • Alüminyum elementinin simgesi

LA (Kelime Kökeni: İtalyanca la)

[isim]

[müzik]

  • Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

[kimya]

  • Lantan elementinin simgesi

[sıfat]

  • Yemek yemesi gereken, tok karşıtı

    Aç ne yemez, tok ne demez. - Divanü Lügati't-Türk

  • Yiyecek bulamayan

    Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Gözü doymaz, haris

    Ne aç adam!

[mecaz]

  • Çok istekli, hevesli

    Her zamanki gibi bilgiye aç, her zamanki gibi ağızları lafla, kafaları düşünceyle dolu çalçene yaratıklarız. - Ayla Kutlu

[zarf]

  • Karnı doymamış olarak

    Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. - Orhan Kemal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • acından kimse ölmemiş
  • acından ölmek
  • aç açık kalmak
  • aç aç ile yatınca arada dilenci doğar
  • aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez
  • aç at yol almaz, aç it av almaz
  • aç ayı oynamaz
  • aç bırakmak
  • aç doymam, tok acıkmam sanır
  • aç doyurmak
  • aç elini kora sokar
  • aç esner, âşık gerinir
  • aç gezmektense tok ölmek yeğdir
  • açın gözü ekmek teknesinde olur
  • açın imanı olmaz
  • açın karnı doyar, gözü doymaz
  • açın koynunda ekmek durmaz
  • açın kursağına çörek dayanmaz
  • açın uykusu gelmez
  • aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun
  • aç ile eceli gelen söyleşir
  • aç kalmak
  • aç köpek fırın deler
  • aç kurt aslana saldırır
  • aç kurt gibi
  • aç kurt yavrusunu yer
  • aç ne yemez, tok ne demez
  • aç susuz kalmak
  • aç tavuk kendini arpa ambarında sanır
  • aç, yanından kaç

Birleşik Kelimeler: aç açına, aç biilaç, açgöz, aç karnına, gözü aç, karnı aç

ÇAL

[isim]

[halk ağzında]

  • Taşlık yer, çıplak tepe

[isim]

  • Denizli iline bağlı ilçelerden biri

ÇAK (Kelime Kökeni: Farsça çāk)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Yırtık, yarık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çak çak olmak

KAÇ

[sıfat]

  • Herhangi bir şeyin niceliğini sormak için kullanılan soru sıfatı

    Yakup Kadri'nin romanlarının kaç dile çevrildiğini bilen bile yoktur. - Çetin Altan

  • Birçok

    Kaç gündür ben de bunu söyleyecektim, söyleyemiyorum. - Orhan Kemal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaç baharın yoğurdunu yemek
  • kaç para eder?
  • kaç paralık (adam veya şey)
  • kaç parça olayım!
  • kaç zamandır

Birleşik Kelimeler: kaç kaç, kaça kaç, kaçın kurası

[isim]

  • Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası

    Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu. - Aka Gündüz

  • Bir şeyin baş veya son noktası
  • Bir şeyin kenarı

    Kırk kişilik bir masanın bir ucunda, üç kişiyiz. - Refik Halit Karay

  • Dış kenar, periferi
  • Bir uzaklığın son noktası

    İstikbal, bu yolun ucundan bir güneş gibi doğuyor. - Falih Rıfkı Atay

  • Bir şeyin başı, tepesi
  • Kurşun kalemlerde yazmayı sağlayan kömürden yapılan madde

[sıfat]

  • Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, ekstrem

[tarih]

  • Türk devletlerinde genellikle sınır boylarındaki eyalet ve sancak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ucu (herhangi birine) dokunmak
  • ucu bucağı olmamak (veya görünmemek)
  • ucu bucağı yok (veya kayıp)
  • ucunda (bir şey) bulunmak
  • ucundan tutmak
  • ucunu bulmak
  • ucunu kaçırmak
  • ucu ortası belli olmamak
  • uç vermek

Birleşik Kelimeler: uç beyi, uçkurutan, uç uca, uçtan uca, ucu açık, ucu kapalı, ucu ucuna, artı uç, aşırı uç, eksi uç, ileri uç, orta uç, ayakucu, ayak ucu, baş ucu, cirit ucu, göz ucu, ipucu

ALP

[sıfat]

  • Yiğit, kahraman

Birleşik Kelimeler: alperen, alpyıldızı

ACI

[isim]

  • Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı

    Acıyı sever.

[sıfat]

  • Tadı bu nitelikte olan

    Acı kahvesini yudumluyordu. - Tarık Buğra

  • Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ızdırap

    Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem

    İnsan, ölümün acısını en çok günün iki uzak saatinde hissetmektedir. - Yusuf Ziya Ortaç

[sıfat]

  • Çarpıcı, göz alıcı (renk)

[sıfat]

[mecaz]

  • Keskin, şiddetli

    Acı poyraz kuvvetle esiyordu. - Orhan Kemal

[sıfat]

[mecaz]

  • Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • acı (veya acılar) görmek
  • acı acıyı keser, su sancıyı
  • acı çekmek (veya duymak)
  • acı gelmek
  • acı patlıcanı kırağı çalmaz
  • acısı çıkmak
  • acısı içine (veya yüreğine) çökmek (veya işlemek)
  • acısına dayanamamak
  • acısını almak
  • acısını almak
  • acısını bağrına (veya içine) basmak (veya gömmek)
  • acısını çekmek
  • acısını çıkarmak
  • acısını görmek
  • acısı ortaya çıkmak
  • acı söylemek
  • acı vermek

Birleşik Kelimeler: acı acı, acı ağaç, acı badem, acı bakla, acı bal, acı balık, acı ceviz, acı çiğdem, acı elma, acı fren, acı gerçek, acı haber, acı hıyar, acıkara, acı karpuz, acı kavak, acı kavun, acı kök, acı kuvvet, acı marul, acı meyan, acı ot, acı pelin, acı sakız, acı söz, acı su, acı tatlı, acı yavşan, acı yeşil, acı yonca, can acısı, ciğer acısı, evlat acısı, iç acısı, içler acısı, kalp acısı, kuyruk acısı, yürek acısı, yürekler acısı

AÇI

[isim]

[matematik]

  • Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye

[mecaz]

  • Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi

    Her oyunda, ele aldığım konu için yeni bir şekil, dramatik açıdan ve sahneleme açısından yeni bir üslup bulmaya çalışıyorum. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: açıortay, açıölçer, açı ölçüm, bütünler açı, çevre açı, dar açı, dış açı, dış ters açı, dik açı, doğru açı, geniş açı, iç ters açı, komşu açı, merkez açı, ölü açı, sınır açı, tam açı, ters açı, tümler açı, yöndeş açılar, bakış açısı, görme açısı, görüş açısı, saat açısı, tepe açısı

ÇUL (Kelime Kökeni: Arapça cūl)

[isim]

  • Genellikle kıldan yapılmış kaba dokuma

    Geceleri Ali, bir çula bürünerek yatıyordu. - Ömer Seyfettin

  • Kıldan veya yünden yapılmış hayvan örtüsü

    Ata çul örtmek.

[eskimiş]

  • Tekke mensuplarının büründüğü örtü

[teklifsiz konuşmada]

  • Giyim, giysi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çul içinde arslan yatar
  • çulu düzmek (veya düzeltmek)

Birleşik Kelimeler: çul çaput, çultutmaz

KÂP (Kelime Kökeni: Arapça kaʿb)

[isim]

[eskimiş]

  • Aşık kemiği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kâbına varamamak

[isim]

  • İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne
  • Kap kacak
  • Türlü şeylerin taşınması veya saklanması için kullanılan torba, kılıf, çanta, sepet, sandık vb
  • Kapak, cilt

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kabına sığmamak

Birleşik Kelimeler: kap kacak, bileşik kap, birleşik kap, ayakkabı, deney kabı, kurutma kabı, su kabı, bileşik kaplar, birleşik kaplar

[isim]

  • Gövdeyi omuzların üstünden çepeçevre saracak biçimde yapılan bir tür üst giysisi
  • Kadınların giydiği kolsuz üstlük

KIÇ

[isim]

[teklifsiz konuşmada]

  • Kuyruk sokumu bölgesi, kaba et, kaba but, popo, makat

[denizcilik]

  • Deniz teknelerinde art taraf

    Pantolonunu, ceketini fırlatır, kıç altındaki âdeta kamaramsı yere sokulur, düşünürdü. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

  • Arka bölümde olan

[halk ağzında]

  • Bacak, ayak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıç atmak
  • kıç attırmak
  • kıçına bakarak (veya baka baka)
  • kıçına kına yakmak
  • kıçına tekmeyi atmak (veya vurmak veya yapıştırmak)
  • kıçını yırtmak

Birleşik Kelimeler: kıçüstü, kıçı kırık, kıçın kıçın, kıçtan bacaklı, kıçtankara

LAP

[isim]

  • Yumuşak ve ağır bir şey düştüğünde çıkan ses

    Hamur lap diye yere düştü.

Birleşik Kelimeler: lap lap