ÇAPANOĞLU Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

ÇAPANOĞLU harflerini içeren 4 harfli 24 kelime bulunuyor. 4 harfli ÇAPANOĞLU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇOĞU16, AĞAÇ14, ÇAĞA14, OĞUL13, OĞAN12, PUNÇ12, ÇAPA11, PAÇA11, ALPU9, OPAL9, PUAN9, PALU9, PANO9, LOÇA8, LAPA8, PLAN8, PALA8, ULAÇ8, ANAÇ7, AÇAN7, ONLU6, ULAN5, ANAL4, ALAN4

ANAL (Kelime Kökeni: Fransızca anal)

[sıfat]

[tıp]

  • Anüsle ilgili

[zarf]

  • Anüs yoluyla

ALAN

[isim]

  • Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
  • Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran
  • Yüz ölçümü
  • Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer

[mecaz]

  • Bir çalışma çevresi

    Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır. - Nurullah Ataç

[fizik]

  • İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası

    Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı.

[sinema]

[televizyon]

  • Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü

[spor]

  • Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha

Birleşik Kelimeler: alan araştırması, alan denetimi, alan hızı, alan korkusu, alan koruması, alan savunması, alan talan, alan topu, açık alan, art alan, gideren alan, kamusal alan, kırsal alan, kör alan, manyetik alan, mücavir alan, sulak alan, üretici alan, üretici olmayan alan, yarı alan, yeşil alan, ceza alanı, eğitim alanı, havaalanı, ilgi alanı, iş alanı, kapsama alanı, oyun alanı, penaltı alanı, piknik alanı, rekreasyon alanı, savaş alanı, sit alanı, yargı alanı, yayın alanı, yerleşim alanı

ULAN

[ünlem]

[kaba konuşmada]

  • Ey

    Ulan, bizim sokak çocukları ne insan şeyler be! - Memduh Şevket Esendal

  • Öfke ve nefret anlatan bir seslenme sözü

    Uşaktım ulan ne olacak, dediği zaman kimse sesini çıkarmazdı. - Sait Faik Abasıyanık

ONLU

[sıfat]

  • On parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden on tane bulunan

[isim]

  • İskambil, domino vb. oyunlarda on işaretini taşıyan kâğıt veya pul

    Resimli kâğıtlardan sonra ilk ağızda, onlularla dokuzlular gelir. - Haldun Taner

ANAÇ

[sıfat]

  • Şefkatli, anne gibi davranan

[isim]

  • Yavru yetiştirecek duruma gelmiş olan hayvan

[isim]

  • Yemiş verecek durumdaki ağaç

    Bir yıllanmış ağaca anaç derler, babaç demezler. - Burhan Felek

  • İri, kart

[mecaz]

  • Kurnaz

[mecaz]

  • Deneyimli, bilgili

[mecaz]

  • Başına buyruk

AÇAN

[isim]

[anatomi]

  • Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı, büken karşıtı

LOÇA (Kelime Kökeni: İtalyanca occhio)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerin baş bodoslamalarının her iki yanında, çıpayı içine alabilen ve güverteye açılan demir zincirin geçtiği delik

LAPA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Nişastalı tanelerin, su ile kaynatılarak bulamaç kıvamına getirilmiş durumu

    Bulgur lapası. Pirinç lapası.

  • Keten tohumu vb. bitkilerin kaynatılmasıyla elde edilen, sıcak olarak tülbent içinde vücuda dıştan uygulanan ilaç

    Keten tohumu lapası. Hatmi lapası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lapa gibi
  • lapa vurmak

PLAN (Kelime Kökeni: Fransızca plan)

[isim]

  • Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen

    Turist akınını karşılamak için şimdiden bir plan yapmışlar. - Haldun Taner

  • Bir şehrin, bir yapının, bir makinenin çeşitli bölümlerini gösteren çizim

    O tarihte aramızda kasaba planını yapmaya gelmiş bir iki mühendis ve mimar bulunuyordu. - Reşat Nuri Güntekin

[sinema]

[televizyon]

  • Çekim

[mecaz]

  • Düşünce, niyet, maksat, tasavvur

    Aşağıda kaynaşan kalabalığa bakarak planını zihninden geçirdi. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • plan kurmak

Birleşik Kelimeler: arka plan, geri plan, nâzım plan, ilk planda, eylem planı

PALA (Kelime Kökeni: İtalyanca pala)

[isim]

  • Kavisli, kısa, uç bölümü geniş, kabzasına doğru daralan bir tür kılıç

    Belindeki kısa palasıyla ve omuzunda gri tüfeğiyle masanın kenarına oturdu. - Falih Rıfkı Atay

  • Kürek vb. araçların, enli ve yassı bölümü
  • Bir yere çaprazlama konulan yassı kiriş veya kereste

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pala çalmak (veya sallamak)
  • pala çekmek
  • pala sürtmek

Birleşik Kelimeler: pala bıyık

[isim]

[halk ağzında]

  • Bez parçalarından dokunan basit kilim veya yaygı

    Kendi ürettiği kocaman sürünün yünlerinden Fadime Nine ne güzel palalar dokumuş. - Halide Edip Adıvar

  • Eski, kullanılmış eşya veya giysi

ULAÇ

[isim]

[dil bilgisi]

  • Zarf-fiil

Birleşik Kelimeler: durum ulacı, hâl ulacı

ALPU

[isim]

  • Eskişehir iline bağlı ilçelerden biri

OPAL (Kelime Kökeni: Fransızca opale)

[isim]

[jeoloji]

  • Silisin hidratlı ve jelatinli bütün türlerini kapsayan değerli bir mineral, panzehir taşı
  • İnce, düzgün dokunmuş pamuklu kumaş

PUAN (Kelime Kökeni: Fransızca point)

[isim]

[spor]

  • Çeşitli sporlarda kullanılan ölçüsü ve değeri değişken birim
  • Genellikle test biçimindeki sınavlarda cevaplandırılacak soruların sayı olarak değeri veya cevaplayanın başarı değeri
  • Kumaşlardaki benek, nokta

Ata Sözleri ve Deyimler

  • puan almak (veya kazanmak)
  • puan hesabıyla yenmek
  • puan toplamak
  • puan tutturmak
  • puan vermek

Birleşik Kelimeler: puan cetveli

PALU

[isim]

  • Elâzığ iline bağlı ilçelerden biri