[isim]

• Göz pınarında ve kirpiklerde birikerek pıhtılaşan veya kuruyan akıntı

• Madenler dövülürken sıçrayan ince, ufak parça

• Metal veya toprak eşya kenarlarında bulunan pürüz

[isim]

[hayvan bilimi]

• Sazan familyasından, vücudu yandan basık, 50 santimetre uzunluğunda, 4-5 kilogram ağırlığında, sarı pullu, eti tatsız, kılçıklı bir tatlı su balığı (Abramis brama)

[sıfat]

• Çapağı olan

  Perdeci, çapaklı gözlerini kirli yumruklarıyla ovuşturarak cevap verdi. - Peyami Safa

[isim]

• Çapaklanmak işi

[nesnesiz]

• Çapak oluşmak

  İhtiyar kadın hep çapaklanan gözlerini mendiliyle kurulayarak bir iki söz daha kekeledi. - Peyami Safa

[sıfat]

• Çapağı olmayan

[isim]

• Çapaklanma işi

[isim]

• Çapaklanabilmek işi

[nesnesiz]

• Çapaklanma ihtimali bulunmak