ÇAMURLATMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ÇAMURLATMA harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇAMURLATMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Çamurlatma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Çamurlatma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÇUMRA10, ÇAMUR10, ALMAÇ9, ÇAMAT9, ÇALMA9, ÇATMA9, TURAÇ9, ÇATAL8, ÇALAR8, MAMUT8, MAMUR8, MAMUL8, MALUM8, ARMUT7, MURAT7, MARUL7, TAMAM7, ULAMA7, ARTMA6, ARAMA6, ATAMA6, ALARM6, MARAL6, MATLA6, TARLA5

TARLA

[isim]

  • Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası

    Denizciler aralarında, karadaki tarla sahiplerinden çok daha fazla, hem çok daha candan yardımlaşırlar. - Halikarnas Balıkçısı

  • Deniz hayvanlarının çok olduğu yer

    İstiridye tarlası. Midye tarlası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarla açmak
  • tarlada izi olmayanın harmanda sözü (veya yüzü) olmaz
  • tarlanın taşlısı, karının (veya kadının) saçlısı
  • tarlayı taşlı, kızı kardeşli yerden almalı

Birleşik Kelimeler: tarla faresi, tarla kuşu, tarla sıçanı, bamyatarlası, çeltik tarlası, dalyan tarlası, mayın tarlası

ARTMA

[isim]

  • Artmak işi

    Tiyatrolar sayıca arttı, bunun sonucu seyirci sayısında da artma oldu. - Metin And

ARAMA

[isim]

  • Aramak işi, taharri

    Ankara'ya döner dönmez iş aramayı düşünüyordum. - Adalet Ağaoğlu

[hukuk]

  • Sanığın yakalanması veya suç belgelerinin elde edilmesi için bir kimsenin evinde, iş yerinde, üzerinde veya eşyasında yapılan araştırma işlemi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arama yapmak

Birleşik Kelimeler: arama bülteni, arama emri, arama izni, arama kararı, arama motoru, arama ruhsatı, arama tarama, mayın arama tarama gemisi

ATAMA

[isim]

  • Atamak işi, tayin, nasıp

    Personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir. - Anayasa

Birleşik Kelimeler: açıktan atama, asaleten atama, vekâleten atama

ALARM (Kelime Kökeni: Fransızca alarme)

[isim]

  • Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret
  • Bu işareti veren düzenek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alarma geçmek

MARAL (Kelime Kökeni: Moğolca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Dişi geyik

MATLA (Kelime Kökeni: Arapça maṭlaʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Gök cisimlerinin doğması
  • Gök cisimlerinin doğduğu yer

[edebiyat]

  • Divan edebiyatında kaside veya gazelin ilk beyti

ARMUT (Kelime Kökeni: Farsça emrūd)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, çiçekleri beyaz, Türkiye'nin her yerinde yetişen bir ağaç (Pirus communis)

[bitki bilimi]

  • Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi

    Tavanda hevenk hevenk üzümler, elmalar, armutlar, ayvalar sarkıyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

[argo]

  • Çok bön, çok aptal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • armudun iyisini (dağda) ayılar yer
  • armudun önü, kirazın sonu
  • armudun sapı var, üzümün (veya kirazın) çöpü var demek
  • armudu soy ye, elmayı say ye
  • armut dalının dibine düşer
  • armut gibi
  • armut piş ağzıma düş!

Birleşik Kelimeler: armut hoşafı, armut kabağı, armut kompostosu, armut kurusu, armut top, akça armudu, Amerikan armudu, bey armudu, çakal armudu, dağ armudu, deveci armudu, Hint armudu, Japon armudu, yaban armudu

MURAT (Kelime Kökeni: Arapça murād)

[isim]

  • İstek, dilek
  • Amaç, erek, gaye

    Günlerdir gelip bizimle sohbet ediyorsun. Muradın nedir? - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • murada (veya muradına) ermek
  • muradı gözünde kalmak
  • murat almak
  • murat etmek

MARUL (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Birleşikgillerden, geniş ve uzun olan yeşil yaprakları taze olarak yenilen bir bitki (Lactuca sativa)

    Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan

Birleşik Kelimeler: acı marul, kıvırcık marul, yabani marul, deniz marulu, eşek marulu, yağ marulu

TAMAM (Kelime Kökeni: Arapça tamām)

[sıfat]

  • Bütün, tüm

    Paranın tamamını verdim.

  • Eksiksiz

    Bu kitap tamam değildir.

  • Yanlış ve yalan olmayan, doğru
  • Tamamlanmış, bitmiş

    Haydi Abbas vakit tamam / Akşam diyordun, işte oldu akşam / Kur bakalım çilingir soframızı / Dinsin artık bu kalp ağrısı - Cahit Sıtkı Tarancı

[edat]

[teklifsiz konuşmada]

  • Evet

[ünlem]

  • Beğenilmeyen bir iş veya öneri karşısında söylenen bir söz

    Tamam, başka işimiz kalmadı da şimdi onunla mı uğraşacağız!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tamam bulmak
  • tamam gelmek
  • tamam mı?
  • tamam olmak

Birleşik Kelimeler: tamamı tamamına

ULAMA

[isim]

  • Ulamak işi
  • Ulanan parça, ek, katkı, ilave

[dil bilgisi]

  • Konuşmada art arda gelen kelimelerden birincisinin sonundaki ünsüzün, ikincisinin başındaki ünlüye ses bakımından bir hece oluşturacak biçimde bağlanarak söylenmesi, bağlama: Ayırt etmek, tertip etmek, art arda gibi

[sıfat]

  • Ulanmış

ÇATAL

[isim]

  • İki veya daha çok kola ayrılan değnek
  • Yol, ağaç gibi kollara ayrılan şeylerin ayrılma yeri
  • Dallı olan şeylerin her kolu
  • Yemek yerken kullanılan iki, üç veya dört uzun dişli çoğunlukla metal araç

    Çatalı elinden düştü, ağzı açık kaldı. - Peyami Safa

  • Dirgen
  • Bir tür olta iğnesi

[sıfat]

  • Ucu kollara ayrılmış

    Çatal yol.

[sıfat]

  • İki taraflı

    Evlerinin önü çatal pınarlar / İçerler suyunu beni anarlar - Halk türküsü

[sıfat]

  • İki anlamlı, iki türlü anlaşılabilir

    Çatal söz.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çatal görmek
  • çatal matal kaç çatal

Birleşik Kelimeler: çatal ağız, çatal aşı, çatal ayak, çatal bel, çatal bıçak takımı, çatal çivi, çatal don, çatal flama, çatal iğne, çatal kaldıraç, çatalkara, çatal kargı, çatal kazık, çatal kundak, çatalkuyruk, çatal sakal, çatal ses, çatal yürek, çatal zıpkın, üççatal

ÇALAR

[isim]

  • Ayırtı

MAMUT (Kelime Kökeni: Fransızca mammouth)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Filgillerden, dördüncü zamanda Avrupa ve Asya'da yaşamış olan, şimdi ancak fosili bulunan iri, kıllı bir hayvan (Elephas primigenius)