ÇAKILDATMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

ÇAKILDATMAK harflerini içeren 8 harfli 21 kelime bulunuyor. 8 harfli ÇAKILDATMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇAKILDAK14,

AÇIKLAMA13, AÇKILAMA13, ÇITLAMAK13, ÇAKILMAK13, ÇAKMAKLI13, ÇATILMAK13, KAÇILMAK13, ÇALKATMA12, ÇALKAMAK12, ÇATLAMAK12, DAMATLIK12, KALTAKÇI12, TAKIMADA12, ALDATMAK11, ATKILAMA10, KITLAMAK10, KATILMAK10, TIKLAMAK10, TAKILMAK10, KATLAMAK9

KATLAMAK

[-i]

  • Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek

    Gazeteleri itina ile katlayıp cebine koydu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Arttırarak çoğaltmak

    Parasını ikiye katladı.

ATKILAMA

[isim]

  • Atkılamak işi, argaçlama

KITLAMAK

[-i]

  • Isırmak

[mecaz]

  • İncitmek

KATILMAK

[-e]

[nesnesiz]

  • Katma işi yapılmak

    Süte su katılmış.

  • Bir topluluğa girmek, iştirak etmek, iltihak etmek

    Üç dört ev ötedeki boş arsada çocukların oyunlarına katıldım. - Necati Cumalı

  • Ortak olmak, benimsemek

    Her konuya kibar bir ses ve bir iki sözcükle katılmak özenindeydi. - Çetin Altan

[mecaz]

  • Hak vermek

    Bu çekilmenin bir yanıltmaca olabileceğini söyleyen komutanlarına katılmadı. - Nezihe Araz

[nesnesiz]

  • Aşırı derecede gülme, ağlama, gıdıklanma, korkma vb. tepkiler sırasında, solunum kaslarının kasılmasından dolayı soluk kesilmek

    Babam biraz surat astı ama anam katıldı gülmekten. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katıla katıla ağlamak
  • katıla katıla gülmek

TIKLAMAK

[-i]

  • Bir yere hafifçe vurarak `tık` sesi çıkarmak

    Girmeden önce kapıyı tıkladı.

[-e]

  • Bilgisayarda, ağ sayfalarında bağlantılara ulaşmak amacıyla fare ile düğmeye veya bağlantı adresine dokunmak, kliklemek

TAKILMAK

[nesnesiz]

  • Takma işi yapılmak

    O gece üst katla bizim odayı birleştiren merdivenin üstüne koca kapak takıldı. - Ayla Kutlu

[-e]

  • Bir yere iliştikten veya dokunduktan sonra oradan kurtulamamak

    Önünü çok iyi göremeyen hayvanın ayağı bir taşa takıldı. - Osman Cemal Kaygılı

[-e]

  • Engelle karşılaşıp geçici olarak işlemez duruma gelmek

    İğne bir müddetten beri plağın bozuk yerine takılmış, ha babam ha, bir melodiyi tekrar edip duruyordu. - Haldun Taner

[-e]

  • Bir yerde bir süre kalmak, oyalanmak

    Yolda bir arkadaşına takıldı.

[-e]

[mecaz]

  • Olumsuz veya aksayan, eksik bir yanını görerek üstünde durmak

    Son günlerde bir de usta sözüne takılır oldum. - Nezihe Meriç

[-e]

[mecaz]

  • Kızdırmak, üzmek, şaşırtmak amacıyla şaka yollu konuşmak

    İstasyon memuru onun şehre seyrek indiğini bildiğinden her seferinde takılır. - Haldun Taner

[-e]

[argo]

  • Biriyle, bir toplulukla sık sık birlikte olmak, onlara katılmak

[-e]

[argo]

  • Kahvehane, meyhane vb.ne sık sık gitmek, eğlenmek

[-e]

  • Birinin sürekli peşinden gitmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takılıp kalmak

ALDATMAK

[-i]

  • Beklenmedik bir davranışla yanıltmak

    Ama bu münferit hayranlıklar aldatmamalı bizi. - Cemil Meriç

  • Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak

    Üç defadır bu yezit beni aldatıyor. - Burhan Felek

  • Birine verilen sözü tutmamak

    Arkadaş bizi aldattı, toplantıya gelmedi.

  • Yalan söylemek
  • Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek

    Dekor, tarihî esvap gözleri aldatıyor. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek

    Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır. - Peyami Safa

  • Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek
  • Oyalamak, avutmak

Birleşik Kelimeler: çobanaldatan

ÇALKATMA

[isim]

  • Çalkatmak işi

ÇALKAMAK

[-i]

  • Çalkalamak

    Dişim ağrıyor, rakı ile ağzımı çalkadım. - Ömer Seyfettin

[nesnesiz]

  • Tahıl elemek

ÇATLAMAK

[nesnesiz]

  • Parçaları ayrılıp dağılmayacak bir biçimde yarılmak

    Eğer çay doldururken bardak çatlarsa, üzerlerinde nazar olduğuna hükmeder, gidip bir koşu ateşte tuz çevirirdi. - Elif Şafak

  • Bir yüzeyde kırışıklar, çizgiler oluşmak

    Meşin ciltlerin çoğu kıvrılmış, bir kısmı da arkalarından çatlamıştı. - Ahmet Hamdi Tanpınar

[mecaz]

  • Aşırı yemekten, içmekten, yorgunluktan, ağlamaktan ölecek duruma gelmek veya ölmek

[-den]

[mecaz]

  • Sıkıntı, sevinç, yalnızlık, heyecan, sabırsızlık, kıskançlık vb. ruhsal durumları aşırı derecede duymak

    Neredeyse sevincinden yüreği çat deyip ortasından çatlayacaktı. - Yaşar Kemal

  • Ses pürüzlü, bozuk çıkmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çatladın mı?
  • çatlasa da (veya çatlasa da patlasa da)

DAMATLIK

[isim]

  • Damat olma durumu, güveyilik
  • Damat için yapılan giysi

    Damatlıklarını giyinmiş.

[sıfat]

  • Damatken kullanılan veya yapılan

    Damatlık elbise. Damatlık tıraş.

KALTAKÇI

[isim]

  • Kaltak yapan kimse

TAKIMADA

[isim]

[coğrafya]

  • Birbirine yakın büyüklü küçüklü birkaç adanın tümü

AÇIKLAMA

[isim]

  • Açıklamak işi, izah

    Hiçbir açıklama yapmadan çıkıyorum odadan. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • açıklama yapmak

Birleşik Kelimeler: açıklama cümlesi, düzen açıklaması

AÇKILAMA

[isim]

  • Açkılamak işi