[isim]

• Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

[isim]

• Çalkalamak işi

[nesnesiz]

• Çalkama işine konu olmak

• Deniz, göl dalgalanmak

  Bu loş ve serin salonların altında Haliç'in denizliğini unutmuş, uslu suyu çalkanır. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[mecaz]

• Haber, söylenti herkesin ağzında dolaşmak

[mecaz]

• Coşkunluk, hareketlilik içinde bulunmak

  Herkes, her şey bir bahar sevinci içinde çalkanır durur. - Haldun Taner

[-e]

[-i]

• Çalkama işini yaptırmak

[zarf]

• Gelişigüzel, durmadan yazarak

  Delegasyonumuz aleyhine çalakalem bir polemiğe girişmiş bulunuyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

• Çatlak olma durumu

• Çatlamış yer, çatlak

  Duvarda bir çatlaklık var.

[mecaz]

• Delilik

[-i]

• Çatlak duruma getirmek

  Elindeki ustura ile çatlatacağı bu canlı yemişe baktı. - Ömer Seyfettin

• Çatlamasına yol açmak

  Duvarları, tavanı çatlatacak kadar şiddetli olan ve birdenbire kulağa saldıran bu ses dalgası kimsenin kulağını incitmedi. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]

• Sabrını taşırmak

  O dibek kafalı Sülükoğlu'nu hasedinden çatlatacağız. - Ercüment Ekrem Talu

[mecaz]

• Aklını kaçırmak

[isim]

• Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da yaygınlaşan dans türü

• Bu dansın müziği

  Arkamızdan geliyor ve ıslıkla bir çarliston çalıyordu. - Aka Gündüz

[bitki bilimi]

• Sivri uçlu, uzun ve kalın, tatlı, yeşilimsi biber, çarliston biber

[sıfat]

• İnce, uzun

  Ben, bir hayalet kadar zayıf, on altı yaşında, çarliston pantolonlu, şık fesli bir mektepli efendiydim. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

• İçine çakmak konulan koruyucu malzeme

[sıfat]

• Çakmakta kullanılacak olan

  Çakmaklık benzin.

[-e]

• Çakma işini yaptırmak

[-i]

[argo]

• Sınavda bırakmak

[teklifsiz konuşmada]

• Birinin bir şeyi sezmesini sağlamak

[zarf]

• Sürekli kürek çekerek

  Bu sırada kaldırılmakta olan birinci sınıf merdivenine doğru bir sandalın çalakürek yanaştığı görüldü. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

• Çatkın olma durumu

[-e]

[-i]

• Çatma işini yaptırmak

[-e]

• Güç bir durumdan kurtulmaya uğraşmak

• Bir işi başarmak için uğraşmak, gayret etmek

  Çalış, didin, çabala, aklını, bilgini ve emeğini ortaya koy; bir şeyler elde et. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

• çabalama kaptan ben gidemem

[isim]

• Çalımlamak işi