[isim]

• Bir şeyi kanırmak için kullanılan değnek veya araç, bir tür kaldıraç

[isim]

[bitki bilimi]

• Güney Avrupa'da yetişen bir tür ardıç (Juniperus sabina)

[sıfat]

[fizik]

• Merkezden uzaklaşan, santrifüj

[isim]

• Oyunculardan birinin ebe olması ve saklanan arkadaşlarını bulması temeline dayanan bir çocuk oyunu

  Güneş ise afacan bir çocuk gibi bulutlarla saklambaç oynuyor, bir kaybolup bir gözüküyordu. - Ayşe Kulin

[isim]

• Karşıdakini yanıltıp başka şey söylemesine yol açacak biçimde düzenlenmiş söz

[edebiyat]

• Yanıltmaca

[zarf]

• Durmadan kılıç sallayarak

  Kimi atlı kimi yaya olan Macarlarla çalakılıç savaşıyorlardı. - Nihal Atsız

[isim]

[fizik]

• Alçak veya yüksek frekanslı akımların yararlı etkilerini artırmaya yarayan araç, amplifikatör

[isim]

[hayvan bilimi]

• Kırlangıçgillerden, geniş gagalı, çatal kuyruklu, ince uzun kanatlı, küçük göçebe kuş (Hirundo)

  Kırlangıç yapar yuvayı / Çamur sıvayı sıvayı - Anonim şiir

[tarih]

• Osmanlı donanmasında yer alan, karakol ve keşif işlerinde kullanılan, yelkenli ve kürekli küçük bir tür savaş gemisi

  Dinlemesine dinliyorum ama bak limana bir kırlangıç giriyor. - Feridun Fazıl Tülbentçi

[halk ağzında]

• Öküz arabasında arka dingil ve tekerlekleri özeğe bağlayan çatal ağaç

[halk ağzında]

• Köyleri dolaşarak göz hastalıklarını ve özellikle akbasmayı iyi ettiğini öne süren sahte hekim

Ata Sözleri ve Deyimler

• kırlangıcın zararını biberciden sor

[isim]

• Kâğıtları birbirine tutturmak için kullanılan telden yapılmış araç, ataş

[isim]

• Kamış veya ağaç dalından yapılıp tabanca gibi ses veren pistonlu çocuk oyuncağı

• Yere vurulmak yoluyla patlatılarak eğlenilen bir tür şenlik fişeği

[isim]

[halk ağzında]

• Ucu çivili değnek

[isim]

• Sıvıları ve toz durumundaki maddeleri gaz veya toz durumunda saçmaya, atmaya yarayan tulumba veya körük biçimindeki aygıt, püskürme makinesi, pülverizatör

• Sprey

[isim]

• Bir iş, bir dönem, bir hayat vb.nin ilk bölümü

  Hayatın başlangıcı gibi sonu da bir ninni, masal ve uyku ihtiyacını duyuyor. - Abdülhak Şinasi Hisar

[edebiyat]

• Ön söz, giriş, mukaddime

Ata Sözleri ve Deyimler

• başlangıç tutmak (veya almak)

[sıfat]

[eskimiş]

• Altüst, karmakarışık, darmadağınık, allak bullak

Ata Sözleri ve Deyimler

• hercümerç etmek

[isim]

• Ses çıkararak dönen topaç