[isim]

[halk ağzında]

• Arkalık

[isim]

• İki kişi arasında altmış dört kareli bir tahta üzerinde değerleri ve adları değişik siyah ve beyaz on altışar taşla oynanan bir oyun

  İki kişiyi birden satrançta mat ettim. - Aka Gündüz

[sıfat]

• Tiksindirici

  Bu ev niçin ona, tiksinç kuytularda düzensiz solumalar çağrıştırır? - Erendiz Atasü

[isim]

• Şişe sarılarak kor ateşte kızartılan, kuzu bağırsağından yiyecek

[sıfat]

• Kıskanma huyunda olan (kimse), günücü, haset, hasetçi, hasetli, hasut

  İlk tanıştığımız günlerde ben kıskanç ve fenaydım. - Peyami Safa

[sıfat]

• Çok korkulu, korku veren, dehşete düşüren, müthiş

  Bizi buraya getiren arabacı yolda birtakım korkunç şeyler söyledi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

• Herhangi bir özelliğiyle şaşkınlık veren

• Çok aşırı, pek çok, güçlü, şiddetli

  Sandık kokan masallarını önlerine gelene anlatmaktan korkunç zevk duyarlar. - İnci Aral

[isim]

[teknik]

• Kurutma kabı

[isim]

• Klasör

[isim]

• Bir şeyin tutulup çekilecek yeri

• Tutunacak yer, tutamak

• Telgraf veya elektrik direklerine rahat çıkmayı sağlayan ve ayağa takılan mahmuzlu araç

[isim]

• Artvin iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

[fizik]

• Bir dalga biçimindeki sıklık veya evre değişmelerini genlik değişmeleri olarak ortaya çıkaran alet

[isim]

• Bir şeyi benzerlerinden ayırt etmeye yarayan durum veya öge, farika

[isim]

• Sulu, cıvık hamur

• Bu koyulukta yapılan çeşitli hamur yemekleri

  Tatlı bulamaç.

[sıfat]

[mecaz]

• Karışık, oradan buradan toplanmış

  Az çok bulamaç olan romantizm şiirinin daha imbikten geçmiş taraflarına geldim. - Yahya Kemal Beyatlı

[isim]

[hayvan bilimi]

• Birçok omurgasız hayvanın başında bulunan, dokunmaya, tutmaya yarayan hareketli uzantı

[isim]

• Kütahya iline bağlı ilçelerden biri