ZIPÇIKTI ile Oluşan Kelimeler (ZIPÇIKTI Kelime Türetme)

ZIPÇIKTI harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. ZIPÇIKTI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Zıpçıktı kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

ZIPÇIKTI21

5 Harfli Kelimeler

TIPKI11, ÇIKIT10, ÇIKTI10, TIKIZ10

4 Harfli Kelimeler

ÇIKI9

3 Harfli Kelimeler

ZIP11, PIT8, TIP8, ÇIT7, KIZ7, KIÇ7, ZIT7, KIT4, TIK4

KIT (Kelime Kökeni: Arapça ḳaḥṭ)

[sıfat]

  • İhtiyaca yetmeyecek kadar az, bol(II) karşıtı

    O devirde bizim gibi henüz askere gitmemiş şoförler çok kıttı. - Aka Gündüz

  • Az, yetersiz (duygu, söz vb.)

    Sözü kıt bir adamdı. - Halikarnas Balıkçısı

Birleşik Kelimeler: kıt kanaat, kıtı kıtına, aklı kıt

TIK

[isim]

  • İnce ve küçük bir nesne ile sert bir yere vurulduğunda çıkan ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tık yok

Birleşik Kelimeler: tık tık

ÇIT

[isim]

  • Hafif ve anlık ses

    Aşağı katta ayak sesleri. Teyzenin odasında çıt yok. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çıt (veya çıtını) çıkarmamak
  • çıt çıkmamak
  • çıt etmek
  • çıtı çıkmamak

Birleşik Kelimeler: çıt çıt, çıtkırıldım

KIZ

[isim]

  • Dişi çocuk

    Oğlu savaşın birinde şehit düştü, iki kızı da evlenip ücra yerlere gittiler. - Halikarnas Balıkçısı

  • Üzerinde kadın resmi bulunan iskambil kâğıdı

    Karo kızı.

[ünlem]

  • Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kız almak
  • kız beşikte (veya kundakta), çeyiz sandıkta
  • kız gibi
  • kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya kaçar (veya varır) ya zurnacıya
  • kızı kısrağı
  • kızım sana söylüyorum (veya dedim) gelinim sen anla (veya işit)
  • kızını (veya evladını) dövmeyen dizini döver
  • kız istemek
  • kız kaçırmak
  • kız vermek

Birleşik Kelimeler: kız başına, kız böceği, kızevi, kızkalbi, kız kardeş, kız kızan, kız kilimi, kız kurusu, kız kuşu, kızmemesi, kızoğlan, kız tavlası, kızlar ağası, kızlı erkekli, besleme kız, gelinlik kız, karı kız milleti, kiralık kız, naylon kız, üvey kız, Yedikızkardeş, dayı kızı, denizkızı, deniz kızı, elkızı, emmi kızı, hala kızı, kapak kızı, maça kızı, sokak kızı, analıkızlı

KIÇ

[isim]

[teklifsiz konuşmada]

  • Kuyruk sokumu bölgesi, kaba et, kaba but, popo, makat

[denizcilik]

  • Deniz teknelerinde art taraf

    Pantolonunu, ceketini fırlatır, kıç altındaki âdeta kamaramsı yere sokulur, düşünürdü. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

  • Arka bölümde olan

[halk ağzında]

  • Bacak, ayak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıç atmak
  • kıç attırmak
  • kıçına bakarak (veya baka baka)
  • kıçına kına yakmak
  • kıçına tekmeyi atmak (veya vurmak veya yapıştırmak)
  • kıçını yırtmak

Birleşik Kelimeler: kıçüstü, kıçı kırık, kıçın kıçın, kıçtan bacaklı, kıçtankara

ZIT (Kelime Kökeni: Arapça żidd)

[sıfat]

  • Karşıt, ters

    Sizin kadar zıt mizaçlı ikizler görülmemiştir herhâlde. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zıddına basmak (veya gitmek)
  • zıddı olmak
  • zıt gitmek

Birleşik Kelimeler: zıt anlamlı, zıt kutup

PIT

[isim]

  • Çok küçük bir nesnenin, su damlasının yere veya herhangi bir şey üzerine düşmesiyle çıkan hafif ses

Birleşik Kelimeler: pıt pıt

TIP (Kelime Kökeni: Arapça ṭibb)

[isim]

  • Hastalıkları iyileştirmek, hafifletmek veya önlemek amacıyla başvurulan teknik ve bilimsel çalışmaların tümü, tababet

    Tıp öğrencileri morglarda katı kalpli olurlar. - Cemil Meriç

Birleşik Kelimeler: adli tıp, nükleer tıp

ÇIKI

[isim]

  • Çıkın

    Düğünün hamamı benden. Çerezi, çıkısı hepsi benden. - Abbas Sayar

Birleşik Kelimeler: kirli çıkı

ÇIKIT

[isim]

  • Çıkak

ÇIKTI

[isim]

[ticaret]

  • Üretim sonucu ortaya çıkan ürün, girdi karşıtı
  • Artık

    Sanayi çıktısı.

[bilişim]

  • Bilgisayarda yazılan bir metnin kâğıda dökülmüş biçimi, çıkış
  • Mezuniyet belgesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çıktı almak

Birleşik Kelimeler: girdisi çıktısı

TIKIZ

[sıfat]

  • Tıknaz

    İkisi de tıkız ve aynı boyda. - Haldun Taner

  • Çok sıkıştırılmaktan veya çok sıkı doldurulmaktan katılaşmış, sıkı

    Bu yastık pek tıkız olmuş.

  • Yoğunluğu çok, katı

    Tıkız hamur.

TIPKI

[isim]

  • Bir şeyin eşi, benzeri, aynı

[zarf]

  • Tıpatıp, tamamıyla

    Saffet Hanım tıpkı kendisini görmeden tahmin etmiş olduğum gibiydi. - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: tıpkıbasım, tıpkıçekim, tıpkı tıpkısına, aynısının tıpkısı

ZIP

[isim]

  • Zıplayan veya birdenbire fırlayan bir şeyin hareketi veya çıkardığı ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zıp diye çıkmak

Birleşik Kelimeler: zıpçıktı, zıpzıp, zıp zıp

ZIPÇIKTI

[isim]

[mecaz]

  • Görgüsüz, fırsatçı kimse

    Bu kadar milyon nasıl olur da bu eğlenceler zıpçıktısına milyonlar yağdırır? - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

  • Türedi

    Bu devir kâtipliğin itibardan düştüğü devirdir; halk arasında sünepe kâtip, zıpçıktı kâtip gibi tabirler kullanılır. - Refik Halit Karay