ZÜRRİYETSİZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
ZÜRRİYETSİZ harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli ZÜRRİYETSİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Zürriyetsiz ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Zürriyetsiz olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
YÜZER12,
İRİTE (Kelime Kökeni: Fransızca irrité)
- `Sinirlendirmek, rahatsız etmek` ve tıp alanında `tahriş etmek, kaşındırmak` anlamında irite etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz
İSTER
- Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu şey, gerek, icap, lüzum
-
Cümledeki görevleri aynı olan kelimelerin ayrı ayrı her birinin başına getirilerek herhangi birinin onanmasında sakınca olmadığını anlatan bir söz
İster gitsin ister kalsın.
Birleşik Kelimeler: ister istemez
SİİRT
- Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
Birleşik Kelimeler: Siirt battaniyesi
SETİR (Kelime Kökeni: Arapça setr)
- Bir şeyi örtme, gizleme
Birleşik Kelimeler: setretmek, setriavret
TİRSİ (Kelime Kökeni: Rumca)
- Hamsigillerden, yumurtalarını tatlı sulara bırakan bir tür balık (Alosa alosa)
TESRİ (Kelime Kökeni: Arapça tesrīʿ)
- Çabuklaştırma, hızlandırma
Ata Sözleri ve Deyimler
- tesri etmek
TESİR (Kelime Kökeni: Arapça teʾs̱īr)
-
Etki
Bazılarının da kanaati şudur ki iyi ahlakta çalışmanın rolü ve tesiri vardır. - Necip Fazıl Kısakürek
Ata Sözleri ve Deyimler
- tesir bırakmak
- tesir etmek
- tesirini göstermek
Birleşik Kelimeler: yan tesir
SİYER (Kelime Kökeni: Arapça siyer)
- Hz. Muhammed'in hayatını anlatan kitap
SÜTRE (Kelime Kökeni: Arapça sutre)
- Perde, örtü
- Evde veya açık alanda namaz kılarken öne konulan nesne
- Düşman gözünden ve ateşinden korunmaya yarar doğal veya yapma siper
SÜRRE (Kelime Kökeni: Arapça surre)
- Osmanlı padişahlarının her yıl Mekke ve Medine'ye gönderdikleri para ve armağanlar
Birleşik Kelimeler: sürre alayı, sürre emini
SEYİT (Kelime Kökeni: Arapça seyyid)
- Bir topluluğun ileri gelen kişisi
- Hz. Muhammed'in soyundan olan kimse
SEYİR (Kelime Kökeni: Arapça seyr)
-
Gidiş, yürüyüş, ilerleyiş
Yaşayacak fazla zamanları olmayan bazı dâhiler, olgunluklarını hayatın normal seyrinden çok evvel tamamlamış oluyorlar. - Asaf Halet Çelebi
- Kara taşıtlarının belli bir güzergâhta ilerlemesi
- Özellikle gemilerin belli bir rotayı takip ederek yolculuk etmesi
- Bir yerden başka bir yere gitmek için yola çıkma
-
Eğlenmek için bakma, hoşlanarak bakma, temaşa
Tevfik, orta oyununa çıkınca seyrine en sık gidenlerden birisi Selim Paşa'nın karısı oldu. - Halide Edip Adıvar
-
Bakıp eğlenecek şey, eğlendirici durum
Bundan âlâ seyri nerede bulacak garipler? - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- seyre çıkmak
- seyre dalmak
Birleşik Kelimeler: seyredilmek, seyretmek, seyreylemek, seyrüsefer, kıyı seyri, sahil seyri
TİRİZ
- Giysilerin yırtmacına ve eteğine eklenen ensiz kumaş parçası
- Ensiz tahta
- Çarpma ve sürtüşmelerden korunmak için güvertesiz teknelerin, direklerin ve dubaların dış kenarlarına takılan, tahtadan veya halat örgüsüyle yapılmış çıkıntı
TERZİ (Kelime Kökeni: Farsça derzī)
-
Giysi biçip diken kimse, dikişçi
Bir şehrin yedi mahallesinde herkesin baş eğdiği bir terzi olmalıydım. - Attila İlhan
- Giysi dikilen yer, terzihane
Ata Sözleri ve Deyimler
- terzi kendi söküğünü dikemez
Birleşik Kelimeler: terzihane, kumaşlı terzi, kumaşsız terzi, erkek terzisi, kadın terzisi
ERSİZ
- Kocasız