ZUHURİ ile Oluşan Kelimeler (ZUHURİ Kelime Türetme)

ZUHURİ harflerinden oluşan 12 kelime bulunuyor. ZUHURİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Zuhuri kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

ZUHURİ15

5 Harfli Kelimeler

HUZUR14, ZUHUR14

4 Harfli Kelimeler

HURİ9, RUHİ9

3 Harfli Kelimeler

RUH8, RUZ7, ZİR6

2 Harfli Kelimeler

HU7, UZ6, İZ5, UR3

UR

[isim]

[tıp]

  • Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon

    Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru

İZ

[isim]

  • Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare

    Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti

    Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare

    Cinayet izleri.

  • Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser

    O çağ uygarlığından iz kalmadı.

[matematik]

  • Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iz bırakmak
  • izi belirsiz olmak
  • izinden yürümek
  • izine basmak
  • izine dönmek
  • izine düşmek
  • izine uymak
  • izini düşürmek
  • izini kaybetmek
  • izi silinmek
  • iz sürmek

Birleşik Kelimeler: iz düşümü, ayak izi, parmak izi

ZİR (Kelime Kökeni: Farsça)

[isim]

[eskimiş]

  • Alt
  • Aşağı

UZ

[sıfat]

  • İyi, güzel
  • İşe yatkın, becerikli, mahir

Birleşik Kelimeler: eli uz

[zarf]

  • Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz

Birleşik Kelimeler: uzgören, uzgörür, uz iletişim

RUZ (Kelime Kökeni: Farsça rūz)

[isim]

[eskimiş]

  • Gün

Birleşik Kelimeler: ruznamçe, ruzname, ruzuşeb

HU (Kelime Kökeni: Arapça hū)

[isim]

  • Tanrı

[ünlem]

  • `Neredesin, bana bak` anlamlarında, genellikle kadınlar tarafından kullanılan bir seslenme sözü

[eskimiş]

  • Dervişler arasında kullanılan bir seslenme sözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hu çekmek (veya demek)

RUH (Kelime Kökeni: Arapça rūḥ)

[isim]

  • Dinlerin ve dinci felsefelerin insanda vücuttan ayrı bir varlık olarak kabul ettiği öz, tin, can kuşu
  • En önemli nokta, öz

    Lakin oyunun ruhunu anlamak mümkün değil. - Memduh Şevket Esendal

  • Esans

    Bazısı ruh koklatır, bazısı alnına sirke sürer, bazısı kollarını, bileklerini ovuşturur. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[mecaz]

  • Duygu

    Nesri gibi güzel bir ruhu olan Falih Rıfkı, Türk gazeteciliğini bir vatan hizmeti telakki etmiş ve kutsi bir vazife gibi ifa ediyor. - Yahya Kemal Beyatlı

[felsefe]

  • Bedeni etkin kılan canlılık ilkesi, bedenin hayat gücü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ruh gibi
  • ruh gibi dolaşmak
  • ruh kazandırmak (veya vermek)
  • ruhu (bile) duymamak
  • ruhu (veya ruhunu) okşamak
  • ruhu karartmak
  • ruhunda güneş açmak
  • ruhunu şad etmek
  • ruhunu teslim etmek
  • ruhu şad olsun!

Birleşik Kelimeler: ruh bilgini, ruh bilimi, ruh doktoru, ruh göçü, ruh hastası, ruh hekimi, ruh karmaşası, ruh ölçümü, ruhötesi, ruh sağlığı, ruhumücerret, afyon ruhu, katran ruhu, lokman ruhu, melisa ruhu, nane ruhu, nişadır ruhu, sirke ruhu, tesviyeruhu, tuz ruhu

HURİ (Kelime Kökeni: Arapça ḥūrī)

[isim]

[din bilgisi]

  • Cennette yaşadığına inanılan dişi varlık

    Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni - Yunus Emre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • huri gibi

RUHİ (Kelime Kökeni: Arapça rūḥī)

[sıfat]

  • Ruhsal

    Maddi ve ruhi kültürün yükselişi, mütemadi değişikliklerde ifade olunan mütemadi bir akışı icap ettirir. - Nazım Hikmet

HUZUR (Kelime Kökeni: Arapça ḥużūr)

[isim]

  • Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç

    Fakat böyle bir zevk ve huzurun devam ve bekası olamaz. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Ön, yan, kat, makam, yamaç

    Ertesi sabah tutukluyu huzuruna çağırtıp ona düşüncesini söylediğinde hiç beklemediği bir karşılık aldı. - İhsan Oktay Anar

[eskimiş]

  • Bir yerde bulunma

    Bu sorunun konuşulması için sizin huzurunuz şarttır.

[eskimiş]

  • Padişah katı

    Huzura çıkmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • huzur bulmak
  • huzurunu kaçırmak
  • huzur vermek

Birleşik Kelimeler: huzurevi, huzur hakkı, hakkıhuzur

ZUHUR (Kelime Kökeni: Arapça ẓuhūr)

[isim]

[eskimiş]

  • Ortaya çıkma, görünme, belirme, baş gösterme, meydana çıkma

    Meclis azaları meyanından aykırı birtakım prensiplere temayül gösterenler zuhura başlamıştı. - Atatürk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zuhur etmek

ZUHURİ (Kelime Kökeni: Arapça ẓuhūrī)

[isim]

[eskimiş]

  • Orta oyununda taklitçi

Birleşik Kelimeler: zuhuri kolu