ZORSUNMA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

ZORSUNMA harflerini içeren 4 harfli 31 kelime bulunuyor. 4 harfli ZORSUNMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Zorsunma ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Zorsunma olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

OMUZ10, UZAM9, ARUZ8, ARZU8, OZAN8, ROZA8, ZONA8, MORS7, ONUM7, OMUR7, SOMA7, SORU7, SUMA7, AMOR6, MANO6, MARS6, MAUN6, NORM6, ONMA6, ONUR6, ORSA6, ORUN6, RUAM6, ROMA6, SURA6, SUNA6, UMAR6, MARN5, ORAN5, ONAR5, URAN5

MARN (Kelime Kökeni: Fransızca marne)

[isim]

[madencilik]

  • Çok ince taneli kil minerallerinden ve kalsitin değişik oranlardaki karışımından oluşan tortul kayaç, pekmez toprağı

ORAN

[isim]

  • Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet, rasyo

    Yerli oyunların çeviri oyunlara oranı değişti ve yükseldi. - Metin And

  • İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, orantı, tenasüp
  • Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin

[matematik]

  • İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı

    Üçün sekize oranı.

Birleşik Kelimeler: oran dışı, benzeşim oranı, doğum oranı, faiz oranı, ölüm oranı, vergi oranı

ONAR

[sıfat]

  • On sayısının üleştirme sayı sıfatı

    Oraya çıkınca hamallara onar kuruştan hesap göreceksin. - Memduh Şevket Esendal

  • Her birine on, her defasında onu bir arada olan

URAN

[isim]

  • Sanayi

AMOR (Kelime Kökeni: Fransızca amour)

[isim]

  • Aşk

    Kadınlarla münasebetlerine amil olan şey hakiki amor değil, çevirmek istediği bazı entrikalardır. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

MANO (Kelime Kökeni: İtalyanca mano)

[isim]

[argo]

  • Kumar oynatan kişinin kazançtan aldığı pay

    Para döner döner, manoyu toplayanın cebinde birikir. - Kerim Korcan

MARS (Kelime Kökeni: Arapça mers)

[isim]

  • Tavlada oyunculardan birinin, karşı taraf pul toplamaya başlamadan kendi pullarının tamamını toplayıp iki sayı kazanması

    Terlikçi İhsan, üst üste iki düşeş atmakla marsı sağlamış gibiydi. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mars etmek
  • mars olmak

[isim]

[gök bilimi]

  • Güneş'e olan uzaklığı, yerin Güneş'e olan uzaklığından daha çok olan dış gezegenlerin ilki olan kızıl gezegen, Merih

MAUN (Kelime Kökeni: (Amerika yerlilerinin dillerinden))

[isim]

[bitki bilimi]

  • Tespih ağacıgillerden, Hindistan ve Honduras'ta yetişen büyük bir orman ağacı, akaju (Swietenia mahagoni)
  • Bu ağacın parlak kırmızımtırak renkte, sert ve iyi cilalanan kerestesi

[sıfat]

  • Bu keresteden yapılan

    Emekli ajan, alınmış gibi maun masanın arkasında oturan kişiyi süzdü. - Osman Aysu

NORM (Kelime Kökeni: Fransızca norme)

[isim]

[felsefe]

[toplum bilimi]

  • Yargılama ve değerlendirmenin kendisine göre yapıldığı ölçüt, uyulması gereken kural, düzgü
  • Önceden belirlenmiş kalıp, düzgü

ONMA

[isim]

  • Onmak durumu

ONUR (Kelime Kökeni: Fransızca honneur)

[isim]

  • İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis
  • Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar

    Çokbilmiş görünmek, onuruna toz kondurmak istemez. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • onur duymak
  • onuruna ... vermek
  • onuruna dokunmak
  • onuruna yedirememek
  • onurunu okşamak

Birleşik Kelimeler: onur belgesi, onur kıtası, onur kurulu, onur üyesi

ORSA (Kelime Kökeni: İtalyanca orza)

[isim]

[denizcilik]

  • Yelkenleri rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, her iki taraftan yelkenin ortasına bağlanan ip
  • Geminin rüzgâr alan yanı, rüzgârüstü, boca veya rüzgâraltı karşıtı
  • Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi

[ünlem]

  • (o'rsa) Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi için söylenen söz

    Orsa, diye bağırmasıyla dümeni basması bir oldu. - Halikarnas Balıkçısı

Birleşik Kelimeler: orsa alabanda, orsa boca

ORUN

[isim]

  • Özel yer
  • Makam, mansıp, mesnet, mevki

RUAM (Kelime Kökeni: Arapça ruʿām)

[isim]

[eskimiş]

[hayvan bilimi]

  • Sakağı

SURA (Kelime Kökeni: (Surate şehrinin adından))

[isim]

  • Yumuşak ince bir tür ipekli kumaş

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılan