[-i]

• Artmasını sağlamak, çoğaltmak

  Bu sıcak ve içten ses Fikret'i hayata bağlıyor, yaşama sevincini artırıyordu. - Reşat Enis

• Bir malı başka alıcıların verdiği fiyattan daha yüksek bir fiyatla almak istemek

• Tutumlu davranıp biriktirmek, tasarruf etmek

[mecaz]

• Herhangi bir davranışta ileri gitmek

  Sen edepsizliği adamakıllı artırdın.

[isim]

[zarf]

• Kıtlama

  Topal, kahvesini kesme şekerle kırtlama içerdi çokluk. - Orhan Kemal

[sıfat]

[argo]

• Kartlaşmış, yaşı geçkin, kartaloz

[sıfat]

[argo]

• Kartaloş

  Bana öyle geliyor ki bir kartaloz herif bir çocuk rolü oynuyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

[denizcilik]

• Bir tür küçük manyat ağı

[-e]

[-i]

• Aşma işini yaptırmak

[-e]

[-i]

• Aşırma işini yaptırmak

• Aşırmak

[sıfat]

• Altmış sıfatının üleştirme sayı sıfatı

• Her birine altmış, her defasında altmışı bir arada olan

[isim]

• Kırlaşmak işi

[isim]

• Kızartmak işi

• Kızartılarak hazırlanmış yemek

  Kabak kızartması. Patlıcan kızartması.

[sıfat]

• Kızartılarak pişirilmiş

  Kızartma et.

[isim]

• Kışlatmak işi

[isim]

• Kıtlaşmak işi

[isim]

• Korlaşmak durumu veya biçimi

[isim]

• Güç, sıkıntılı, huzursuz durum

Ata Sözleri ve Deyimler

• marazlık etmek

[isim]

• Müslüman olmayanların, özellikle Yahudilerin mezarlığı

  Maşatlığın ince bir yosun tabakasıyla örtülü mermerleri güneşle kızıyor, tatlı bir göbek taşı sıcaklığı alıyordu. - Reşat Nuri Güntekin