ZONGULDAKLILIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

ZONGULDAKLILIK harflerini içeren 6 harfli 22 kelime bulunuyor. 6 harfli ZONGULDAKLILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KIZGIN15, DOLGUN14, GIDALI14, DALGIN13, ZINDIK13, DIZLAK12, KILGIN12, ANIZLI11, AZIKLI11, KIZLIK11, KOZALI11, KOZLUK11, ALINDI10, LAZLIK10, ODALIK10, KUNDAK9, ANILIK8, AKILLI8, KOLLUK8, KOLALI8, KINALI8, OKKALI8

ANILIK

[isim]

  • İçine hatıraların yazıldığı defter, hatıra defteri

[sıfat]

  • Anı özelliği taşıyan

AKILLI

[sıfat]

  • Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan, akil

    İkisi de zeki adamdı, akıllı adamdı, yapıcı adamdı. - Yusuf Ziya Ortaç

[ünlem]

  • Karşısındakini küçümseme amacıyla söylenen bir söz

[alay yollu]

  • Uyanık geçinen

    Akıllıya bak, bu işten kendisine bir pay çıkarmak istiyor.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akıllı düşününceye kadar deli çocuğunu (veya oğlunu) everir
  • akıllı geçinmek
  • akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer
  • akıllım
  • akıllı olmak

Birleşik Kelimeler: akıllı başlı, akıllı uslu, adamakıllı, horoz akıllı, sivri akıllı, uslu akıllı, yarım akıllı

KOLLUK

[isim]

  • Gömlek kollarının ucundaki iliklenen bölüm, manşet

    Frenk gömleğinde, bazen bileklerinden ellerinin üstüne düşen yuvarlak, katı, kolalı kollukları vardı. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • İş yaparken giysiyi korumak için bilekten dirseğe kadar kola geçirilen, genellikle koyu renkli kumaştan dikilmiş parça

    Ellerini kolluklarından sıyırıp çekmekte bir zorluğa uğramıştır. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Kollara takılan ve dikkati çekmesi istenen görevlilerin kimliklerini gösteren şerit

[isim]

  • Güvenliği sağlamakla görevli polis veya jandarma

    Bu onurlu kolluk görevini seve seve üstlenirlerdi. - Muzaffer Uyguner

Birleşik Kelimeler: karakolluk, kolluk kuvveti

KOLALI

[sıfat]

  • İçinde kola bulunan
  • Kolalanmış

    Artık cübbenin altına kolalı gömlek giyiyor. - Mithat Cemal Kuntay

KINALI

[sıfat]

  • Kına ile boyanmış olan
  • Kınanın renginde veya kızıl renkte olan

    Bıyıklarının ortası belli ki tütün zifirinden kınalı bir renk almıştı. - Refik Halit Karay

[isim]

  • Yapıncak(II)

Birleşik Kelimeler: kınalı bamya, kınalı keklik, kınalı kuzu, kınalı yapıncak, geçmişi kınalı, ölüsü kınalı

OKKALI

[sıfat]

  • Kiloca fazla olan, ağır çeken

    Ablak yüzlü, okkalı bir adamdı nazır hazretleri. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]

  • Çok, fazla

    Müfettiş Bey, öncekilerden çok daha okkalı bir yudum içti. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Ağır, şiddetli

    Önce Bekir'in omzuna okkalı bir sille indirdi. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: okkalı kahve

KUNDAK

[isim]

  • Yeni doğmuş çocuğu ilk aylarda sıkıca sarıp sarmalamaya yarayan geniş bez

    Kendisine uzattıkları ince ve beyaz bir kundağa sarılmış kızına baktı. - Ömer Seyfettin

  • Bu bezle sarılmış bebek

    Dikmen Yıldızı kundağı kucaklayarak ağır, sarsıntılı adımlarla savcının arkasından yürüdü. - Aka Gündüz

  • Saçları yemeninin içine alıp bağlama

    Baş kundağı.

  • Korunmak için sıkı sıkıya sarılmış şey

    Dutların tomurcukları büyümüş, yaprakları burunlarını kundaklarından çıkarmışlardı. - S. F. Abasıyanık

[isim]

  • Yangın çıkarmak için bir yere konulan tutuşmuş yağlı bez parçası vb.

    Ben şamdanımla evveli kapının önüne yığılan şeyleri, sonra cibinliği, perdeleri, bütün duvarları çeviren kundakları tutuşturacağım. - Halit Ziya Uşaklıgil

  • Tüfek gibi bazı ateşli silahlarda bunları çeşitli yönlere çevirmeye yarayan, namlunun altında bulunan ağaç veya metal bölüm

    Amcası Mustafa geldi eve, ona bir kundağı sedefli tüfek getirdi. - Yaşar Kemal

  • Arabalarda dingil yatağı

[mecaz]

  • Ara bozma, fitne, fesat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kundak sokmak (veya koymak)

Birleşik Kelimeler: çatal kundak

ALINDI

[isim]

  • Para vb. bir şeyin teslim alındığını gösteren belge, makbuz

LAZLIK

[isim]

  • Laz olma durumu
  • Laz gibi davranma

ODALIK

[isim]

[eskimiş]

  • Bir erkeğin nikâhsız olarak aldığı kadın

    Eskiden bu senin dediklerini yapanlara odalık denirdi. - Burhan Felek

[tarih]

  • Padişah, şehzade ve paşaların saraya alınan karavaşlar arasından seçtikleri kadın, ikbal

    Rahmetli bilmem ne paşanın odalığı imiş. - Ercüment Ekrem Talu

ANIZLI

[sıfat]

  • Üstünde anız bulunan (tarla)
  • Henüz anız durumunda olan (tarla)

AZIKLI

[sıfat]

  • Azığı olan

[mecaz]

  • Yoksulları doyuran

KIZLIK

[isim]

  • Cinsel ilişkide bulunmamış bayanın durumu, erdenlik, bakirlik, bekâret, bikir

    Kızlığında, başlarına soluk örtmelerini alır, yünlerini sırtlar, ırmak boyuna yün boyamaya giderdi. - Nezihe Meriç

[sıfat]

  • Bir kadının evlenmeden önceki yaşantısıyla ilgili, o döneme özgü

    İşte bu onun kızlık odası. - Memduh Şevket Esendal

[halk ağzında]

  • Üvey kız

Birleşik Kelimeler: kızlık zarı

KOZALI

[sıfat]

  • Kozası olan

KOZLUK

[isim]

  • Batman iline bağlı ilçelerden biri