ZİNDAN ile Oluşan Kelimeler (ZİNDAN Kelime Türetme)
ZİNDAN harflerinden oluşan 20 kelime bulunuyor. ZİNDAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Zindan kelimesinin anlamı nedir? Zindan ile başlayan kelimeler. İçinde zindan olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
ZİNDAN11
4 Harfli Kelimeler
İZAN7, NİZA7, NAZİ7, ZİNA7, NİDA6, İNAN4
3 Harfli Kelimeler
DİZ8, DAZ8, NAZ6, ZAN6, ADİ5, DİN5, ANİ3, NAN3
2 Harfli Kelimeler
AZ5, İZ5, AD4, AN2, İN2
AN (Kelime Kökeni: Arapça ān)
-
Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika
Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir. - Cemil Meriç
Ata Sözleri ve Deyimler
- anı anına uymamak
- an meselesi
Birleşik Kelimeler: anbean, bir an, eş anlı
- İki tarla arasındaki sınır
-
Zihin
An bulanıklığı. An yorgunluğu.
İN
- Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk
- Mağara
Ata Sözleri ve Deyimler
- in gibi
- İnsan
Ata Sözleri ve Deyimler
- in cin
- in cin top oynamak
- in cin yok
- in misin, cin misin
ANİ (Kelime Kökeni: Arapça ānī)
-
Ansızın yapılan
Ani bir hareketle Çakır'ın omzunu kavradı, öne itti, sonra aynı kuvvetle geri çekip bastırdı, - Tarık Buğra
-
Ansızın ortaya çıkan
Birkaç ay devam eden bu ani hastalık alınan birçok tıbbi tedbirlere rağmen gittikçe ziyadeleşiyordu. - Asaf Halet Çelebi
-
Ansızın, birdenbire
Öyle ani ve haşin çıkmıştı ki bu soru, karşıdaki boş bulunup ismini söyledi. - Elif Şafak
NAN (Kelime Kökeni: Farsça nān)
-
Ekmek
Alçak, nan ve nimet nankörü hain! - Sermet Muhtar Alus
Birleşik Kelimeler: nanıaziz
İNAN
- İnanmak işi
-
Bir kimse veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme
Kendi paylarına düşen fedakârlığı, devlet, millet uğrunda inanla, güvenle, umutla bir daha tazeliyorlardı. - Ruşen Eşref Ünaydın
- Tanrı'ya duyulan sınırsız inanış, iman, itikat
Ata Sözleri ve Deyimler
- inan olsun
AD
-
Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam
Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor. - Ahmet Hamdi Tanpınar
- Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu
- Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim
Ata Sözleri ve Deyimler
- ad almak
- ad çekmek
- adı (bile) olmamak
- adı batası (veya batasıca)
- adı batmak
- adı bile okunmamak
- adı çıkmak
- adı çıkmış dokuza, inmez sekize
- adı deliye çıkmak
- adı duyulmak
- adı geçmek
- adı gibi bilmek
- adı kaldırılmak
- adı kalmak
- adı karışmak
- adı kötüye çıkmak
- adını ...-ye çıkarmak
- adını ağzına abdestle almak
- adını ağzına almamak
- adını anmak
- adını bağışlamak
- adını çıkarmak
- adını kirletmek (veya lekelemek)
- adını koymak
- adını taşımak
- adını vermek
- adı olmak
- adı var
- ad koymak
- ad takmak
- ad vermek
- ad yapmak
Birleşik Kelimeler: ad aktarması, ad bilimi, ad cümlesi, ad çekimi, ad çekme, ad durumu, ad gövdesi, ad kökü, ad tabanı, ad tamlaması, addan türeme ad, addan türeme eylem, adı belirsiz, adı sanı, adı üstünde, adına, adıyla sanıyla, adlar dizgesi, adlı adıyla, bayramlık ad, birleşik ad, eylemden türeme ad, kısma ad, küçük ad, ön ad, özel ad, somut ad, soyut ad, takma ad, türemiş ad, yalın ad, aile adı, göbek adı, kod adı, soyadı, tanıtma adı, topluluk adı, yer adı, kendi adına
- Sayma
- Sayılma
Birleşik Kelimeler: addetmek, addolunmak
ADİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿādī)
-
Değersiz, kötü, sıradan, hiçbir özelliği olmayan
Sonra redingot devri geldi ve redingot içinden yarı uşak, yarı kapı kulu, riyakâr, adi bir nesil türedi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Aşağılık, alçak
Bunlar çok adi ve fena insanlardı. - Reşat Nuri Güntekin
-
Bayağı
Büyük bir nefretle bu adi yalanı reddederim. - Asaf Halet Çelebi
Birleşik Kelimeler: adi adım, adi defter, adi ıskarmoz, adi kesir, adi palanga, adi suçlu
DİN (Kelime Kökeni: Arapça dīn)
-
Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet
Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır. - Hüseyin Cahit Yalçın
-
Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen
Yazık ki bu sanat ve din bahsinde bana arkadaşlık edecek kültürde değil. - Refik Halit Karay
- İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült
Ata Sözleri ve Deyimler
- dinden imandan çıkmak
- dinden imandan olmak
- dini bir uğruna
- dini gibi bilmek
- dini imanı para
- dinime küfreden (veya söven veya dahleden) bari Müslüman olsa
- dinim hakkı için (veya aşkına)
- dinine yandığım
Birleşik Kelimeler: din adamı, din baronu, din birliği, din dışı, din erki, din felsefesi, dini bütün, gizli din, Hak dini
- C.G.S. sisteminde 1 gramlık bir kütlenin hızını saniyede 1 santimetre artıran güç birimi: Bir nevton 105 din'e eşittir
- Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası
Birleşik Kelimeler: din doruğu
- İlmek
AZ
-
Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı
Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
- Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak
Ata Sözleri ve Deyimler
- aza çoğa bakmamak
- aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
- aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
- az ateş çok odunu yakar
- az bulmak
- az buz olmamak
- az değil
- az gelmek
- az görmek
- az günün adamı olmamak
- azı çoğa saymak (veya tutmak)
- az kaldı (veya kalsın)
- az kaz, uz kaz, boyunca kaz
- az olsun, uz olsun
- az söyle, çok dinle
- az tamah çok ziyan getirir
- az veren candan, çok veren maldan
- az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur
Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından
- Azot elementinin simgesi
İZ
-
Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare
Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti
Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare
Cinayet izleri.
-
Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser
O çağ uygarlığından iz kalmadı.
- Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit
Ata Sözleri ve Deyimler
- iz bırakmak
- izi belirsiz olmak
- izinden yürümek
- izine basmak
- izine dönmek
- izine düşmek
- izine uymak
- izini düşürmek
- izini kaybetmek
- izi silinmek
- iz sürmek
Birleşik Kelimeler: iz düşümü, ayak izi, parmak izi
NİDA (Kelime Kökeni: Arapça nidāʾ)
-
Çağırma, bağırma, seslenme
Baba, 'ya Allah' nidası ile yerinden zorla, oğluna abanarak kalktı. - Refik Halit Karay
- Ünlem
NAZ (Kelime Kökeni: Farsça nāz)
- Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış, cilve, eda
-
İsteksiz gibi görünerek yalvartmak amacıyla yapılan davranış
Çok naz âşık usandırır.
- Şımarıkça davranış
Ata Sözleri ve Deyimler
- naz etmek
- nazı geçmek
- nazına katlanmak
- nazını çekmek
ZAN (Kelime Kökeni: Arapça ẓann)
-
Sanı
Kapıyorum zannıyla kilitlemişim, diyordu. - Mithat Cemal Kuntay
Ata Sözleri ve Deyimler
- zan altında bulunmak
- zannına düşmek
Birleşik Kelimeler: zannetmek, zanneylemek, zannolunmak, hüsnüzan, suizan
İZAN (Kelime Kökeni: Arapça iẕʿān)
- Anlayış, anlama yeteneği
Ata Sözleri ve Deyimler
- izanı yok
NİZA (Kelime Kökeni: Arapça nizāʿ)
- Çekişme, bozuşma, kavga