ZİNCİR ile Oluşan Kelimeler (ZİNCİR Kelime Türetme)

ZİNCİR harflerinden oluşan 12 kelime bulunuyor. ZİNCİR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Zincir kelimesinin anlamı nedir? Zincir ile başlayan kelimeler. İçinde zincir olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

ZİNCİR12

5 Harfli Kelimeler

İNCİR8

4 Harfli Kelimeler

İZCİ10, İNCİ7, İZİN7, İRİN4

3 Harfli Kelimeler

ZİR6, CİN6, İRİ3, İNİ3

2 Harfli Kelimeler

İZ5, İN2

İN

[isim]

  • Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk
  • Mağara

Ata Sözleri ve Deyimler

  • in gibi

[isim]

  • İnsan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • in cin
  • in cin top oynamak
  • in cin yok
  • in misin, cin misin

İRİ

[sıfat]

  • Olağandan daha hacimli, olağanı aşan büyüklüğü olan, ince karşıtı

    Erdal, nişan halkasına benzediğini fakat taşlarının iri olduğunu söyledi. - Emine Işınsu

Birleşik Kelimeler: iribaş, iri iri, iri kıyım, iri laf, iri yapılı, iri yarı, irili ufaklı, genç irisi

İNİ

[isim]

[halk ağzında]

  • Kayın (II)

İRİN

[isim]

  • Organizmanın herhangi bir yerinde iltihaplanma sonunda ölmüş hücre artıklarından ve bozulmuş akyuvarlardan oluşan, mikroplu veya mikropsuz, genellikle sarımtırak renkte koyuca sıvı, cerahat

İZ

[isim]

  • Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare

    Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti

    Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare

    Cinayet izleri.

  • Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser

    O çağ uygarlığından iz kalmadı.

[matematik]

  • Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iz bırakmak
  • izi belirsiz olmak
  • izinden yürümek
  • izine basmak
  • izine dönmek
  • izine düşmek
  • izine uymak
  • izini düşürmek
  • izini kaybetmek
  • izi silinmek
  • iz sürmek

Birleşik Kelimeler: iz düşümü, ayak izi, parmak izi

ZİR (Kelime Kökeni: Farsça)

[isim]

[eskimiş]

  • Alt
  • Aşağı

C

[kimya]

  • Karbon elementinin simgesi
  • Romen rakamları dizisinde 100 sayısını gösterir

İNCİ

[isim]

  • İstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi

[sıfat]

  • Bu tanelerden yapılmış
  • Bu tanelerden oluşan takı

    Yalıdaki ev, Dürnev Hanım'ın halılarını, incilerini gözden çıkarmasıyla kurtuldu. - Necati Cumalı

[teklifsiz konuşmada]

  • Yanlışlığı sebebiyle gülünç olan söz veya cümle

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inci (veya inciler) döktürmek
  • inci gibi

Birleşik Kelimeler: inci balığı, inci çiçeği, inci taşı

İZİN (Kelime Kökeni: Arapça iẕn)

[isim]

  • Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet

    Ben dahi başka bir diyara gitmek için izin talep ederim. - Ahmet Kabaklı

  • Bir kimseye çalıştığı yerce verilen tatil

    Yıllık iznini kullanıyor.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • izin almak
  • izin çıkmak
  • izin istemek
  • izin koparmak
  • izin vermek
  • izne çıkmak (veya ayrılmak)
  • izninizle

Birleşik Kelimeler: izinname, arama izni, çalışma izni, doğum izni, oturma izni, süt izni

İNCİR (Kelime Kökeni: Farsça encīr)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Dutgillerden, asıl yurdu Akdeniz kıyıları olan, yaprakları geniş dilimli bir ağaç (Ficus carica)
  • Bu ağacın yaş veya kuru olarak yenilen etli, tatlı meyvesi, ballıdarı, yemiş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • incir çekirdeği doldurmamak

Birleşik Kelimeler: incir kuşu, kuru incir, lop incir, yabani incir, balçık inciri, firavun inciri, Frenk inciri, Hint inciri, kavak inciri, patlıcan inciri, yaban inciri

İZCİ

[isim]

  • İz güderek aradığını bulabilen kimse, keşşaf
  • Dayanışma ve yardımlaşma duygularını geliştirmek, ruhça ve bedence güçlendirilmek için kamplarda ve okullarda eğitilen genç

    Tam bu sırada, sokağın başından bir izci alayı sökün etti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

ZİNCİR (Kelime Kökeni: Farsça zencīr)

[isim]

  • Birbirine geçmiş bir sıra metal halkadan oluşan bağ
  • Art arda gelen şeylerin oluşturduğu dizi

    Otomobillerin bitmez tükenmez zinciri üzerinden geçiyor. - Attila İlhan

  • Taşıtların kar veya buzda kaymaması için tekerleklerine takılan alet
  • Altın veya gümüşten yapılmış takı

[eskimiş]

  • Hükümlülerin eline, ayağına vurulan demir bağ

    Elleri, ayakları kalın baklalı zincirle bağlı biçarenin. - Reşat Enis

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zincire vurmak
  • zincir gibi
  • zincir vurmak

Birleşik Kelimeler: emir komuta zinciri, patinaj zinciri, saadet zinciri, söz zinciri, suluk zinciri