ZEYTİNBURNU Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
ZEYTİNBURNU harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli ZEYTİNBURNU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BEYZİ12,
TİNER (Kelime Kökeni: İngilizce thinner)
- İnceltici
RUTİN (Kelime Kökeni: Fransızca routine)
- Sıradanlık, çeşitlilik göstermeyen, alışılagelmiş düzen içinde yapılan
-
Yapılması alışkanlık hâline gelmiş iş
Herkes kendi rutinine baş eğmesini öğreniyordu. - Ayşe Kulin
Ata Sözleri ve Deyimler
- rutin dışına çıkmak
TURNE (Kelime Kökeni: Fransızca tournée)
-
Bulunduğu yerden başka yerlere gösteri yapmak amacıyla giden tiyatro veya müzik sanatçılarının gezisi
O günlerde Anadolu'ya turneye çıkmak üzere hazırlanıyorduk. - Sait Faik Abasıyanık
BİNER
- Bin sayısının üleştirme sayı sıfatı
- Her birine bin, her defasında bini bir arada olan
ERBİN (Kelime Kökeni: Fransızca erbine)
- Erbiyum oksit (Er2O3) veya erbiyum hidroksit, Er(OH)2
İBRET (Kelime Kökeni: Arapça ʿibret)
-
Kötü bir olaydan alınması gereken ders, uyarıcı sonuç
Gören göze ibret vardır her şeyde. - Âşık Veysel
- Çirkin, kötü, acayip
Ata Sözleri ve Deyimler
- ibret almak
- ibret olmak
Birleşik Kelimeler: ibretiâlem
NİYET (Kelime Kökeni: Arapça niyyet)
-
Bir şeyi yapmayı önceden isteyip düşünme, maksat
Ama benim asıl niyetim eski sevgilisinin adını öğrenmek. - Ahmet Ümit
- Fal gibi kullanılmak amacıyla içine mâni yazılıp katlanmış veya şekerlere sarılmış kâğıt parçası
- Namaz kılmaya, oruç tutmaya ve abdest almaya karar verip başlama
Ata Sözleri ve Deyimler
- niyet çekmek
- niyet etmek
- niyet tutmak
Birleşik Kelimeler: art niyet, hüsnüniyet, iyi niyet
TERBİ (Kelime Kökeni: Arapça terbīʿ)
- Dördün
- Dörtleme
BİRUN (Kelime Kökeni: Farsça bīrūn)
- Osmanlı sarayında Harem dairesinin ve Enderun'un dışında kalan bölüm
ERZİN
- Hatay iline bağlı ilçelerden biri
NEZİR (Kelime Kökeni: Arapça neẕr)
-
Adak
Yerden bir avuç saman aldı, ellerinin arasında bir nezri yerine getirir gibi ovuşturup havaya üfledi. - Ahmet Hamdi Tanpınar
Birleşik Kelimeler: nezretmek
TERZİ (Kelime Kökeni: Farsça derzī)
-
Giysi biçip diken kimse, dikişçi
Bir şehrin yedi mahallesinde herkesin baş eğdiği bir terzi olmalıydım. - Attila İlhan
- Giysi dikilen yer, terzihane
Ata Sözleri ve Deyimler
- terzi kendi söküğünü dikemez
Birleşik Kelimeler: terzihane, kumaşlı terzi, kumaşsız terzi, erkek terzisi, kadın terzisi
BİTEY
- Bitki örtüsü
BİREY
-
Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert
Matbaanın bulunması, sanat ve kültür olaylarından tüm bireylerin nasiplenmesi yolunu açtı. - Aydın Boysan
- Doğa bilgisinde türü oluşturan tek varlıklardan her biri
- Bir türün kapsamı içine giren somut varlık
- İnsan topluluklarını oluşturan, insanların benzer yanlarını kendinde taşımakla birlikte, kendine özgü ayırıcı özellikleri de bulunan tek can, fert
- Toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal, iradeyle ilgili nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biri, fert
Birleşik Kelimeler: birey oluş, bireyüstü
BURUN
- Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı
-
Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü
Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum. - Haldun Taner
-
Kibir, büyüklenme
Burnundan yanına varılmıyor.
- Karanın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü
Ata Sözleri ve Deyimler
- burnu bile kanamamak
- burnu büyümek
- burnu çenesine değmek
- burnu Kafdağı'na çıkmak (veya varmak)
- burnu Kafdağı'nda (olmak)
- burnu kırılmak
- burnuna girmek
- burnuna karıncalar dolmak
- burnuna koymak
- burnundan (fitil fitil) gelmek
- burnundan ayrılmamak
- burnundan düşen bin parça olmak
- burnundan gelmek
- burnundan getirmek
- burnundan kıl aldırmamak
- burnundan solumak
- burnundan yakalamak
- burnunda tütmek
- burnunu çekmek
- burnunu kırmak
- burnunun dibine sokulmak
- burnunun dikine (veya doğrusuna) gitmek
- burnunun ucundan ötesini (veya ilerisini) görmemek
- burnunun ucunu görmemek
- burnunun yeli harman savurmak
- burnunun yeli kırılmak
- burnunu sıksan canı çıkacak
- burnunu sokmak
- burnunu sürtmek (veya burnu sürtülmek)
- burnu sızlamak
- burnu yere düşse almaz
- burun bükmek
- burun kıvırmak
- burun şişirmek
- burun yapmak
Birleşik Kelimeler: burun boşlukları, burun buruna, burun deliği, burun direği, burun kanadı, burun otu, burun perdesi, gagaburun, gaga burun, kababurun, karga burun, kepçeburun, kıl burun, pat burun, burnu büyük, burnu havada, danaburnu, itburnu, kargaburnu, kuşburnu, öküzburnu, canı burnunda, çiçeği burnunda, karnı burnunda, öfkesi burnunda