ZEVKÜSEFA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
ZEVKÜSEFA harflerini içeren 4 harfli 23 kelime bulunuyor. 4 harfli ZEVKÜSEFA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
FEVK16,
AKSE (Kelime Kökeni: Fransızca accès)
- Hastalık nöbeti, kriz
Birleşik Kelimeler: kalp aksesi
KÂSE (Kelime Kökeni: Farsça kāse)
-
Cam, çini, toprak vb.nden yapılmış derince çanak
Kocaman bakır kâsede kuskus çorbası vardı. - Nezihe Araz
Birleşik Kelimeler: kâseifağfur
KESE (Kelime Kökeni: Farsça kīse)
-
Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torba
Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı. - Fikret Otyam
-
Bu küçük torba miktarında olan
Üç kese tütün.
-
Bazı şeylerin üzerine geçirilen, kumaştan çanta biçiminde kap
Kur'an kesesi.
- Yıkanırken kir çıkartmak için ele geçirilen, vücudu ovmaya yarayan, bürümcükten, cep biçiminde bez
-
Bir kimsenin mal varlığı
Bu sadeleşme, vücut ve keseye daha elverişli idi. - Falih Rıfkı Atay
- Organizmanın bazı boşlukları
- Su bitkilerinde içi hava ile dolu olan ve bitkinin suda yüzer durumda kalmasını sağlayan şişkinlik
- Beş yüz kuruşluk para birimi
Ata Sözleri ve Deyimler
- keseden yemek
- kesenin ağzını açmak
- kesenin dibi görünmek
- kesenize bereket
- kesesi elvermemek
- kesesine bir şey girmek
- kesesine göre
- kesesine güvenmek
- kesesini doldurmak
- keseye danış, pazarlığa sonra giriş
- keseye davranmak
Birleşik Kelimeler: kese çiçeği, kese kâğıdı, kese yoğurdu, bol keseden, döl kesesi, göz kesesi, hamam kesesi, hava kesesi, idrar kesesi, işitme kesesi, öd kesesi, reçine kesesi, safra kesesi, spor kesesi, su kesesi, yağ kesesi, yüzme kesesi
- Kısa, kestirme (yol)
SAKE (Kelime Kökeni: Fransızca saké)
- Pirinçten yapılan bir tür Japon rakısı
KEZA (Kelime Kökeni: Arapça keẕā)
- Aynı biçimde, kezalik
ZEKÂ (Kelime Kökeni: Arapça ẕekāʾ)
-
İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset
Herkesin gönlünü almayı bilecek zekâya sahipti. - Ayla Kutlu
Birleşik Kelimeler: zekâ bölümü, zekâ geriliği, zekâ testi, zekâ yaşı, zekâ yeteneği, analitik zekâ, çoklu zekâ, genel zekâ, üstün zekâ
SEZA (Kelime Kökeni: Farsça sezā)
-
Uygun, yaraşır, bir şeye değer
Hele Topaç dedikleri o mollanın hâli görülmeye seza. - Sermet Muhtar Alus
FEKE
- Adana iline bağlı ilçelerden biri
KAFE
- İçecek ve hafif yiyeceklerin satıldığı, bazılarında kapı önlerinde oturacak yerlerin bulunduğu ayaküstü yiyecek yerleri
KEFE (Kelime Kökeni: Arapça keffe)
- Terazi gözlerinden her biri
- Semercilerin atların tüylerini parlatmak için kullandığı bir araç türü
SEZÜ
- Mantar meşesi
ESEF (Kelime Kökeni: Arapça esef)
-
Üzüntü, kaygı, tasa
Ötekilerin yüzünde onunki gibi esefle karışmamış, bambaşka bir öfke vardı. - Tarık Buğra
- Yerinme
Ata Sözleri ve Deyimler
- esef etmek
- esef olunmak
FAKS (Kelime Kökeni: İngilizce fax)
- Belgegeçer
SEVK (Kelime Kökeni: Arapça sevḳ)
-
Gönderme, götürme
Sevk gününü, raporun ismini, uğrayacağı limanları yazdım. - Refik Halit Karay
- Sürükleme, itme
Ata Sözleri ve Deyimler
- sevk etmek
- sevk olmak
Birleşik Kelimeler: sevkitabii, sevk kâğıdı, sevkülceyş
SEFA (Kelime Kökeni: Arapça ṣafā)
- Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma
-
Eğlence, zevk, neşe
Beni tam manasıyla mesut eden de asıl bu çeşit tatil sefalarıydı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- sefa (veya sefalar) bulduk
- sefa geldin (veya geldiniz)
- sefa geldine gitmek
- sefasına bakmak
- sefasını sürmek
- sefa sürmek
Birleşik Kelimeler: sefa pezevengi, aynısefa, zevküsefa, akşamsefası, içki sefası, gecesefası, gündüzsefası