ZEVKİSELİM Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
ZEVKİSELİM harflerini içeren 6 harfli 24 kelime bulunuyor. 6 harfli ZEVKİSELİM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
MEVZİİ16,
EKİLME
- Ekilmek işi
EMEKLİ
- Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli
-
Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt
Buraya gelenler hep asker emeklileridir. - Haldun Taner
Ata Sözleri ve Deyimler
- emekli olmak
- emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
- emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
- emekliye sevk etmek
Birleşik Kelimeler: emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli
İSKELE (Kelime Kökeni: İtalyanca scala)
-
Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer
Vapurdan indi, iskeleye çıkar çıkmaz etrafına bakındı. - Sait Faik Abasıyanık
-
Kıyıya yanaşan deniz aracına doğru uzatılan eğreti küçük köprü veya gemiye çıkmayı sağlayan merdiven
Oturduğu yerden kalkıyor, iskele zincirine uzanan eli, iskele tabanına basan ayağı, kendini çekiyor yukarı. - Zeyyat Selimoğlu
- Vapur uğrağı olan şehir veya kasaba
-
İçerilerde bulunan bir yerin kendine en yakın olan deniz taşıtı uğrağı veya demir yolu durağı
Mudanya, Bursa'nın iskelesidir.
- Yapıların dışında sıvama, boyama veya onarım için keresteden kat kat kurulan, çalışma sırasında üstüne çıkılan çatkı
- Geminin sol yanı
- Işıkların yerleştirilmesi, ışıkçıların dolaşabilmesi için stüdyolarda tavana yakın yerde duvarı çepeçevre saran çıkıntı
Ata Sözleri ve Deyimler
- iskele almak
Birleşik Kelimeler: iskele alabanda, iskele babası, iskele kelepçesi, iskele kuşu, sürme iskele, ip iskelesi
İKİLEM
- İki önermesi bulunan ve her iki önermenin vargısı olan tasım, kıyasımukassem, dilemma
- İnsanı istenmeyen seçeneklerden birini, çoğunlukla iki seçenekten birini izlemeye zorlayan tartışma, sorun veya usa vurma durumu
Ata Sözleri ve Deyimler
- ikilemde kalmak
- ikileme düşmek
KİLİSE (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Hristiyanların ibadet etmek için toplandıkları yer
Onlardan iki fedai kilise kapısının karşısındaki harap evin penceresine mitralyözlerini kurdu. - Necip Fazıl Kısakürek
- Hristiyanlıkla ilgili dinî kuruluş
- Hristiyanlığın öğretilmesi, dinî işlerin yönetimi vb. ile ilgilenen papa ve piskoposlar topluluğu
Ata Sözleri ve Deyimler
- kilise direği gibi
Birleşik Kelimeler: kilise çanı, kilise hukuku, başkilise
KESELİ
- Kesesi olan
Birleşik Kelimeler: keseli kurt
KELİME (Kelime Kökeni: Arapça kelime)
-
Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük, lügat
Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. - Orhan Veli Kanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelimeleri tartarak konuşmak
- kelimenin tam anlamıyla
Birleşik Kelimeler: kelime cambazı, kelime hazinesi, kelimeişehadet, kelime kadrosu, kelime karışıklığı, kelime oyunu, kelime sıklığı, kelime türü, kelime vurgusu, kelimesi kelimesine, anahtar kelime, basit kelime, birleşik kelime, bitişik kelime, kesik kelime, kısaltmalı kelime, taklidî kelime, türemiş kelime, yalın kelime, olumsuzluk kelimesi
MELİKE (Kelime Kökeni: Arapça melike)
-
Kadın hükümdar
Saba melikesi Belkıs da kendisine Yemen iklimlerinin en güzel atlarından hediyeler göndermişti. - Necip Fazıl Kısakürek
- Padişah karısı
Birleşik Kelimeler: çayırmelikesi
SEKİLİ
- Sekisi olan
ESKİME
- Eskimek işi
İSLEME
- İslemek işi
MESLEK (Kelime Kökeni: Arapça meslek)
-
Belli bir eğitim ile kazanılan, sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş
Araya giren yıllar zarfında meslekten kopunca eski arkadaşlarıyla ünsiyeti de kopmuştu. - Osman Aysu
- Uğraş
- Öğreti
- Dizge
-
Çığır, okul, ekol
Edebî meslekler.
Ata Sözleri ve Deyimler
- mesleğinin eri (veya erbabı) olmak
- meslek edinmek
Birleşik Kelimeler: meslek içi eğitim, meslek yaşamı, serbest meslek
SİLMEK
-
Bir şeyin ıslaklığını gidererek kuru duruma getirmek
Terlemiş gibi alnını elinin tersiyle sildi. - Ömer Seyfettin
-
Üzerine genellikle bir bez sürterek tozlarını, kirlerini almak veya parlatmak
Türküler çağırarak tahta siliyorlar. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Bir yazı, çizgi vb.ni kazıyarak veya sürterek yok etmek
Daktilo yanlışlarını iğneyle kazıyarak sildi.
- Tahta malzemeyi makineyle düzgün ve pürüzsüz hâle getirmek
-
Üzerini çizerek atmak, yok etmek
Defterden adını silmişler.
- İlişkisini koparmak, yok saymak
-
Üstünlük göstererek o alanda üstün olanları ikinci plana atmak
Takımı sahadan silmek.
-
Ortadan kaldırmak, yok etmek veya gidermek
Senin gözlerin gönlümü dolduran kara düşünceleri silecek, beni korkulardan kurtaracaktır. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- silip atmak
- silip süpürmek
Birleşik Kelimeler: sil baştan
SİLKME
- Silkmek işi
-
İri doğranmış kabak, patlıcan vb. sebzelerle yapılan et yemeği
Patlıcan silkmesi.
- Halterde ayakları açarak halteri önce omuz üstüne sonra baş üstüne, dirsekleri bükmeden kaldırma biçimi
SEKLEM
- Kıldan, yünden dokunmuş çuval
- On batman (un, vb.)