ZENCEFİLGİLLER Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ZENCEFİLGİLLER harflerini içeren 5 harfli 61 kelime bulunuyor. 5 harfli ZENCEFİLGİLLER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

EFECE14, EFRİZ14, FİREZ14, FİNCE14, FİLİZ14, FREZE14, FECİR14, FENCİ14, NEZİF14, ZİFİR14, ZİFİN14, ZEFİR14, EZGİN12, GİZLİ12, GİZİL12, GENİZ12, GERİZ12, GERZE12, EZİCİ11, ELİFİ11, FERLİ11, FENER11, LİFLİ11, NEFİR11, NEFER11, ZENCİ11, ZECRİ11, ZECİR11, CEZRİ11, CEZİR11, CİZRE11, ERGİN9, ERGEN9, ELGİN9, ENGEL9, GELEN9, GELİR9, GİREN9, GENEL9, GEREN9, GELİN9, ERZEL8, ERZİN8, EZELİ8, EZİNE8, ENEZE8, İRİCE8, İNCİL8, İNCİR8, LERZE8, NİCEL8, NEZLE8, NEZİR8, REZİL8, ZİLLİ8, ZELİL8, CİNLİ8, CEREN8, CELİL8, İLERİ5, NELER5

İLERİ

[isim]

  • Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
  • Bir şeyin ulaşılacak yönü

    Yolun ilerisi düz.

  • Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra

[sıfat]

  • Önde bulunan

    İleri karakol. İleri hat.

[sıfat]

  • Doğrusundan daha çok gösteren (saat)

    Saat beş dakika ileridir.

[sıfat]

[mecaz]

  • Benzerlerini geride bırakmış

    İleri fikirler.

[zarf]

  • Öne doğru, ileri doğru

    Masayı biraz ileri çekelim.

[ünlem]

  • `Amaca doğru durmadan yürü` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! - Atatürk

[spor]

  • Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ileri (veya ileriye) gitmek
  • ileri almak
  • ileri atılmak (veya çıkmak)
  • ileri geçmek
  • ileri gelmek
  • ileri götürmek
  • ilerisine gitmek
  • ileri sürmek
  • ileri varmak
  • ileriyi görmek

Birleşik Kelimeler: ileri gelen, ileri geri, ileri görüş, ileri gözetleyici, ileri karakol, ileri teknoloji, ileri uç, ileri vites

NELER

  • çok ve çeşitli şeyler

    Bugün neler gördük.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ne âlem
  • ne âlemde?
  • ne alıp veremiyor?
  • ne arar (veya onda ... ne gezer)
  • ne arıyor
  • ne biçim?
  • ne buyrulur?
  • ne çare
  • ne çıkar
  • ne çiçektir, biliriz
  • ne dedim de
  • ne demek?
  • ne demek olsun
  • ne demeye
  • ne denir (veya dersin)
  • ne denli
  • ne de olsa
  • ne dese beğenirsin?
  • nedir ki
  • ne diye?
  • ne ekersen onu biçersin
  • ne fayda
  • ne gam
  • ne gezer
  • ne gibi?
  • ne gözle bakmak
  • ne güne duruyor?
  • ne günlere kaldık!
  • ne haber?
  • ne hacet
  • ne haddine!
  • ne hâlde?
  • ne hâli varsa görsün
  • ne hikmetse (veya hikmettir)
  • ne idiği belirsiz
  • ne imiş?
  • ne ise
  • ne istediğini bilmek
  • ne iyi!
  • ne kadar
  • ne kadar olsa
  • ne kadar varsa
  • ne lazım
  • neler de neler, maydanozlu köfteler
  • neler neler
  • ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
  • ne mene
  • ne menem
  • ne mümkün
  • ne münasebet!
  • ne o?
  • ne olacak!
  • ne olduğunu bilememek
  • ne oldum delisi olmak
  • ne olur (veya olursun veya olursunuz)
  • ne olursa olsun
  • ne oluyor?
  • ne pahasına olursa olsun
  • ne söylüyorsun?
  • ne var ki
  • ne yaparsın (veya yapmalı) ki
  • ne yapıp yapıp
  • ne yaptığını bilmemek
  • ne yazar
  • ne yazık ki
  • neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
  • neyin nesi (kimin fesi)
  • neyleyim
  • neymiş
  • ne yüzle

ERZEL (Kelime Kökeni: Arapça erẕel)

[sıfat]

  • Pek rezil
  • Alçak, soysuz

ERZİN

[isim]

  • Hatay iline bağlı ilçelerden biri

EZELÎ (Kelime Kökeni: Arapça ezelī)

[sıfat]

  • Öncesiz

[mecaz]

  • Eski

    Bu kitap ezelî bir imkânsızlığı anlatıyor. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: ezelî rekabet, ezelî takdir

EZİNE

[isim]

  • Çanakkale iline bağlı ilçelerden biri

Birleşik Kelimeler: Ezine peyniri

ENEZE

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Cılız, zayıf, güçsüz

İRİCE

[sıfat]

  • İriye yakın, biraz iri

    Şapkanın üstünde irice bir kırlangıç var. - Adalet Ağaoğlu

İNCİL (Kelime Kökeni: Arapça incīl)

[isim]

[din bilgisi]

  • Hz. İsa'ya indirilen kutsal kitap, Ahd-i Cedit

İNCİR (Kelime Kökeni: Farsça encīr)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Dutgillerden, asıl yurdu Akdeniz kıyıları olan, yaprakları geniş dilimli bir ağaç (Ficus carica)
  • Bu ağacın yaş veya kuru olarak yenilen etli, tatlı meyvesi, ballıdarı, yemiş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • incir çekirdeği doldurmamak

Birleşik Kelimeler: incir kuşu, kuru incir, lop incir, yabani incir, balçık inciri, firavun inciri, Frenk inciri, Hint inciri, kavak inciri, patlıcan inciri, yaban inciri

LERZE (Kelime Kökeni: Farsça lerze)

[isim]

[eskimiş]

  • Titreme, titreyiş

    Aşklarının düşüncesi artık lerze değil yeis ve meraret veriyordu. - Halide Edip Adıvar

NİCEL

[sıfat]

  • Nicelik bakımından, nicelikle ilgili, kantitatif

NEZLE (Kelime Kökeni: Arapça nezle)

[isim]

[tıp]

  • Soğuk almaktan ileri gelen, burun akması, aksırma ile beliren hastalık, ingin, tumağı, dumağı, çaputlama, zükâm, nevazil

    Havaların değişik gitmesi, bir sıcak bir soğuk olması adamcağızı nezle etmiş, üstelik nezle göğsüne inmiştir. - Burhan Felek

Birleşik Kelimeler: nezle otu, bahar nezlesi, İspanyol nezlesi, saman nezlesi

NEZİR (Kelime Kökeni: Arapça neẕr)

[isim]

[eskimiş]

  • Adak

    Yerden bir avuç saman aldı, ellerinin arasında bir nezri yerine getirir gibi ovuşturup havaya üfledi. - Ahmet Hamdi Tanpınar

Birleşik Kelimeler: nezretmek

REZİL (Kelime Kökeni: Arapça reẕīl)

[sıfat]

  • Alçak, aşağılık

    Ah, seni serseri, rezil, alçak seni! Demek bana başkaldırıyorsun! - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rezil etmek
  • rezili çıkmak
  • rezil olmak
  • rezil rüsva olmak