ZATÜLCENP Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
ZATÜLCENP harflerini içeren 4 harfli 22 kelime bulunuyor. 4 harfli ZATÜLCENP kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
CEZP14,
ATEL (Kelime Kökeni: Fransızca attelle)
- Kırılmış kemiklerin düzgün bir biçimde sarılabilmesi için kullanılan türlü malzemelerden yapılmış destek
ALET (Kelime Kökeni: Arapça ālet)
- Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne
- Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç
- Bir makineyi oluşturan ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri
-
Maşa
Birtakım teşebbüslerini gerçekleştirmesi yolunda onu bir alet gibi kullanıyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- alet etmek
- alet işler, el övünür
- alet olmak
Birleşik Kelimeler: alet edevat, tansiyon aleti, çalgı aleti, kondisyon aleti, ses aleti, suç aleti, tesviye aleti
ELAN (Kelime Kökeni: Arapça elān)
-
Şimdi, şu anda, hâlâ, henüz, daha
Zaten evlerinde elan sinide, yer sofrasında yemek yiyorlar. - Refik Halit Karay
NALE (Kelime Kökeni: Farsça nāle)
- İnleme, inilti
TANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)
- Herhangi bir sayıda olan şey, adet
-
Bazı bitkilerin tohumu
İşçiler buğdayı savurmakta ve taneyi samandan ayırmaktadır. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Çekirdekli küçük meyve
Üzüm tanesi. Nar tanesi.
Ata Sözleri ve Deyimler
- tane bağlamak
Birleşik Kelimeler: tane tane, bir tane, buğdaysı tane
TELA (Kelime Kökeni: İtalyanca tela)
- Kumaşla astar arasına konularak giysinin dik durmasını sağlayan kolalı bez
ÜLEN
-
Ulan
Ülen, haddini bilmez bastıbacak, emir vermek sana mı kaldı? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
AZEL
- Sunumun birkaç satıcı tarafından yapıldığı ve bu az sayıdaki satıcının birbirlerinin üretim kararlarından etkilendiği piyasa türü, oligopol
EZAN (Kelime Kökeni: Arapça eẕān)
-
Müslümanlıkta namaz vaktini bildirmek için müezzinin yüksek sesle yaptığı çağrı
Emirgân Camiinden yankılanan sabah ezanını duydular. - Attila İlhan
Birleşik Kelimeler: ezan saati, ezan vakti, akşam ezanı, ikindi ezanı, öğle ezanı, sabah ezanı, yatsı ezanı
TAZE (Kelime Kökeni: Farsça tāze)
-
Bozulmamış, bayatlamamış olan
Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Dinç, yıpranmamış, yorulmamış
Yüzü taze, taravetli ve güzeldi. - Memduh Şevket Esendal
-
Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu. - Memduh Şevket Esendal
-
Yeni, zamanı geçmemiş
Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü. - Halikarnas Balıkçısı
-
Genç kadın
Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor. - Ömer Seyfettin
Ata Sözleri ve Deyimler
- taze ot görmüş eşek gibi
Birleşik Kelimeler: taze fasulye, tazekan, taze para, taze soğan, her dem taze, terütaze
APEL (Kelime Kökeni: Fransızca appel)
- Anonim ortaklıklarda sermaye artırımı için yapılan ödeme çağrısı
ETAP (Kelime Kökeni: Fransızca étape)
- Aşama
- Adım
PLAN (Kelime Kökeni: Fransızca plan)
-
Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen
Turist akınını karşılamak için şimdiden bir plan yapmışlar. - Haldun Taner
-
Bir şehrin, bir yapının, bir makinenin çeşitli bölümlerini gösteren çizim
O tarihte aramızda kasaba planını yapmaya gelmiş bir iki mühendis ve mimar bulunuyordu. - Reşat Nuri Güntekin
- Çekim
-
Düşünce, niyet, maksat, tasavvur
Aşağıda kaynaşan kalabalığa bakarak planını zihninden geçirdi. - Ömer Seyfettin
Ata Sözleri ve Deyimler
- plan kurmak
Birleşik Kelimeler: arka plan, geri plan, nâzım plan, ilk planda, eylem planı
PENA (Kelime Kökeni: İtalyanca penna)
- Mızrap
TÜZE
- Hukuk
Birleşik Kelimeler: üleştirimli tüze