ZANNEDİLMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

ZANNEDİLMEK harflerini içeren 6 harfli 47 kelime bulunuyor. 6 harfli ZANNEDİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DİZMEN12, DİZMEK12, ENDAZE11, ZİNDAN11, ZEDELİ11, AMNEZİ10, EZİLME10, İZLEME10, MENZİL10, NAZMEN10, DİNMEK9, DİLMEK9, DELMEK9, DEMLİK9, DİLEME9, DİKMEN9, DENMEK9, EDİLME9, EDİNME9, KADEME9, KAZEİN9, MADENİ9, MENDİL9, MEDENİ9, NAKZEN9, NEDİME9, ANİDEN8, KİLDAN8, KANDİL8, NAKDEN8, ANEMİK7, EKİLME7, EMEKLİ7, ELEMAN7, İNLEME7, İLENME7, KELİME7, KEMANE7, KEMANİ7, MAKİNE7, MANKEN7, MELİKE7, MEALEN7, ALENEN6, İLANEN6, NANELİ6, NAKLEN6

ALENEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿalenen)

[zarf]

  • Açıkça

    Zevcesinden aldığı yüz kızartıcı mektuplar alenen nasıl okunur ve neler anlatılır? - Necip Fazıl Kısakürek

İLANEN (Kelime Kökeni: Arapça iʿlānen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Duyuru yoluyla

NANELİ

[sıfat]

  • Nanesi olan
  • İçinde nane ruhu olan

NAKLEN (Kelime Kökeni: Arapça naḳlen)

[zarf]

  • Nakil yoluyla, aktarılarak

Birleşik Kelimeler: naklen yayın

ANEMİK (Kelime Kökeni: Fransızca anémique)

[sıfat]

[tıp]

  • Kansız

    Kafa işlerimizin anemik bir soluklukta oluşunda yemeğe düşkünlüğümüzün rolü sanıldığından daha fazladır. - Haldun Taner

EKİLME

[isim]

  • Ekilmek işi

EMEKLİ

[sıfat]

  • Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli

[isim]

  • Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt

    Buraya gelenler hep asker emeklileridir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emekli olmak
  • emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
  • emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
  • emekliye sevk etmek

Birleşik Kelimeler: emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli

ELEMAN (Kelime Kökeni: Fransızca élément)

[isim]

  • Öge

    Eskilerin şiirde pek bol kullanmaktan hoşlandıkları elemanlardan birisi de teşbihti. - Asaf Halet Çelebi

  • Bir toplulukta çalışan insanların her biri

    Kızı sizin elemanınız sanmışlar öyle mi? - Ahmet Ümit

[matematik]

  • Kümeye ait varlıklardan her biri

Birleşik Kelimeler: eleman sayısı, ara eleman, öğretim elemanı, yapı elemanı

İNLEME

[isim]

  • İnlemek işi

    Pansiyonun kağşamış tahta merdiveni ağır bir vücudun adımları altında inlemeye başladı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

İLENME

[isim]

  • İlenmek işi

KELİME (Kelime Kökeni: Arapça kelime)

[isim]

  • Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük, lügat

    Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelimeleri tartarak konuşmak
  • kelimenin tam anlamıyla

Birleşik Kelimeler: kelime cambazı, kelime hazinesi, kelimeişehadet, kelime kadrosu, kelime karışıklığı, kelime oyunu, kelime sıklığı, kelime türü, kelime vurgusu, kelimesi kelimesine, anahtar kelime, basit kelime, birleşik kelime, bitişik kelime, kesik kelime, kısaltmalı kelime, taklidî kelime, türemiş kelime, yalın kelime, olumsuzluk kelimesi

KEMANE (Kelime Kökeni: Farsça kemāne)

[isim]

[müzik]

  • Keman ve kemençe yayı

[müzik]

  • Bir tür halk çalgısı
  • Delgi veya küçük torna çevirmek için kullanılan ok yayı biçimindeki araç

[denizcilik]

  • Ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım

Birleşik Kelimeler: kemane balığı, kemane çekme, kabak kemane

KEMANİ (Kelime Kökeni: Farsça kemān + Arapça -ī)

[isim]

[eskimiş]

  • Alaturka müzikte keman çalan kimse

MAKİNE (Kelime Kökeni: İtalyanca macchina)

[isim]

[teknik]

  • Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü

    Tıraş makineleri ile usturalar çekmecelerde dururdu. - Necati Cumalı

  • Bir alet veya taşıtın hareket etmesini sağlayan mekanizması

    Saatin makinesi. Gramofonun makinesi.

[halk ağzında]

  • Araba, otomobil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makine çekmek
  • makine gibi
  • makine gibi adam
  • makineyi bozmak

Birleşik Kelimeler: makine dolabı, makine gücü, makine odası, makine parkı, makine yağı, buharlı makine, adres makinesi, alev makinesi, balya makinesi, buhar makinesi, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, çay makinesi, çekiç makinesi, çıpır makinesi, çoğaltma makinesi, daktilo makinesi, dikiş makinesi, diyaliz makinesi, fotoğraf makinesi, hava boşaltma makinesi, hesap makinesi, indükleme makinesi, kahve makinesi, kalandır makinesi, kambura makinesi, kaynak makinesi, kuluçka makinesi, kurutma makinesi, külhan makinesi, nakış makinesi, pastav makinesi, püskürtme makinesi, reşme makinesi, sağım makinesi, sıra makinesi, silme makinesi, silindir makinesi, sürfile makinesi, teksir makinesi, tınaz makinesi, tıraş makinesi, tost makinesi, ücretlendirme makinesi, ütü makinesi, yalan makinesi, yaprak makinesi, yayık makinesi, yazı makinesi, zikzak makinesi

MANKEN (Kelime Kökeni: Fransızca mannequin)

[isim]

  • Genellikle modaevlerinde giysileri alıcılara gösterme işiyle görevli kimse, model
  • Ressam ve heykeltıraşların gerektikçe model olarak kullandıkları, türlü biçimleri alabilen eklemli, çoğunlukla tahtadan yapılmış insan veya hayvan örneği
  • Terzilerin, giysi denemek, sergilemek için kullandıkları insan vücudu biçimindeki tahta, mukavva vb. kalıp

Ata Sözleri ve Deyimler

  • manken gibi

Birleşik Kelimeler: konu mankeni