ZAKKUMLAŞMA ile Oluşan Kelimeler (ZAKKUMLAŞMA Kelime Türetme)

ZAKKUMLAŞMA harflerinden oluşan 152 kelime bulunuyor. ZAKKUMLAŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Zakkumlaşma kelimesinin anlamı nedir? Zakkumlaşma ile başlayan kelimeler. İçinde zakkumlaşma olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

ZAKKUMLAŞMA20

10 Harfli Kelimeler

UZAKLAŞMAK18

9 Harfli Kelimeler

UZAKLAŞMA17, KUŞAKLAMA14, ZAMKLAMAK14

8 Harfli Kelimeler

UZLAŞMAK16, ZUMLAMAK14, KAMAŞMAK13, ZAMKLAMA13, AKLAŞMAK12, KAŞLAMAK12, ŞAKLAMAK12, KUMLAMAK11

7 Harfli Kelimeler

UZLAŞMA15, ZUMLAMA13, KAMAŞMA12, MUAŞAKA12, ULAŞMAK12, AZALMAK11, AKLAŞMA11, KAŞLAMA11, ŞAKLAMA11, KUMLAMA10, AKLAMAK8

6 Harfli Kelimeler

MAZLUM12, MAŞUKA11, ŞAMAMA11, UZAMAK11, ULAŞMA11, ZAKKUM11, AZALMA10, KUŞLAK10, KAMKAZ10, KAZMAK10, MAŞALA10, MALAMA8, ULAMAK8, AKLAMA7, KALKMA7, KALMAK7

5 Harfli Kelimeler

KUMAŞ10, MAŞUK10, UZAMA10, AZMAK9, AŞAMA9, AŞMAK9, ALMAŞ9, AKKUŞ9, AKMAZ9, AKŞAM9, KUŞAK9, KAZMA9, MALAZ9, MAZAK9, ŞAKUL9, ALAZA8, KAZAK8, MAMUL8, MALUM8, ŞALAK8
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

UZAM9, AZMA8, AŞMA8, MAAŞ8, MAŞA8, ŞAMA8, UŞAK8, UZAK8, ULAŞ8, ZULA8, ZAMK8, ALAZ7, KAZA7, LAZA7, ŞAKA7, UMMA7, AMMA6, KUMA6, KAMU6, MAMA6
Tümünü Gör

3 Harfli Kelimeler

ŞAZ9, MUZ8, MUŞ8, ZUM8, KUŞ7, KUZ7, MAŞ7, ŞUA7, ŞAM7, ZAM7, AŞK6, AZA6, KAŞ6, KAZ6, LAZ6, MUM6, ŞAL6, ŞAK6, KUM5, AMA4
Tümünü Gör

2 Harfli Kelimeler

ŞU6, UZ6, AŞ5, AZ5, AM3, MA3, AK2, AL2, LA2

AK

[isim]

  • Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı

[sıfat]

  • Bu renkte olan
  • Beyaz leke

    Bir gözünde akı var.

[sıfat]

[mecaz]

  • Temiz

[sıfat]

[mecaz]

  • Dürüst

[sıfat]

[mecaz]

  • Sıkıntısız, rahat

    Ak günler göresin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ak akçe kara gün içindir
  • ak dediğine kara demek
  • ak don kara don geçitte belli olur
  • ak gün ağartır, kara gün karartır
  • akı ak karası kara
  • akı karası geçitte belli olur
  • akım derken bokum demek
  • ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
  • ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
  • ak koyunun kara kuzusu da olur
  • ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
  • akla karayı seçmek
  • ak sakaldan yok sakala gelmek

Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı

AL

[isim]

  • Kanın rengi, kızıl, kırmızı

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Al bayrak. Al çuha.

  • Dorunun açığı, kızıla çalan at donu

[sıfat]

  • Bu renkte olan (at)
  • Yüze sürülen pembe düzgün, allık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al elmaya taş atan çok olur
  • al giymedim ki alınayım
  • al gömlek gizlenemez
  • alı alına, moru moruna
  • alı al, moru mor
  • al kanlara boyanmak
  • al kiraz üstüne kar yağmış

Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar

[isim]

[eskimiş]

  • Aldatma, düzen, tuzak, hile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz

[kimya]

  • Alüminyum elementinin simgesi

LA (Kelime Kökeni: İtalyanca la)

[isim]

[müzik]

  • Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

[kimya]

  • Lantan elementinin simgesi

AM

[isim]

[kaba konuşmada]

  • Dişilik organı

[kimya]

  • Amerikyum elementinin simgesi

ÂMÂ (Kelime Kökeni: Arapça aʿmā)

[sıfat]

  • Görme engelli

[bağlaç]

  • Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma, lakin, velakin

    Para kazanmayı hiç sevmiyordu ama hesapsız harcamaya bayılıyordu. - Necati Cumalı

  • Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz

    Fala inanmam ama fırsat bulursam baktırmadan da yapamam. - Kemal Tahir

  • Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz

    Gerçi yeni nesil, eskiyi öğrenmekte bir fayda görmüyor ama ben gene de yazayım. - Burhan Felek

  • Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz

    Güzel ama güzel bir söz söyledi.

  • Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz

    Gerçi vekillerden bazıları yerli yerinde duruyordu ama! - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ama ne
  • aması maması yok!
  • aması var

KUM

[isim]

[madencilik]

  • Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan, deniz kıyısı, dere yatağı vb. yerlerde çok bulunan, ufak, sert tanecikler

    İki kamyon kum getirmemi istedi. - Yusuf Atılgan

  • Armut, ayva vb. meyvelerin etli bölümlerindeki sert tanecikler
  • Vücuttaki bezlerin, özellikle böbreğin ürettiği ince ve katı tanecikler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumda oynamak
  • kum dökmek
  • kum gibi

Birleşik Kelimeler: kum balığı, kumbaşı, kum çölü, kum engereği, kum fırtınası, kum grisi, kum havucu, kum havuzu, kum kamyonu, kumkayası, kumkazan, kum ocağı, kum otu, kum saati, kum taşı, kum torbası, gök kumu

[isim]

  • Yemek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşını, eşini, işini bil
  • aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
  • aş taşınca kepçeye paha olmaz
  • aş tuz ile, tuz oran ile

Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı

AZ

[sıfat]

  • Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı

    Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[zarf]

  • Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aza çoğa bakmamak
  • aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
  • aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
  • az ateş çok odunu yakar
  • az bulmak
  • az buz olmamak
  • az değil
  • az gelmek
  • az görmek
  • az günün adamı olmamak
  • azı çoğa saymak (veya tutmak)
  • az kaldı (veya kalsın)
  • az kaz, uz kaz, boyunca kaz
  • az olsun, uz olsun
  • az söyle, çok dinle
  • az tamah çok ziyan getirir
  • az veren candan, çok veren maldan
  • az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur

Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından

[eskimiş]

[kimya]

  • Azot elementinin simgesi

AMMA (Kelime Kökeni: Arapça ammā)

[bağlaç]

  • Ama

    İyi amma zatıaliniz kapıya geldiği zaman beni sormadınız. - Osman Cemal Kaygılı

  • Yanına getirildiği kelimenin anlamına aşırılık katarak şaşma veya hayranlık anlatan bir söz

    Hatırladıkça amma da yılışıkmışım ha der, utana utana. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • amma da yaptın ha!

Birleşik Kelimeler: amma velakin

KUMA

[isim]

  • Aynı erkekle evli olan kadınların birbirine göre adı, ortak

    Orada kimseyi kıskanmamışken bu sonuncu kumasını büyük mesele yaptı. - Refik Erduran

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kuma olmak

KAMU

[isim]

  • Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü
  • Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme

    Çevre koruması sorunları İsveç kamusunun bilincine ve hatta bilinçaltına sinmiş. - Haldun Taner

[sıfat]

[eskimiş]

  • Hep, bütün

    Biz kimseye kin tutmayız / Kamu âlem birdir bize - Yunus Emre

Birleşik Kelimeler: kamu davası, kamu denetçisi, kamu diplomasisi, kamu düzeni, kamu eczacısı, kamu görevlisi, kamu güvenliği, kamu hizmeti, kamu hukuku, kamu idaresi, kamu kesimi, kamu kurumu, kamuoyu, kamu personeli, kamu sağlığı, kamu sektörü, kamu tanrıcı, kamu yararı, kamu yönetimi

MAMA

[isim]

  • Bebek için hazırlanan yiyeceklerin genel adı

    Babam Ayşe'ye mama yaptı, ana. - Aka Gündüz

Birleşik Kelimeler: hazır mama

[isim]

  • Çaça, abla

Birleşik Kelimeler: cicimama

AŞK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaşḳ)

[isim]

  • Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi, sevda, amor (II)

    Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi - Yunus Emre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşka düşmek
  • aşka gelmek
  • aşk ağlatır, dert söyletir
  • aşk olmayınca meşk olmaz
  • aşk olsun
  • aşk yapmak

Birleşik Kelimeler: aşkmerdiveni, ilanıaşk, karşılıksız aşk, yasak aşk, yıldırım aşkı

AZA (Kelime Kökeni: Arapça aʿżā)

[isim]

  • Üye

    Komşu gencine yüz vermemiş, çocuklu bir mahkeme azasıyla evlenmişti. - Reşat Nuri Güntekin

  • Vücut parçası, organ

    Bu vücut, bütün azası kırılmış, birbiri üstüne yığılmış bir külçe hâlinde. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: murahhas aza

KAŞ

[isim]

[anatomi]

  • Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar

    Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu. - Mahmut Yesari

  • Eyerin ön ve arkasındaki çıkıntılı bölüm

[halk ağzında]

  • Sarp kayalık, uçurum

[halk ağzında]

  • Bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set

[halk ağzında]

  • Ocağın veya şöminenin üst tarafında bulunan, üzerine malzeme konulan çıkıntı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaş (veya kaşını) yıkmak
  • kaş göz etmek
  • kaş göz işareti yapmak
  • kaşı (veya kaşları) çatılmak
  • kaşını gözünü eğmek
  • kaşının altında gözün var dememek
  • kaş ile göz, gerisi söz
  • kaşla göz arasında
  • kaşlarını çatmak
  • kaş yapayım derken (veya yaparken) göz çıkartmak (veya çıkarmak)

Birleşik Kelimeler: kaşbastı, kaş jölesi, çatık kaş, çatma kaş, karakaş, baca kaşı, civankaşı, eyer kaşı, ocak kaşı, yüzük kaşı

[isim]

  • Antalya iline bağlı ilçelerden biri