Z ile Biten Kelimeler

Z ile biten 2189 kelime bulunuyor. Sonu Z olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Z ile başlayan kelimeler. İçinde z olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

MUVAFFAKİYETSİZ41, KARINCAİNCİTMEZ26

14 Harfli Kelimeler

KURŞUNGEÇİRMEZ30, PARATÜBERKÜLOZ28, KARTONPİYERSİZ25, KARDİYOSKLEROZ24, ELEKTRODİYALİZ22

13 Harfli Kelimeler

CİBİLLİYETSİZ24, ALTERNATİFSİZ23, KOLESTEROLSÜZ22, MEMNUNİYETSİZ22

12 Harfli Kelimeler

PROVİZYONSUZ34, SÖZÜNÜBİLMEZ32, VURDUMDUYMAZ32, PROMOSYONSUZ28, LOKOMOTİFSİZ26, MUKAVEMETSİZ25, AYRICALIKSIZ24, EHEMMİYETSİZ24, FORMALİTESİZ24, PARTENOGENEZ24, SERTİFİKASIZ24, TEFERRUATSIZ24, KARINCAEZMEZ23, PARMAKLIKSIZ23, SALAHİYETSİZ23, DURAKSAMASIZ22, MÜNASEBETSİZ22, MESULİYETSİZ21, MEDENİYETSİZ21, SAMİMİYETSİZ21
Tümünü Gör

11 Harfli Kelimeler

HAYVANCAĞIZ37, SÖZGÖTÜRMEZ37, ÖZGÜRLÜKSÜZ34, MİZANPAJSIZ33, BAHÇIVANSIZ32, ÇAĞRIŞIMSIZ32, HOPARLÖRSÜZ32, MÜRÜVVETSİZ32, MUHAFAZASIZ31, ANGAJMANSIZ30, BAĞLAŞIMSIZ30, GÜMBÜRTÜSÜZ30, GILLIGIŞSIZ30, PLAJİYOKLAZ30, DUDAKDEĞMEZ29, GÖSTERİŞSİZ29, KIVILCIMSIZ29, SÖZLEŞMESİZ29, GALVANİZSİZ28, KAVRAYIŞSIZ28
Tümünü Gör

10 Harfli Kelimeler

HOŞGÖRÜSÜZ36, SAĞGÖRÜSÜZ36, DAĞDAĞASIZ33, GÜPEGÜNDÜZ33, YAVRUCAĞIZ33, ÇOCUKCAĞIZ32, GÖTÜRÜMSÜZ31, AVANTAJSIZ30, FOTOMORFOZ30, GÜVENCESİZ29, MAHFAZASIZ29, BÖLÜNTÜSÜZ28, DÖKÜNTÜSÜZ28, SUGÖTÜRMEZ28, AMBALAJSIZ27, DEĞİŞİMSİZ27, GÖZENEKSİZ27, KADINCAĞIZ27, VIZILTISIZ27, CIVILTISIZ27
Tümünü Gör

9 Harfli Kelimeler

ŞARJÖRSÜZ33, GÖZLÜKSÜZ30, FOSFORSUZ29, GÜNGÖRMEZ29, BUZAĞISIZ28, FOSFATSIZ28, FIRFIRSIZ28, GÜVENÇSİZ28, HAFIZASIZ28, ÖZVERİSİZ28, VAZİFESİZ28, BAĞDAŞMAZ27, BAĞCIKSIZ27, ABAJURSUZ26, ADAMCAĞIZ26, ÇARŞAFSIZ26, JAKUZİSİZ26, JALUZİSİZ26, KUVVETSİZ26, MAKYAJSIZ26
Tümünü Gör

8 Harfli Kelimeler

GÜMÜŞGÖZ33, GÖVDESİZ30, GÖRGÜSÜZ30, ÇÖZÜMSÜZ29, GÖRÜŞSÜZ29, KÖYCEĞİZ29, DÜĞÜMSÜZ28, GÖREVSİZ28, TAHAFFUZ28, VİRAJSIZ28, VUZUHSUZ28, BOŞBOĞAZ27, BÜZGÜSÜZ27, DÜĞÜNSÜZ27, DÜZGÜSÜZ27, DÖNÜŞSÜZ27, HAVUZSUZ27, VUKUFSUZ27, VASIFSIZ27, BOĞAZSIZ26
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

JÖLESİZ26, GAGAVUZ25, HİPOFİZ25, ÖRGÜSÜZ25, AÇIKGÖZ24, ÖZÜRSÜZ24, ÖLÇÜSÜZ24, PARAGÖZ24, TEPEGÖZ24, ÜZGÜSÜZ24, VİRTÜÖZ24, VEFASIZ24, AĞIZSIZ23, MUHAFIZ23, ÖFKESİZ23, ÖDÜNSÜZ23, AĞAÇSIZ22, DİPFRİZ22, DÜPEDÜZ22, GÖBELEZ22
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

ÖZBEÖZ26, YÜZGÖZ26, ÇÖPSÜZ25, GÖZSÜZ25, DÖŞSÜZ23, SUFLÖZ23, CAMGÖZ23, SOVHOZ22, SÖZSÜZ22, CİNGÖZ22, BÜGDÜZ21, DÖRDÜZ21, FRİTÖZ21, GÜÇSÜZ21, KÖRFEZ21, MAHFUZ21, RUJSUZ21, TEFVİZ21, VAFTİZ21, ZAĞSIZ21
Tümünü Gör

5 Harfli Kelimeler

DÖVİZ22, AÇGÖZ21, KUVÖZ21, GÜVEZ20, HIFIZ20, BUĞUZ19, HAFIZ19, HAVUZ19, BOĞAZ18, ÇÖMEZ18, JELOZ18, ŞÖMİZ18, YAĞIZ18, LİZÖZ17, NÜFUZ17, ÖKSÜZ17, VECİZ17, VADUZ17, YAVUZ17, CEVİZ17
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

OĞUZ16, AĞIZ15, ÖKÜZ15, ÜVEZ15, ÜÇÜZ14, AVAZ13, FRİZ13, FAİZ13, FARZ13, FERZ13, GÜRZ13, GAYZ13, İVAZ13, VAAZ13, VAİZ13, UCUZ12, APAZ11, AŞOZ11, AHİZ11, HAİZ11
Tümünü Gör

3 Harfli Kelimeler

Z16, ÇÖZ15, SÖZ13, VIZ13, FAZ12, GÜZ12, KÖZ12, TÖZ12, VAZ12, HIZ11, POZ11, CÜZ11, BÜZ10, DÜZ10, GEZ10, GAZ10, GİZ10, HAZ10, YÜZ10, CIZ10
Tümünü Gör

2 Harfli Kelimeler

ÖZ11, UZ6, AZ5, İZ5

AZ

[sıfat]

  • Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı

    Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[zarf]

  • Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aza çoğa bakmamak
  • aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
  • aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
  • az ateş çok odunu yakar
  • az bulmak
  • az buz olmamak
  • az değil
  • az gelmek
  • az görmek
  • az günün adamı olmamak
  • azı çoğa saymak (veya tutmak)
  • az kaldı (veya kalsın)
  • az kaz, uz kaz, boyunca kaz
  • az olsun, uz olsun
  • az söyle, çok dinle
  • az tamah çok ziyan getirir
  • az veren candan, çok veren maldan
  • az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur

Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından

[eskimiş]

[kimya]

  • Azot elementinin simgesi

İZ

[isim]

  • Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare

    Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti

    Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare

    Cinayet izleri.

  • Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser

    O çağ uygarlığından iz kalmadı.

[matematik]

  • Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iz bırakmak
  • izi belirsiz olmak
  • izinden yürümek
  • izine basmak
  • izine dönmek
  • izine düşmek
  • izine uymak
  • izini düşürmek
  • izini kaybetmek
  • izi silinmek
  • iz sürmek

Birleşik Kelimeler: iz düşümü, ayak izi, parmak izi

UZ

[sıfat]

  • İyi, güzel
  • İşe yatkın, becerikli, mahir

Birleşik Kelimeler: eli uz

[zarf]

  • Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz

Birleşik Kelimeler: uzgören, uzgörür, uz iletişim

BÜZ (Kelime Kökeni: Fransızca buse)

[isim]

  • Künk

DÜZ

[sıfat]

  • Yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan

    Düz tahta.

  • Kıvrımlı olmayan, doğru, stabil

    Düz çizgi.

  • Yüzeyinde girinti çıkıntı olmayan, müstevi
  • Kısa ökçeli, ökçesiz (ayakkabı)
  • Yayvan, altı derin olmayan

    Düz kayık. Düz tabak.

  • Kıvırcık veya dalgalı olmayan (saç)
  • Yalın, sade, süssüz

    Düz bir anlatım.

  • Çizgisiz, desensiz ve tek renkli

    Düz bir kumaş.

[isim]

  • Engebesiz olan yer, düzlük, ova

    Kardaş gitmem Diyarbakır düzüne / Kızlar peri olsa bakmam yüzüne - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • düz duvara tırmanmak
  • düze inmek

Birleşik Kelimeler: düzayak, düz baskı, düz flüt, düz hekim, düz kanatlılar, düz paça, düztaban, düz tümleç, düz ünlü, düzyazı, ters düz, yontuk düz

[isim]

  • Düz rakı

Birleşik Kelimeler: düz rakı

GEZ

[isim]

  • Okun, kirişe geçen ucundaki kertik
  • Tüfek, tabanca vb. ateşli silahlarda namlunun gerisinde bulunan ve nişan alırken arpacıkla birlikte göz ile hedef arasında aynı doğru üzerine getirilen kertik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • geze almak
  • gez göz arpacık

[isim]

  • Yer ölçmeye yarar düğümlü ip
  • Yapı işlerinde kullanılan çekül

GAZ (Kelime Kökeni: Fransızca gaze)

[isim]

  • Tül

[isim]

  • Normal basınç ve sıcaklıkta olduğu gibi kalan, içinde bulunduğu kabın her yanına yayılma ve bu kabın iç yüzeyinin her noktasına basınç yapma özelliğinde olan akışkan madde
  • Gaz yağı

    Aklıma geldi, kilerden bir teneke gaz çıkarttım. - Aka Gündüz

  • Sindirim borusunda, ağızdan yutulan hava ile mayalanma sonucu oluşan uçucu maddelerin karışması

    Midede gaz olmak.

  • Gaz lambası

    Gözümü açtım ki gazlardan ikisi de sönmüş. - Ahmet Rasim

  • Doğal gaz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gaza basmak (veya dayanmak)
  • gaza gelmek
  • gaza getirmek
  • gaza yüklenmek
  • gaz vermek

Birleşik Kelimeler: gaz beton, gaz bombası, gaz boyaması, gaz dedektörü, gaz göstergesi, gazhane, gazışı, gazışıl, gaz ibiği, gaz korozyonu, gaz lambası, gaz maskesi, gaz ocağı, gazölçer, gaz ölçümü, gaz pedalı, gaz sayacı, gaz sobası, gaz taşı, gaz yağı, gaz yuvarı, çürük gaz, doğal gaz, doğal gaz sayacı, dökme gaz, ham gaz, tam gaz, tüp gaz, zehirli gaz, bağırsak gazı, bataklık gazı, biber gazı, egzoz gazı, elektron gazı, gübre gazı, hardal gazı, hava gazı, hava gazı sayacı, kan gazı, maden gazı, asal gazlar, soy gazlar

GİZ

[isim]

  • Sır

    O gün çözer gibi olmuştu Kütahya çinilerindeki dipdiri renklerin gizini. - Necati Cumalı

[isim]

[denizcilik]

  • Yelken gemilerinde mizana direği denilen kıç direkte eğik duran bayrak sereni

HAZ (Kelime Kökeni: Arapça ḥaẓẓ)

[isim]

  • Hoşa giden duygulanma, hoşlanma, zevk

    Dört sene evvel kaybettiği karısı Emine Hanım'ın vefatıyla bütün sevgisini, ümidini, hazzını, şefkatini oğluna vermişti. - Asaf Halet Çelebi

[felsefe]

  • Bir şeyden duyusal veya manevi sevinç duyma

[müzik]

  • Ezgi

[ruh bilimi]

  • Sürdürülmesi istenen ılımlı ve doygunluk veren coşku

    Ömrünün en öfkeli veya buhranlı anlarında bile yaşamak hazzının parıltısı gözlerinden eksik olmazdı. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • haz almak
  • haz duymak
  • haz vermek
  • hazzını çıkarmak

Birleşik Kelimeler: hazzetmek

YÜZ

[isim]

  • Doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
  • Bu sayıyı gösteren 100 ve C rakamlarının adı

[sıfat]

  • On kere on, doksan dokuzdan bir artık
  • Kere, kat vb. kelimeler ile birlikte kullanılarak yapılan işin çokluğunu abartılı bir biçimde anlatan söz

    Hikmet Bey'in kurum ve edası, her zamankinden belki yüz kat üstündü. - Sermet Muhtar Alus

Birleşik Kelimeler: yüzbaşı, yüzbeşlik, yüz binlerce, yüz binlik, yüz kere, yüznumara, yüz para, yüzyıl, yüzde yüz

[isim]

  • Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat

    Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor. - Sait Faik Abasıyanık

  • Yüzey

    Suyun yüzünde.

  • Kesici araçlarda ağız

    Bıçağın keskin yüzü.

  • Bir kumaşın dikiş sırasında dışa getirilen gösterişli bölümü
  • Yorgana ve yastığa geçirilen kılıf
  • Bir şeyin görünen bölümünde kullanılan kumaş

    Yorgan yüzü. Kanepenin yüzü.

  • Birinin görülegelen veya umulan hoşgörürlüğüne güvenilerek gösterilen cüret

    Ne yüzle? Yüzü olmamak.

  • Nedeniyle, sebebiyle

    Bu yüzden Fuat Köprülü ile çatışmaya başlamışlardı gazetelerde. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Yan, taraf
  • Bir yapının dışa bakan düşey yüzeylerinin her biri

    Ön yüz. Yan yüz. Arka yüz.

[mecaz]

  • Utanma

    Adamda yüz yok ki!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yüz bulmak
  • yüz bulunca astar istemek
  • yüz çevirmek
  • yüze çıkmak
  • yüze duramamak
  • yüze gelmek
  • yüze gülmek
  • yüz etmek
  • yüze vurmak
  • yüz geri etmek
  • yüz göstermek
  • yüz kızartmak
  • yüz kızdırmak
  • yüz surat davul derisi (veya mahkeme duvarı)
  • yüz sürmek
  • yüz takınmak
  • yüz tutmak
  • yüz tutmak
  • yüzü açılmak
  • yüzü asılmak
  • yüzü düşmek
  • yüzü görmemek
  • yüzü gözü açılmak
  • yüzü gülmek
  • yüzü kâğıt gibi olmak
  • yüzü kalmamak
  • yüzü karışmak (veya allak bullak olmak veya alabora olmak)
  • yüzü kasap süngeriyle silinmiş
  • yüzü kızarmak
  • yüzü kireç gibi olmak (veya ağarmak)
  • yüzü kireç kesilmek
  • yüzünden akmak
  • yüzünden düşen bin parça olmak
  • yüzünden kan damlamak
  • yüzünden okumak
  • yüzüne bağırmak
  • yüzüne bakamaz olmak
  • yüzüne bakılacak gibi olmak
  • yüzüne bakılır olmak
  • yüzüne bakılmaz olmak
  • yüzüne bakmamak
  • yüzüne bakmaya kıyamamak
  • yüzüne bir daha bakmamak
  • yüzüne duramamak
  • yüzüne gözüne bulaştırmak
  • yüzüne gülmek
  • yüzüne hasret kalmak
  • yüzüne kan gelmek
  • yüzüne karşı
  • yüzüne su çarpmak
  • yüzüne tükürseler yağmur yağıyor sanır
  • yüzüne vurmak (veya çarpmak)
  • yüzüne yazmak
  • yüzünü ağartmak
  • yüzünü buruşturmak (veya ekşitmek)
  • yüzünü duvara yapıştırmak
  • yüzünü gören cennetlik
  • yüzünü görmemek
  • yüzünü gözünü açmak
  • yüzünü güldürmek
  • yüzünü kara çıkarmak
  • yüzünü karartmak
  • yüzünü kızartmak
  • yüzünü kızartmak (veya kızdırmak)
  • yüzünün derisi kalın
  • yüzünün derisi yere geçmek
  • yüzünü şeytan görsün
  • yüzünü unutmak
  • yüzünü yere getirmek (veya geçirmek)
  • yüzünüze güller
  • yüzü olmamak
  • yüzü sararmak
  • yüzü seçilmemek
  • yüzü sıcak olmak
  • yüzü soğuk olmak
  • yüzü suyu hürmetine
  • yüzü suyuna
  • yüzü tutmamak
  • yüzü yazılı kalmak
  • yüzü yere gelmek (veya geçmek)
  • yüz verince astar istemek
  • yüz vermemek
  • yüz yapmak
  • yüz yazmak
  • yüz yüzden utanır

Birleşik Kelimeler: yüz akı, yüzbeyüz, yüz görümlüğü, yüz göz, yüz havlusu, yüz kalıbı, yüz kaplama, yüz karası, yüz kızartıcı suç, yüz kiri, yüz ölçümü, yüz sabunu, yüzsuyu, yüzüstü, yüz yazısı, yüz yüze, yüze gülücü, yüze soğurma, yüzü ak, yüzü asık, yüzü kara, yüzükoyun, yüzü pek, yüzü yerde, yüzü yumuşak, arayüz, arka yüz, çatık yüz, dış yüz, eğri yüz, ekşi yüz, güler yüz, içyüz, iç yüz, kara yüz, paralel yüz, ters yüz, o yüzden, şu yüzden, gökyüzü, ters yüzü, yeryüzü, yorgan yüzü, eli yüzü düzgün, eli yüzü temiz

CIZ

[isim]

  • Çocuk dilinde ateş
  • Kızgın yağın içine bir şey atıldığında çıkan ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • cız etmek

Birleşik Kelimeler: cız sineği

APAZ

[isim]

[halk ağzında]

  • Avuç

[sıfat]

  • Çok az

AŞOZ (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[denizcilik]

  • Ahşap gemilerin omurgalarının uzunluğunca ve iki yanında borda kaplamalarının en dar yüzünü yerleştirmek için açılan keskin, sivri köşeli yuva

AHİZ (Kelime Kökeni: Arapça aḫẕ)

[isim]

[eskimiş]

  • Alma
  • Kabul etme

Birleşik Kelimeler: ahzetmek, ahzüita, ahzükabz

HAİZ (Kelime Kökeni: Arapça ḥāʾiz)

[sıfat]

  • Bir şeyi olan, elinde bulunduran, taşıyan

    Osmanlı tabiiyetini haiz Müslim diye, yol tezkeresi doldururlardı. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • haiz olmak