[-i]

• Zonklamasına yol açmak, zonklamasına sebep olmak

  Yeri göğü zonklatarak tepeden aşağı yürüdü. - Lâtife Tekin

[-i]

• Bir konuda en iyi sonucu almak için en iyi, en uygun süreyi belirlemek

• Bir işin sürdürülmesi için zamanı planlamak

[nesnesiz]

• Zamklama işine konu olmak

[nesnesiz]

• Vurma, çarpma, delme sonucu berelenmek, ezilmek

• Zarar görmek

  Örselenir, zedelenir ne kadar kollasan / Bu büyülü nakışlar bir tutam toz olacak - Behçet Necatigil

[isim]

• Olması gerekme, olduğundan başka olmama, zorunlu olma, mecburluk, mecburiyet, mecburilik, zaruret, ıztırar, zorunluk, zarurilik

  Bu zorunluluk, başkalarınca savsaklanmış görevi yerine getirmekten doğuyor. - Salâh Birsel

[isim]

• Zehirli olma durumu

[-i]

• Bir şeyin üzerinde zımba ile delik açmak

  Belki o biletleri zımbalayan delikanlı karnesini ona vermiş, bir de çay içirmiştir. - Sait Faik Abasıyanık

[argo]

• Bıçaklamak, bıçakla vurmak, öldürmek

[nesnesiz]

• Durmaksızın söylenerek hoşnutsuzluğunu açığa vurmak

  Herif yine zırıldayıp duruyor.

• Sürekli ağlamak

[-i]

• Öldürmek amacıyla yedirme, içirme vb. yollarla zehir vermek, ağılamak

[mecaz]

• Birine zararlı düşünceler, zararlı duygular aşılamak

  Fakat o, hayatını zehirleyen şeyin bu meşum kandırmaca olduğunu yıllarca öğrenemeyecekti. - İhsan Oktay Anar

[isim]

• Zamparalık

  Hatta bir gecelik zendostlukta bile temkin ve ketumiyet severim. - Sermet Muhtar Alus

[nesnesiz]

• Zırh giymek

• Zırh kuşatılmak

[isim]

• Zurnacının yaptığı iş, zurnazenlik

[isim]

• Zampara olma durumu, zendostluk

• Zamparaya yakışır davranış, zendostluk

Ata Sözleri ve Deyimler

• zamparalık etmek

[isim]

• Zekâsız olma durumu

[isim]

• Soyluluk