YIRTMAÇSIZ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
YIRTMAÇSIZ harflerini içeren 4 harfli 38 kelime bulunuyor. 4 harfli YIRTMAÇSIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
SIZI10,
ARTI
- Toplama işleminde + işaretinin adı, zait
- Sıfırdan büyük, önünde artı işareti bulunan (sayı), eksi karşıtı, pozitif
-
Fazlalık
Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza. - Nezihe Meriç
Birleşik Kelimeler: artı güç, artı para, artı sayı, artı uç
MART (Kelime Kökeni: Latince)
- Yılın üçüncü ayı
Ata Sözleri ve Deyimler
- mart ayı dert ayı
- mart çıkmadıkça dert çıkmaz
- mart dokuzunda çıra yak, bağ buda
- mart havası gibi
- mart içeri, pire dışarı
- mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır
Birleşik Kelimeler: mart dokuzu
RAST (Kelime Kökeni: Farsça rāst)
- Doğru, düzgün
- Tesadüf
- Atılan şey hedefi vurma
Ata Sözleri ve Deyimler
- rast gele!
- rast gelmek
- rast getirmek
- rast gitmek
Birleşik Kelimeler: rastgele
- Klasik Türk müziğinde bir makam
STAR (Kelime Kökeni: İngilizce star)
- Yıldız
Birleşik Kelimeler: medya starı
TRAS (Kelime Kökeni: Almanca Trass)
- Volkanik tüf
ASIR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣr)
-
Yüzyıl
Bu cümlelerin manaları yarım, bir asır sonra anlaşılacaktır. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
- Çağ
Birleşik Kelimeler: asrısaadet, saadet asrı
ATIM
-
Atma işi
Kimi yayı öptü, kimi fırlattı / En er kemankeşe yetti üç atım - Yahya Kemal Beyatlı
-
Atılan bir şeyin gidebildiği uzaklık
Bir kurşun atımı yer.
Birleşik Kelimeler: top atımı
ITIR (Kelime Kökeni: Arapça ʿiṭr)
- Güzel koku
- Itır çiçeği
Birleşik Kelimeler: ıtır çiçeği, ıtır yaprağı
MARS (Kelime Kökeni: Arapça mers)
-
Tavlada oyunculardan birinin, karşı taraf pul toplamaya başlamadan kendi pullarının tamamını toplayıp iki sayı kazanması
Terlikçi İhsan, üst üste iki düşeş atmakla marsı sağlamış gibiydi. - Haldun Taner
Ata Sözleri ve Deyimler
- mars etmek
- mars olmak
- Güneş'e olan uzaklığı, yerin Güneş'e olan uzaklığından daha çok olan dış gezegenlerin ilki olan kızıl gezegen, Merih
SARI
- Yeşil ile turuncu arasında bir renk, limon kabuğu rengi
-
Bu renkte olan
Ortalık sarı bir toz bulutu içinde. - Adalet Ağaoğlu
- Soluk, solgun
Ata Sözleri ve Deyimler
- sarı çizmeli Mehmet Ağa
Birleşik Kelimeler: sarıağı, sarıağız, sarıasma, sarıbalık, sarı benek, sarı bez, sarıçalı, sarıçam, Sarıçam, sarı çıyan, sarıçiçek, sarıçiğdem, sarıdiken, sarıerik, sarıfiğ, sarıgöz, sarıhalile, sarıhani, sarıhumma, sarı ırk, sarıkanat, sarı kart, sarıkız, sarıkuyruk, sarı lira, sarı nokta, sarıpapatya, sarısabır, sarısalkım, sarı sendika, sarı sıcak, sarı yağ, sarı yağız, sarıyonca, sarızambak, açık sarı, kara sarı, kirli sarı, koyu sarı, altın sarısı, atasarısı, civciv sarısı, Hint sarısı, limon sarısı, saman sarısı, yumurta sarısı
SATI
- Satma işi, satış
- Adanmış
Ata Sözleri ve Deyimler
- satıya çıkarmak
SIRT
-
Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm
Arabacı katırın sırtına binmiş. - Falih Rıfkı Atay
- İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı
-
Kesici araçların kesmeyen kenarı
Bıçağın sırtı.
-
Dağların veya tepelerin üst bölümü
Beşiktaş sırtları pırıl pırıl, aradaki boğaz parçası masmaviydi. - Orhan Veli Kanık
-
İnsanın üstü
Sırtında hep aynı kahverengi elbise bulunduğuna göre fazla bir kazanç da sağlamıyordu. - Cahit Külebi
- Bir şeyin üstü, üst bölümü
- Dikilmiş veya ciltlenmiş kitaplarda dikişin bulunduğu bölüm
Ata Sözleri ve Deyimler
- sırt (veya sırtını) çevirmek
- sırtı kaşınmak
- sırtına almak
- sırtına geçirmek
- sırtından (para) kazanmak
- sırtından atmak
- sırtından bıçaklamak
- sırtından çıkarmak
- sırtından geçinmek
- sırtında yumurta küfesi olmamak
- sırtını dayamak (veya vermek)
- sırtını dönmek
- sırtını sıvazlamak
- sırtını yere getirmek
- sırtı yere gelmek
- sırtı yere gelmemek
Birleşik Kelimeler: sırt sırta, sırtüstü, sırtıkara, sırtı pek, sırtı sıra, sırtı yufka, sallasırt, balıksırtı, bıçaksırtı, bıçak sırtı, dalga sırtı, eşeksırtı, evi sırtında
SIRA
-
Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi
Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bu biçimdeki topluluğun durumu
Sırayı bozmayın.
-
Belirli bir düzene ve niteliğe göre dizilme durumu
Boy sırası. Yaş sırası.
-
Bir şeye ayrılan, uygun görülen veya rastlayan zaman
Bu sırada yan odadan sesler gelmeye başlamıştı. - İhsan Oktay Anar
-
Nöbet
Dalış sırası gene gelinceye dek o koca süngerden başka bir konudan söz etmedi. - Halikarnas Balıkçısı
-
Tahtadan oturak
Oturacak yerler tahta sıralardan olur. - Salâh Birsel
- Dershane, meclis vb. yerlerde kullanılan ve oturup yazı yazacak biçimde yapılan mobilya
-
Düzen
Sıraya girmek. Sıraya dizilmek.
-
Ardı, arkası, önü ve yanı kelimelerinden sonra gelerek tamlamalar kuran ve `ardından, arkasından, önünden, yanından, beraberinde` anlamlarında kullanılan bir söz
Ardı sıra gelmek. Arkası sıra koşmak. Önü sıra gitmek. Yanı sıra yürümek.
Ata Sözleri ve Deyimler
- sıra (veya sırasını) savmak
- sıra olmak
- sırası düşmek
- sırası gelmek
- sırası gelmişken
- sırasına getirmek
- sırasına göre
- sırasını kaybetmek
- sıraya dizmek
- sıraya koymak
Birleşik Kelimeler: sıradağ, sıra dayağı, sıra dışı, sıra gecesi, sıra işi, sıra makinesi, sıra malı, sıra saygı, sıra sayı sıfatı, aklı sıra, ara sıra, ardı sıra, arkası sıra, bir sıra, keyfi sıra, önü sıra, peşi sıra, sırtı sıra, yanı sıra, o sırada, abece sırası, alfabe sırası, aşama sırası, söz sırası, tam sırası
ASIM
- Asma işi
Birleşik Kelimeler: asım takım
AYIT
- Mine çiçeğigillerden, Akdeniz çevresinde yetişen, mavi, beyaz veya menekşe renginde çiçekler açan, 1-2 metre boyunda bir ağaççık, hayıt (Vitex agnus-castus)