YILDIZLIK ile Oluşan Kelimeler (YILDIZLIK Kelime Türetme)
YILDIZLIK harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. YILDIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Yıldızlık kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
9 Harfli Kelimeler
YILDIZLIK19
8 Harfli Kelimeler
YILDIZLI18
6 Harfli Kelimeler
YILDIZ15, YILLIK10
5 Harfli Kelimeler
KIZIL10, YILIK9, YILKI9, KILLI7
4 Harfli Kelimeler
KIYI8, YIKI8, ILIK6
3 Harfli Kelimeler
KIZ7, YIL6, KIL4
KIL
- Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
- Keçi tüyü
-
Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan
Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek - Halk türküsü
- Huysuz, geçimsiz (kimse)
- Bitkilerde görülen, genellikle silindirimsi, içi boş, çok ince uzantı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kıl (kadar) kalmak
- kıl gibi
- kılı kıpırdamamak
- kılı kırk yarmak
- kılına dokunmamak
- kılına halel gelmemek
- kılını (bile) kıpırdatmamak (veya oynatmamak)
- kıl kapmak
- kıl olmak
Birleşik Kelimeler: kıl burun, kıl çadır, kıl dönmesi, kılkapan, kıl keçisi, kılkıran, kıl kurt, kılkuyruk, kıl kuyruk, kıl otu, kıl payı, kıl testere, kıl yumağı, kılı kılına, emici kıllar
ILIK
-
Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne sıcak
Galip ıssız bir gece içinde, ılık bir bahçede, bir havuz kenarında yanan bir meşaledir. - Asaf Halet Çelebi
YIL
- Dünya'nın, Güneş çevresinde tam bir dolanım yapması için geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zaman
- Miladi takvime göre ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene
- On iki aylık dönem
Ata Sözleri ve Deyimler
- yıl on iki ay
- yıl uğursuzun
Birleşik Kelimeler: yılaşırı, yılbaşı, yıl dönümü, yıl halkası, yıldan yıla, adli yıl, altın yıl, artık yıl, ayrıksı yıl, binyıl, dönencel yıl, gümüş yıl, kamerî yıl, kırkyıl, mali yıl, yarıyıl, yeni yıl, yüzyıl, ayda yılda bir, ay gün yılı, ay yılı, bütçe yılı, gezegen yılı, güneş yılı, ışık yılı, öğretim yılı, var yılı, yasama yılı, yıldız yılı, yıllar yılı, yok yılı
KILLI
-
Kılı olan, kıl ile kaplı
İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi. - Peyami Safa
KIZ
-
Dişi çocuk
Oğlu savaşın birinde şehit düştü, iki kızı da evlenip ücra yerlere gittiler. - Halikarnas Balıkçısı
-
Üzerinde kadın resmi bulunan iskambil kâğıdı
Karo kızı.
- Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü
Ata Sözleri ve Deyimler
- kız almak
- kız beşikte (veya kundakta), çeyiz sandıkta
- kız gibi
- kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya kaçar (veya varır) ya zurnacıya
- kızı kısrağı
- kızım sana söylüyorum (veya dedim) gelinim sen anla (veya işit)
- kızını (veya evladını) dövmeyen dizini döver
- kız istemek
- kız kaçırmak
- kız vermek
Birleşik Kelimeler: kız başına, kız böceği, kızevi, kızkalbi, kız kardeş, kız kızan, kız kilimi, kız kurusu, kız kuşu, kızmemesi, kızoğlan, kız tavlası, kızlar ağası, kızlı erkekli, besleme kız, gelinlik kız, karı kız milleti, kiralık kız, naylon kız, üvey kız, Yedikızkardeş, dayı kızı, denizkızı, deniz kızı, elkızı, emmi kızı, hala kızı, kapak kızı, maça kızı, sokak kızı, analıkızlı
KIYI
-
Kara ile suyun birleştiği yer
Kandilli akıntısını geçiyoruz. İşte Küçüksu kasrı, kıyıda bembeyaz gülüyor. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Kenar, periferi
Dere kıyısına sağlamca oturup çıplak ayaklarını suya daldırmış. - Erendiz Atasü
-
Sahil
Kıyılardan gelen rüzgârlar, denizin küçücük dalgacıklarıyla oynaşıyorlar. - Esat Mahmut Karakurt
- Issız, tenha yer
Ata Sözleri ve Deyimler
- kıyıya atmak
- kıyıya çıkmak
- kıyıya vurmak
Birleşik Kelimeler: kıyı balıkçılığı, kıyı bankacılığı, kıyı bucak, kıyı dili, kıyı seyri, kıyı tırmığı, kıyıda bucakta, kıyıda köşede
YIKI
-
Harabe
Hazine boş, millet yoksul, ülke bir yıkılar yığını idi. - Falih Rıfkı Atay
YILIK
- Çarpık, eğri (ağız)
- Şaşı (göz)
YILKI
- At, eşek gibi tek tırnaklı hayvan sürüsü
- Başıboş bırakılmış at veya eşek
YILLIK
-
Bir yıl için, senelik, senevi
Evi yıllık tuttular.
-
Yılda bir yapılan
Kuruluşun yıllık toplantısı.
- Bir yıl içinde olan
-
Yapımından veya doğumundan başlayarak üzerinden bir yıl geçmiş olan
O gün yıllık hesapları getirmişlerdi. - Falih Rıfkı Atay
- Yılda bir çıkan ve o yılın olaylarını anlatan kitap, bülten, dergi vb. eser, salname
- Yılın gün, hafta, ay vb. bölümlerinden başka, bayram, yıl dönümü gibi belli günleri ve birtakım astronomi, meteoroloji, istatistik bilgilerini gösteren kitap biçiminde takvim, almanak
-
Bir yılda verilen ücret
Bu evin yıllığı sekiz bin liradır.
- Öğretim yılı sonunda hazırlanan, öğrenci, öğretmen ve yöneticilerin özellikleriyle ilgili bilgiler ile eğlendirici konuların yer aldığı kitap
Birleşik Kelimeler: yıllık ortalama, çok yıllık, kırkyıllık, yüzyıllık
KIZIL
- Parlak kırmızı renk
-
Bu renkte olan
Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta - Ahmet Haşim
-
Aşırı derecede olan
Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu. - Falih Rıfkı Atay
- Komünist
- Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık
- Altın
Birleşik Kelimeler: kızılağaç, Kızılbaş, kızılboya, kızılçam, Kızılderili, Kızılelma, kızılgeyik, kızıl ısı, kızıl iblis, kızılkanat, kızılkantaron, kızıl kıyamet, kızılkök, kızılkurt, kızılkuyruk, kızılötesi, kızılsöğüt, kızıl su yosunları, kızılşap, kızılyaprak, kızılyara, kızıl yel, kızılyörük, kankızıl
YILDIZ
-
Çekirdeğinde oluşan füzyon sonucunda açığa çıkan enerjiyi uzaya ışınım biçiminde yayan, ışıklı gök cisimlerinden her biri
Baktık geceden fecre kadar ellerde / Yıldızlara yükselen kadehler gördük - Yahya Kemal Beyatlı
-
Sinema, tiyatro veya müzikhol sanatçısı, star
Bir keresinde de bir yerli opera yıldızımız gelmişti. - Haldun Taner
-
Bir noktadan çevreye beş veya daha fazla çıkıntısı olan çok köşeli şekil
Türk bayrağındaki yıldız beş ışınlıdır.
- Bu biçimde olan
-
Bir toplulukta, bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse
Cebirde, geometride, fizikte sınıfımızın yıldızı idim. - Yusuf Ziya Ortaç
- Baht, şans, talih
- Kuzey 360°'lik yön, kuzey
Ata Sözleri ve Deyimler
- yıldız akmak (veya kaymak veya uçmak)
- yıldızı (veya yıldızları) barışmamak
- yıldızı parlamak
- yıldızı sönmek
- yıldızları saymak
Birleşik Kelimeler: yıldız anasonu, yıldız barışıklığı, yıldız bilimi, yıldız böceği, yıldız çiçeği, yıldız falcısı, yıldız fiziği, yıldız günü, yıldızı dişi, yıldız kara yel, yıldız kurdu, yıldız kümesi, yıldız omurlular, yıldız poyraz, yıldız rüzgârı, yıldız saati, yıldız savaşı, yıldız tabya, yıldız taşı, yıldız tornavida, yıldız yağmuru, yıldız yasemini, yıldız yeli, yıldız yılı, yıldız zamanı, yıldızı düşük, akan yıldız, Ak Yıldız, ay yıldız, başyıldız, çift yıldız, değişen yıldız, kuyruklu yıldız, takımyıldız, Akşam Yıldızı, alpyıldızı, boylam yıldızı, Çoban Yıldızı, denizyıldızı, film yıldızı, kapak yıldızı, Kervan Yıldızı, Kutup Yıldızı, Kuzey Yıldızı, sabahyıldızı, denizyıldızları
YILDIZLI
- Üzerinde yıldız bulunan
-
Bulutsuz, duru, açık
Bir yaz gecesi, bir cumartesi akşamı, bir sayfiye yeri, ılık mı ılık, yıldızlı mı yıldızlı, durgun mu durgun. - Sait Faik Abasıyanık
YILDIZLIK
- Yıldız olma durumu
- Gökevi