[isim]

• Bir sıvıyı damla damla akıtmak için bir ucuna kauçuktan yapılmış başlık geçirilmiş, öbür ucu sivri, cam veya plastikten araç

• Bir yapıda çörtenleri ve dam oluklarını taşıyan yan duvar

• Bulaşık teknesinin yanına konulan ve yıkanmış kap kacağın sularını tekneye akıtan oluklu bölüm

[halk ağzında]

[-de]

• Bir yerde uzun süre kalmak

  Gittiğin yerde yıllarsın, vaktinde dönmezsin.

[isim]

• Almama, kabul etmeme durumu

[isim]

• Kıyılamak işi

[sıfat]

• Akışma özelliği olan

[isim]

• Alışılmak işi

[nesnesiz]

[halk ağzında]

• Işıldamak, parlamak

[isim]

[sinema]

[televizyon]

• Çevirim sırasında, aydınlatılmış olan konunun görüntüsünün duyar kat üzerine belirli bir süre düşerek etkilemesi

[isim]

• Ördek

[isim]

• Çevresinde olup bitenlerin farkına varamama durumu, aymaza yakışacak durum, gafillik, gaflet, dalgı

  Romancı, Türk toplumunu tarihi içinde bütün aymazlıklarıyla kucaklamak ister. - Selim İleri

[-i]

[-den]

• Bir kimse veya bir toplum, bir kimse, bir durum, bir düşünce vb.ni yok saymak, ilgilenmemek

  Durumu düzelmişti, yavaş yavaş kendisini dışlayan topluluğun bireyleri kapılarını açıyordu. - Muzaffer Uyguner

[-i]

• Dolandırmak, çarpmak, soymak

[isim]

• Yaklaşma işi

• Bir sorunu ele alış, ona bakış biçimi

  Yazarların analığa ve analarına yaklaşımları da çeşitlidir doğallıkla. - Adalet Ağaoğlu

[nesnesiz]

• Yazma işi yapılmak

  Kusursuz şiirler öyle kolay kolay yazılmıyor. - Ahmet Kabaklı

• Kendini bir yere yazdırmak, kaydolmak

  İlk limanda gemici yazıldım. - Halikarnas Balıkçısı

[-e]

[mecaz]

• Birine tutulmak, sevmek

[sıfat]

• Yaşmak örtünmüş

  Muslin yaşmaklı sultanlar, yaldızlı arabalar Beyoğlu'nda piyasa ediyorlar. - Aka Gündüz