YÜZBEYÜZ ile Oluşan Kelimeler (YÜZBEYÜZ Kelime Türetme)
YÜZBEYÜZ harflerinden oluşan 12 kelime bulunuyor. YÜZBEYÜZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Yüzbeyüz kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
8 Harfli Kelimeler
YÜZBEYÜZ24
5 Harfli Kelimeler
YÜZEY14
4 Harfli Kelimeler
BÜYÜ12
3 Harfli Kelimeler
BÜZ10, YÜZ10, BEZ8, BEY7, ÜYE7
2 Harfli Kelimeler
ZE5, BE4, EY4, YE4
BE
- Türk alfabesinin ikinci harfinin adı, okunuşu
-
`Ey, hey` anlamlarında bir seslenme sözü
Namluna dayanır, yola dalarsın / Duruşun bakışın yaman, be Ali! - Faruk Nafiz Çamlıbel
- Berilyum elementinin simgesi
EY
-
Kendisine söz söylenilen kimse veya kimselerin dikkati çekilmek istendiğinde adın başına getirilen ve uzatılabilen bir seslenme sözü
Ey arkadaş!
-
Usanç anlatan bir seslenme sözü
Ey, artık çok oluyorsun!
YE
- Türk alfabesinin yirmi sekizinci harfinin adı, okunuşu
ZE
- Türk alfabesinin yirmi dokuzuncu harfinin adı, okunuşu
BEY
-
Erkek adlarından sonra kullanılan saygı sözü
Eniştem Neyyir Bey'i kimin vurduğunu ben biliyorum. - Reşat Nuri Güntekin
-
Erkek özel adları yerine kullanılan bir söz
Bir bey sizi aradı.
-
Eş, koca
İki yol var önünde, ya beyinin dilini öğrenirsin ya beyin senin dilini. - Tarık Dursun K.
-
As (II)
Gerçekten de doktora bir bey ile iki yedili gelmişti. - Tarık Buğra
-
Erkek sıfatlarının hemen arkasına eklenir
Doktor bey. Damat bey.
- Aşığın çukur yüzünün arkasındaki yumru bölge
-
Küçük bir toplumun veya küçük bir devletin başkanı
Karaman beyi. Menteşe beyi.
-
Komutan
Alay beyi. Uç beyi.
- Zengin, ileri gelen kimse, bay (I)
Ata Sözleri ve Deyimler
- bey ardından çomak (veya davul) çalan çok olur
- bey gibi yaşamak
- beyler buyruğu yoksula kan ağlatır
- bey mi yaman, el mi yaman
- bey oturmak
Birleşik Kelimeler: bey armudu, beybaba, beyefendi, bey erki, bey kardeş, bey soylu, beyzade, ağabey, atabey, kethüda bey, küçük bey, reis bey, alay beyi, arı beyi, beylerbeyi, boy beyi, derebeyi, kalem beyi, külhanbeyi, maça beyi, sancak beyi, uç beyi
- Satma, satış
ÜYE
-
Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri, aza
Galiba, verilen sözün kutsallığına inanmış bir neslin misyoner ruhlu üyelerinden biri de bendim. - Adalet Ağaoğlu
- Omurgalılarda, kol ve bacaklar, uzuv
Ata Sözleri ve Deyimler
- üye olmak
Birleşik Kelimeler: üye aidatı, üye tam sayısı, murahhas üye, borsa üyesi, onur üyesi, öğretim üyesi, şeref üyesi
BEZ (Kelime Kökeni: Arapça bezz)
-
Pamuk veya keten ipliğinden yapılan dokuma, çaput
Arkamıza kefenimsi bezler geçirip kuşakla bağladılar. - Falih Rıfkı Atay
- Pamuktan, düz dokuma
-
Herhangi bir cins kumaş
Çadır bezi. Yelken bezi.
- Herhangi bir iş için kullanılan dokuma
-
Kumaş veya dokumadan yapılmış
Botlarımı çıkartırken yatağın altında Mine'nin bez terliklerini görüyorum. - Ahmet Ümit
Ata Sözleri ve Deyimler
- bez alırsan Mısır'dan, kız alırsan asilden
- bez bağlamak
- bezi herkesin arşınına göre vermezler
- bezini yıkamak
Birleşik Kelimeler: gazlı bez, ham bez, kozalaksı bez, sarı bez, soğuk bez, Amerikan bezi, bal özü bezi, baş bezi, bombe bezi, branda bezi, bulaşık bezi, çadır bezi, çocuk bezi, el bezi, etek bezi, Japon bezi, kaput bezi, kefen bezi, namaz bezi, pamuk bezi, sargı bezi, sofra bezi, şeytan bezi, Şile bezi, taharet bezi, toz bezi, ütü bezi, yelken bezi
-
İçinden geçen kandan veya öz sudan bazı maddeler ayırarak salgı oluşturan organ
Tükürük bezleri. Pankreas bezi.
Birleşik Kelimeler: bez tüyler, ak kan bezi yangısı, böbrek üstü bezi, dil altı bezleri, er bezi, iç salgı bezi, kalkan bezi, kulak altı bezi, meme bezi, paratiroit bezi, ter bezi, tiroit bezi, yağ bezi, gözyaşı bezleri, tükürük bezleri, yağ bezleri
BÜZ (Kelime Kökeni: Fransızca buse)
- Künk
YÜZ
- Doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
- Bu sayıyı gösteren 100 ve C rakamlarının adı
- On kere on, doksan dokuzdan bir artık
-
Kere, kat vb. kelimeler ile birlikte kullanılarak yapılan işin çokluğunu abartılı bir biçimde anlatan söz
Hikmet Bey'in kurum ve edası, her zamankinden belki yüz kat üstündü. - Sermet Muhtar Alus
Birleşik Kelimeler: yüzbaşı, yüzbeşlik, yüz binlerce, yüz binlik, yüz kere, yüznumara, yüz para, yüzyıl, yüzde yüz
-
Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat
Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor. - Sait Faik Abasıyanık
-
Yüzey
Suyun yüzünde.
-
Kesici araçlarda ağız
Bıçağın keskin yüzü.
- Bir kumaşın dikiş sırasında dışa getirilen gösterişli bölümü
- Yorgana ve yastığa geçirilen kılıf
-
Bir şeyin görünen bölümünde kullanılan kumaş
Yorgan yüzü. Kanepenin yüzü.
-
Birinin görülegelen veya umulan hoşgörürlüğüne güvenilerek gösterilen cüret
Ne yüzle? Yüzü olmamak.
-
Nedeniyle, sebebiyle
Bu yüzden Fuat Köprülü ile çatışmaya başlamışlardı gazetelerde. - Yusuf Ziya Ortaç
- Yan, taraf
-
Bir yapının dışa bakan düşey yüzeylerinin her biri
Ön yüz. Yan yüz. Arka yüz.
-
Utanma
Adamda yüz yok ki!
Ata Sözleri ve Deyimler
- yüz bulmak
- yüz bulunca astar istemek
- yüz çevirmek
- yüze çıkmak
- yüze duramamak
- yüze gelmek
- yüze gülmek
- yüz etmek
- yüze vurmak
- yüz geri etmek
- yüz göstermek
- yüz kızartmak
- yüz kızdırmak
- yüz surat davul derisi (veya mahkeme duvarı)
- yüz sürmek
- yüz takınmak
- yüz tutmak
- yüz tutmak
- yüzü açılmak
- yüzü asılmak
- yüzü düşmek
- yüzü görmemek
- yüzü gözü açılmak
- yüzü gülmek
- yüzü kâğıt gibi olmak
- yüzü kalmamak
- yüzü karışmak (veya allak bullak olmak veya alabora olmak)
- yüzü kasap süngeriyle silinmiş
- yüzü kızarmak
- yüzü kireç gibi olmak (veya ağarmak)
- yüzü kireç kesilmek
- yüzünden akmak
- yüzünden düşen bin parça olmak
- yüzünden kan damlamak
- yüzünden okumak
- yüzüne bağırmak
- yüzüne bakamaz olmak
- yüzüne bakılacak gibi olmak
- yüzüne bakılır olmak
- yüzüne bakılmaz olmak
- yüzüne bakmamak
- yüzüne bakmaya kıyamamak
- yüzüne bir daha bakmamak
- yüzüne duramamak
- yüzüne gözüne bulaştırmak
- yüzüne gülmek
- yüzüne hasret kalmak
- yüzüne kan gelmek
- yüzüne karşı
- yüzüne su çarpmak
- yüzüne tükürseler yağmur yağıyor sanır
- yüzüne vurmak (veya çarpmak)
- yüzüne yazmak
- yüzünü ağartmak
- yüzünü buruşturmak (veya ekşitmek)
- yüzünü duvara yapıştırmak
- yüzünü gören cennetlik
- yüzünü görmemek
- yüzünü gözünü açmak
- yüzünü güldürmek
- yüzünü kara çıkarmak
- yüzünü karartmak
- yüzünü kızartmak
- yüzünü kızartmak (veya kızdırmak)
- yüzünün derisi kalın
- yüzünün derisi yere geçmek
- yüzünü şeytan görsün
- yüzünü unutmak
- yüzünü yere getirmek (veya geçirmek)
- yüzünüze güller
- yüzü olmamak
- yüzü sararmak
- yüzü seçilmemek
- yüzü sıcak olmak
- yüzü soğuk olmak
- yüzü suyu hürmetine
- yüzü suyuna
- yüzü tutmamak
- yüzü yazılı kalmak
- yüzü yere gelmek (veya geçmek)
- yüz verince astar istemek
- yüz vermemek
- yüz yapmak
- yüz yazmak
- yüz yüzden utanır
Birleşik Kelimeler: yüz akı, yüzbeyüz, yüz görümlüğü, yüz göz, yüz havlusu, yüz kalıbı, yüz kaplama, yüz karası, yüz kızartıcı suç, yüz kiri, yüz ölçümü, yüz sabunu, yüzsuyu, yüzüstü, yüz yazısı, yüz yüze, yüze gülücü, yüze soğurma, yüzü ak, yüzü asık, yüzü kara, yüzükoyun, yüzü pek, yüzü yerde, yüzü yumuşak, arayüz, arka yüz, çatık yüz, dış yüz, eğri yüz, ekşi yüz, güler yüz, içyüz, iç yüz, kara yüz, paralel yüz, ters yüz, o yüzden, şu yüzden, gökyüzü, ters yüzü, yeryüzü, yorgan yüzü, eli yüzü düzgün, eli yüzü temiz
BÜYÜ
-
Tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem ve davranışlara verilen genel ad, afsun, efsun, sihir, füsun, bağı
Akkız Ana, Hasan'a gönül vermenin bir büyü olduğunu, ne kadar anlatmışsa da kâr etmemiş. - Halide Edip Adıvar
-
Karşı durulamaz güçlü etki
Ondan tüten görünmez bir büyünün içinde titriyorum. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- büyü bozmak
- büyü bozulmak
- büyüsüne kapılmak (veya tutulmak)
- büyü yapmak
YÜZEY
- Bir cismi uzaydan ayıran dış ve yaygın bölüm, satıh, yüz (II)
Birleşik Kelimeler: yüzey araştırması, yüzey bilimi, yüzey şekilleri, silindirsel yüzey, yanal yüzey
YÜZBEYÜZ (Kelime Kökeni: Türkçe yüz + Farsça -be + Türkçe yüz)
- Yüz yüze