[isim]

[fizik]

• Eriyebilme niteliği veya derecesi

[isim]

• Erin olma durumu, büluğ

[isim]

• Diri olma durumu

[sıfat]

• Direği olan

  Altı direkli çadırın etrafı fırdolayı açıktı. - Refik Halit Karay

[sıfat]

• Dikenli olan

  Dikenli bir çitle çevrili küçük bir bahçe içinde tek katlı ve iki odalı bir ev. - Necip Fazıl Kısakürek

• Dikeni olan bitkilerin bulunduğu (yer)

  Bu bakış yosunlu, isli kahve pencerelerinden dikenli tarlalara bakmak değildir. - Nazım Hikmet

[mecaz]

• Zor, çetin, sıkıntı veya üzüntü veren

  Yüzü bulutlandı. Gene gömülüyor o dikenli sessizliğine. - Necip Fazıl Kısakürek

[zarf]

• Gelecekte, gelecek zamanda

  Beni ileride okuyacak insanlar için yazdığıma inanmışımdır. - Salâh Birsel

• Ötede

  En ileride, denize nazır olduğuna hükmettiği bir adanın önünde durdular. - Refik Halit Karay

[sıfat]

• Kredisi olan

[mecaz]

• Güvenilir, itibarlı

[sıfat]

• Acılı, üzüntülü, mükedder

  Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı. - İbrahim Alâeddin Gövsa

[sıfat]

[fizik]

• Atom çekirdeği ile ilgili, çekirdeksel

[sıfat]

• Rendesi olan, rendelenmiş

  Rendeli tahta.

[sıfat]

[edebiyat]

• Alegorik

[isim]

• Yeni olma durumu

• Yeni olan bir şeyin özelliği

• Eskimiş, zararlı veya yetersiz sayılan şeyleri yeni, yararlı ve yeterli olanlarıyla değiştirme, teceddüt

  Makine yağının kokusunu, yeniliklerin çürümeye bırakılmasının hüznünü ilk kez o araçta oynarken duydum. - Cahit Külebi

• Yenileşim

  Amatörler çoğu kez yeniliklerde, yeni yorumlarda, denemede daha başarılıdırlar. - Metin And

Ata Sözleri ve Deyimler

• yenilik yapmak

[sıfat]

[felsefe]

• Liberal

[sıfat]

• Erken davranan (kimse)

  Birazdan erkenciler birer ikişer sökün ederler. - Ercüment Ekrem Talu

• Erken olgunlaşan veya yetişen (meyve, sebze)

• Sabahın ilk saatlerinde harekete geçen

[sıfat]

[halk ağzında]

• Tembel, üşenen