Yür ile Başlayan Kelimeler
YÜR ile başlayan 34 kelime bulunuyor. Başında YÜR olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Yür ile biten kelimeler. İçinde yür olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
14 Harfli Kelimeler
YÜREKLENDİRİCİ23,
13 Harfli Kelimeler
YÜREKLENDİRME20
12 Harfli Kelimeler
YÜREKLİLİKLE16
11 Harfli Kelimeler
YÜRÜTÜCÜLÜK26, YÜREKSİZLİK19, YÜREKLENMEK16
10 Harfli Kelimeler
YÜRÜRÇALAR19, YÜRÜTÜLMEK19, YÜREKLENME15, YÜREKLİLİK14
9 Harfli Kelimeler
YÜRÜTÜLÜŞ22, YÜRÜTÜLME18
8 Harfli Kelimeler
YÜRÜTÜCÜ21, YÜRÜRLÜK16, YÜRÜKLÜK16, YÜREKSİZ16, YÜRÜTMEK15, YÜRÜNMEK15, YÜREKTEN12
7 Harfli Kelimeler
YÜRÜYÜŞ20, YÜREĞİR18, YÜRÜTÜM16, YÜRÜTEÇ16, YÜREGİR15, YÜRÜTME14, YÜRÜNME14, YÜRÜMEK14, YÜRÜTEN13, YÜREKSİ12, YÜREKLİ11
6 Harfli Kelimeler
YÜRÜME13
5 Harfli Kelimeler
YÜRÜK11, YÜREK9
YÜREK
- Kalp
-
Bir kimsenin ruhsal yönü, gönül
Fazıla Hanım'ın elleri terliyor, yüreği sarsılıyordu. - Sait Faik Abasıyanık
- Kupa (I)
-
Herhangi bir şeyden çekinmeme, korkmama, yüreklilik, korkusuzluk, cesaret
Bu iş yürek ister.
-
Acıma duygusu
Ona merhume demek bile yürek parçalayıcı bir şeydir. - Reşat Nuri Güntekin
-
Mide, karın, iç
Ayşe Hanım, kahveciden limon şekeri almış, yürek ferahlatır diye uzatıyor. - Sermet Muhtar Alus
Ata Sözleri ve Deyimler
- yüreğe işlemek
- yüreği ağzına gelmek
- yüreği bayılmak
- yüreği boğazına tıkanmak
- yüreği bozulmak
- yüreği burkulmak
- yüreği cız etmek (veya cızlamak)
- yüreği çarpmak
- yüreği daralmak
- yüreği dayanmamak
- yüreği ezilmek
- yüreği ferahlamak (veya hafiflemek)
- yüreği götürmemek
- yüreği göz göz olmak
- yüreği hop etmek (veya hoplamak veya oynamak)
- yüreği kabarmak
- yüreği kaldırmamak
- yüreği kalkmak
- yüreği kan ağlamak
- yüreği kanamak
- yüreği kararmak
- yüreği katılmak
- yüreği kaynamak
- yüreğinden geçmek
- yüreğinden gelmek
- yüreğine (bir şey) çökmek
- yüreğine dert olmak
- yüreğine dokunmak
- yüreğine inmek
- yüreğine işlemek
- yüreğine kar yağmak
- yüreğine kurt düşmek
- yüreğine od (veya ateş) düşmek
- yüreğine oturmak
- yüreğine saplanmak
- yüreğine sinmek
- yüreğine su serpmek
- yüreğini açmak
- yüreğini ateş almak
- yüreğini boşaltmak (veya dökmek)
- yüreğini dağlamak
- yüreğini eritmek (veya sızlatmak)
- yüreğini hoplatmak (veya oynatmak veya kaldırmak)
- yüreğini kaplamak
- yüreğini kemirmek
- yüreğinin başı sızlamak
- yüreğinin yağı (veya yağları) erimek
- yüreğini pek tutmak
- yüreğini serinletmek
- yüreğini tüketmek
- yüreğini tüketmek
- yüreği parçalanmak
- yüreği parça parça olmak
- yüreği parlamak
- yüreği rahatlamak
- yüreği serinlemek
- yüreği sıkılmak
- yüreği sıkışmak (veya tıkanmak)
- yüreği sızlamak
- yüreği soğumak
- yüreği şişmek
- yüreği titremek
- yüreği tükenmek
- yüreği ürpermek
- yüreği yağ bağlamak
- yüreği yanmak
- yüreği yarılmak
- yüreği yerinden oynamak
- yürek burkmak
- yürek paralamak (veya parçalamak)
- yürek Selânik olmak
- yürek soğutmak
- yürekten çağırmak
- yürek tüketmek
- yürek vermek
Birleşik Kelimeler: yürek acısı, yürek ağrısı, yürek çarpıntısı, yürek darlığı, yürek karası, yürek yarası, yüreği ağzında, yüreği dağlı, yüreği dar, yüreği delik, yüreği dolu, yüreği geniş, yüreği katı, yüreği pek, yüreği temiz, yüreği yanık, yüreği yaralı, yüreği yufka, yürekler acısı, çatal yürek, tek yürek, ana yüreği, eli yüreğinde, açık yürekli, canıyürekten
YÜREKLİ
-
Tehlikeyi korkusuzca karşılayan, hiçbir şeyden korkusu olmayan, gözü pek, babayiğit, koçak, cesaretli, cesur, cüretli, cüretkâr
Fakat onlar da aralarında hiçbir delikanlıyı ona eş olabilecek kadar yürekli bulmuyorlardı. - Halide Edip Adıvar
Birleşik Kelimeler: açık yürekli, altın yürekli, aslan yürekli, çatal yürekli, deve yürekli, geniş yürekli, iyi yürekli, katı yürekli, mangal yürekli, pek yürekli, taş yürekli, tavşan yürekli, temiz yürekli, yufka yürekli
YÜRÜK
-
Göçebe olan
Fakat göç ve yürük hayatı hareme ve kapalılığa gelmez. - Falih Rıfkı Atay
- Osmanlı Devleti'nde otuzar kişilik ocaklar olarak Rumeli'ye yerleştirilen ve savaş zamanlarında geri hizmetlerde çalıştırılan tımarlı asker
Birleşik Kelimeler: yürük aksak, yürük semai
YÜREKTEN
-
Temiz duygularla, saygı ile, içten, içtenlikle, kalpten
İlk zamanlarda olduğu gibi şöyle içten ve yürekten konuştukları bir anları olmuyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Birleşik Kelimeler: candan yürekten
YÜREKSİ
- Yüreği andıran, yüreğe benzeyen, yürek gibi
YÜRÜTEN
-
Yürüteç
Ona dört ayaklı yürütenlerden aldık, sevindi. - Tarık Dursun K.
YÜRÜME
-
Yürümek işi
Bir an evvel toplanalım ki işler yürümeye başlasın. - Ayşe Kulin
Birleşik Kelimeler: hatalı yürüme
YÜREKLİLİK
- Yürekli, korkusuz, cesur olma durumu, yiğitlik
- Yürekli kimseye yakışır davranış
Ata Sözleri ve Deyimler
- yüreklilik göstermek
Birleşik Kelimeler: açık yüreklilik, altın yüreklilik, aslan yüreklilik, çatal yüreklilik, iyi yüreklilik, katı yüreklilik, taş yüreklilik, temiz yüreklilik, yufka yüreklilik
YÜRÜTME
-
Yürütmek işi
Bizi itiştire kakıştıra ve etrafımızda kavga dansları yaparak yürütmeye başladılar. - Nazım Hikmet
-
Uygulama işi, icra
Sefir de birbirine karşı çalışan iki efendiye birden hizmet etmek gibi iki yüzlü politika yürütmeyi mizacına uygun buldu. - Necip Fazıl Kısakürek
- Merkezî yönetim ve yerinden yönetim kuruluşlarının hepsi
Birleşik Kelimeler: yürütme gücü, yürütme kurulu, yürütmeyi durdurma
YÜRÜNME
- Yürünmek işi
YÜRÜMEK
-
Adım atarak ilerlemek, gitmek
Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu. - Haldun Taner
-
Karada veya suda, herhangi bir yöne doğru sürekli olarak yer değiştirmek
Buz dağları güneye yürümüş.
-
Çocuk ayakları üzerinde gezecek duruma gelmek
Çocuk erken yürüdü.
-
Yayan gezmek, yayan gitmek
Gölgesinde yürüdüğü duvarın arkasından bir horoz sesi fark etti. - Ömer Seyfettin
-
Yol almak
Biraz yürüyelim, geç kaldık.
-
Bir yere gelmek, bir yere ulaşmak, kaplamak
Dallara su yürümek.
-
Üzerine doğru gitmek, akın etmek, saldırmak, hücum etmek
Asker kaleye yürüdü.
-
Faiz, hesap edilmek, işlemek
Bu paranın faizi yüzde beşten mi yürüyor?
-
Geçmek, ilerlemek, değişmek
Doktor o hayatın dışında kalmış. Bu ne demek? Bu, o demek ki hayat yürümüş gitmiş, birlikte yürüyememiş. - Memduh Şevket Esendal
- Bir işte ileri gitmek
-
Gereği gibi yapılmak veya ilerlemek
Bu evliliğin yürümeyeceği daha başından anlaşılmıştı ama belki yürütürüz, demiştim. - Zeyyat Selimoğlu
-
Ölmek
O da yürümüş.
Ata Sözleri ve Deyimler
- yürü!
- yürü ense tıraşını göreyim (veya görelim)
Birleşik Kelimeler: yürüyen merdiven
YÜREKLENME
- Yüreklenmek işi
YÜRÜTMEK
- Yürüme işini yaptırmak, yürümesini sağlamak
-
Gerektiği gibi yapmak, uygulamak
İşlerini eskisi gibi yürütüyorlar.
- Bir yargıyı yerine getirmek, uygulamak
-
Kabul edilmesi veya tartışılması için bildirmek, açıklamak, öne sürmek
Mütalaa yürütmek. Muhakeme yürütmek.
-
İşinden veya bulunduğu yerden çıkarmak
Seni, teğmene bel bağlayıp girdiğin bisküvi fabrikasından nasıl yürüttülerdi. - Haldun Taner
-
Habersiz olarak almak, çalmak
Bizim kalemi yürütmüşler.
YÜRÜNMEK
-
Yürüme işi yapılmak
Çamurun içinde yürünmez.
YÜREGİR
- Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri