YÜKÜMLENDİRMEK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

YÜKÜMLENDİRMEK harflerini içeren 8 harfli 39 kelime bulunuyor. 8 harfli YÜKÜMLENDİRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DÜRÜLMEK15, YÜKÜNMEK15, YÜRÜNMEK15, YÜLÜNMEK15, MERİDYEN13, YÜKLENME13, YÜKLEMEK13, YELDİRME13, YEDİRMEK13, YEDİLMEK13, EMDİRMEK12, YEDEKLİK12, DİNLEMEK11, DİNELMEK11, DİKLENME11, DİLENMEK11, DİRENMEK11, DELİNMEK11, DİKELMEK11, DENİLMEK11, DELİRMEK11, DERİLMEK11, KÜRNEMEK11, KEMİRDEK11, MENDİREK11, YENİLMEK11, YEMEKLİK11, YERİLMEK11, YERİNMEK11, YEKİNMEK11, DENEKLİK10, ERDENLİK10, İMRENMEK10, KEMİRMEK10, KİRLENME9, KEMERLİK9, KEMRELİK9, KERKİNME9, NEKRELİK8

NEKRELİK

[isim]

  • Nekre olma durumu

KİRLENME

[isim]

  • Kirlenmek işi

    Çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. - Anayasa

KEMERLİK

[isim]

  • Bazı işçi ve satıcıların araç veya gereçlerini koymak için bellerine taktıkları, gözlere ayrılmış, bez, tahta, meşin veya metal bağ

[sıfat]

  • Kemer yapmaya elverişli

    Kemerlik deri.

KEMRELİK

[isim]

  • Gübrelik

KERKİNME

[isim]

  • Kerkinmek işi

DENEKLİK

[isim]

  • Denek olma durumu

ERDENLİK

[isim]

  • Kızlık

    Tolstoy'un caydığı, toplumsal hayatın erdenliği gitgide kırsal törenin dışında var etmek zorunda olduğudur. - Selim İleri

İMRENMEK

[-e]

  • Beğenilen, hoşlanılan bir şeyi edinme veya bir yiyeceği yeme isteğini duymak

    İki gün evvel bir muhallebici dükkânının vitrinindeki kazandibine imrendim. - Burhan Felek

  • Beğenilen bir kişi veya şeye benzemeyi istemek, gıpta etmek

    Çağımızın yazarları arasında da klasiklere imrenenler yok değildir. - Salâh Birsel

KEMİRMEK

[-i]

  • Sert bir şeyi dişleriyle azar azar koparmak

    Sarmaşığın dibini biri beyaz, diğeri kara iki fare kemirip durmaktadır. - Asaf Halet Çelebi

  • Aşındırmak, yemek

    Demiri pas kemiriyor.

DİNLEMEK

[-i]

  • İşitmek için kulak vermek

    Konağın hesabını sen söylersin, ben de dinlerim. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Birinin sözünü, öğüdünü kabul edip gereğince davranmak

    Beni dinlersen bu işten vazgeç.

  • Kulakla veya dinleme aletiyle hastayı muayene etmek

    Doktor kalkar. Kulağını bu gösterilen yere dayar. Dinler. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Uymak, baş eğmek, itaat etmek

    Şaşkınım, çenem, dudaklarım, dilim sanki artık beni dinlemiyorlar. - Ahmet Ümit

DİNELMEK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Ayakta durmak
  • Ayağa kalkmak, dik durmak

    Önce ayaklarıyla, kollarıyla bir diz çöküp bir dinelerek ölçü aldılar. - Lâtife Tekin

[-e]

[mecaz]

  • Karşı koymak, kafa tutmak

DİKLENME

[isim]

  • Diklenmek işi

    Ama karısının diklenmesi yüreğine oturdu. - Lâtife Tekin

DİLENMEK

[nesnesiz]

  • Sadaka istemek

    Cami kapısında avuç açar dilenirim de onun evine gitmem. - Memduh Şevket Esendal

[-den]

[mecaz]

  • Kendisini acındırarak bir kimseden bir şey istemek

    Karşılığı beklenen sevgiye sevgi denmez / Sevdalılar yalvarır fakat bir şey dilenmez - Faruk Nafiz Çamlıbel

Birleşik Kelimeler: dilenemez dilenci

DİRENMEK

[nesnesiz]

  • Herhangi bir düşüncede, bir istekte veya bir durumda ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek, taannüt etmek

    Tek tük direnen çıktıysa da çürük yumurta gibi kısa zamanda eziliverdi. - Kerim Korcan

DELİNMEK

[nesnesiz]

  • Delme işi yapılmak

    Kızın kulağı delindi.

  • Bir şeyde delik oluşmak

    Biz burada hepimiz karaciğerimiz delinerek ölmeye mahkûmuz. - Nazım Hikmet

[mecaz]

  • Çiğnenmek, uyulmamak, aykırı davranılmak

    Yöneticinin koyduğu yasaklar delindi.