Yük ile Başlayan Kelimeler
YÜK ile başlayan 61 kelime bulunuyor. Başında YÜK olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Yük kelimesinin anlamı nedir? Yük ile biten kelimeler. İçinde yük olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
14 Harfli Kelimeler
YÜKSEKLİKÖLÇER28,
13 Harfli Kelimeler
YÜKSEKÖĞRENİM32, YÜKSEKÖĞRETİM32, YÜKSELTGENMEK23, YÜKÜMLENDİRME23
12 Harfli Kelimeler
YÜKSELTGENME22, YÜKSELTGEMEK22, YÜKLENİCİLİK19, YÜKSELTİLMEK18
11 Harfli Kelimeler
YÜKSÜNÜLMEK21, YÜKSELTGEME21, YÜKÜMLENMEK19, YÜKSELTİLME17, YÜKLENİLMEK16, YÜKLETİLMEK16
10 Harfli Kelimeler
YÜKÜMLÜLÜK21, YÜKSÜNÜLME20, YÜKÜMLENME18, YÜKSEKOKUL17, YÜKSELTMEK16, YÜKLENİLME15, YÜKLETİLME15
9 Harfli Kelimeler
YÜKSEKOVA21, YÜKLEYİCİ18, YÜKSÜNMEK17, YÜKSELTEÇ17, YÜKLENİCİ16, YÜKSELTME15, YÜKSELMEK15, YÜKLENMEK14, YÜKLETMEK14, YÜKSEKLİK14
8 Harfli Kelimeler
YÜKÇÜLÜK19,
7 Harfli Kelimeler
YÜKLÜCE16, YÜKÜMLÜ16, YÜKÜNME14, YÜKLEME12
6 Harfli Kelimeler
YÜKSÜK13, YÜKLÜK12, YÜKLEM11, YÜKSEK11, YÜKLER10
5 Harfli Kelimeler
YÜKÇÜ14, YÜKÜM12, YÜKLÜ11, YÜKÜN11
3 Harfli Kelimeler
YÜK7
YÜK
-
Araba, hayvan vb.nin taşıdığı şeylerin hepsi
Çölde yük götüren vasıta develer, insan taşıyan vasıta hecinlerdir. - Falih Rıfkı Atay
- Bir şeyin ağırlığı
-
Araba, hayvan vb.nin taşıyabildiği miktar
Bir araba yükü odun.
-
Eşya
Bütün yükü bu bavul.
-
Birinin üzerine almak zorunda kaldığı ağır görev
Ben bu yükün altına giremem. Bu yüke herkes katlanamaz.
- Tedirginlik veren şey, engel
- Bir cismin yüzeyinde biriken elektrik miktarı
-
Yüz bin kuruşluk mal veya tutar
Mademki öyledir, bir yük getirip satan herkes iki akçe versin. - Tarık Buğra
- Doğacak bebek
-
Yüklük
Haydi şu yüke giriver!.. - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- yük altına girmek
- yük olmak
- yükte hafif pahada ağır
- yükünü almak
- yükünü çekmek
- yükünü tutmak
- yük vurmak
Birleşik Kelimeler: yük arabası, yük asansörü, yükçeker, yük gemisi, yük hayvanı, yük katarı, yük odası, yük treni, yük vagonu, aşırı yük, baz yük, dökme yük, kuru yük, serbest yük, deve yükü, kar yükü, rüzgâr yükü
YÜKLER
- Bilgisayara yükleme yapmak için kullanılan özel bir program
YÜKLEM
-
Cümlede oluş, iş ve hareket bildiren kelime veya kelime grubu, haber, mahmul
`Çocuk çalışkandır` ve `Çocuk çok çalışır` örneklerinde `çalışkandır` ve `çalışır` birer yüklemdir.
- Bir konu için olumlanan veya inkâr edilen şey, mahmul
Birleşik Kelimeler: yüklem birliği, yüklem grubu, yüklem öbeği, ortak yüklem
YÜKSEK
-
Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan, alçak karşıtı
Mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı. - Ömer Seyfettin
- Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan
-
Güçlü, şiddetli
Yüksek basınç. Yüksek gerilim.
-
Etkili
Gönlünün matemiyle mağrur olan kimseye / Cihanın acep hangi sevinci yüksek gelir? - Enis Behiç Koryürek
-
Derece veya makamı bakımından üstün
Yüksek kurul.
-
Normal değerlerin üstünde olan
Türk milletinin karakteri yüksektir. - Atatürk
-
Yukarıda, üst tarafta olan yer
Yüksekten avluya açılmış iki pencereden aydınlık alıyordu. - Memduh Şevket Esendal
-
Erdemli, faziletli
Vatana gözyaşı döktünse eğer / Varlığın bu yüksek gururu anlar - Enis Behiç Koryürek
-
Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan
Yüksek sosyete.
Ata Sözleri ve Deyimler
- yükseklerde dolaşmak
- yüksek oynamak
- yüksek perdeden konuşmak
- yüksekten almak
- yüksekten atmak
- yüksekten bakmak
- yüksekten konuşmak
- yüksekten uçmak
Birleşik Kelimeler: yüksek atlama, yüksek basınç, yüksek fırın, yüksek fiyat, yüksek gerilim, yüksek kan basıncı, yüksek lisans, yüksekokul, yükseköğrenim, yükseköğretim, yüksek ses, yüksek sosyete, yüksek tabaka, yüksek tahsil, yüksek teknoloji, yüksek yaylak, gözü yüksekte
YÜKLÜ
- Yükü olan, mahmul
-
Yapılacak işi çok olan
O çok yüklü, bu işi başkasına verelim.
-
Çok çalışmayı gerektiren
Bu yılki ders programı çok yüklü.
-
Çok fazla, pek çok
Yüklü servetini cömertçe harcamaması nedeniyle piyasada para sıkıntısı baş gösterdi. - İhsan Oktay Anar
-
Bir duyguyu, bir olguyu içinde veya üzerinde fazlaca bulunduran
Romanları, denemeleri hep kültürle yüklü ve A. Hamdi'nin kişiselliği kadar çok yanlı, zengindi. - Haldun Taner
- Çok sarhoş
- Paralı, varlıklı
- Gebe
Birleşik Kelimeler: dağarcığı yüklü
YÜKÜN
- İyon
YÜKLENTİ
- Angarya
YÜKLEME
- Yüklemek işi, tahmil
- Bir yere, bir nesneye elektrik yükü biriktirme, doldurma, şarj
Birleşik Kelimeler: yükleme boşaltma, yükleme durumu, yükleme hâli, suç yükleme
YÜKLÜK
-
Evlerde yatak, yorgan gibi şeyleri koymaya yarayan yer veya büyük dolap, yük, yük odası
Öbür yana dönüyor, kocaman bir yüklüğün kapısını açıyordum. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
YÜKÜM
-
Yükümlülük
Vergi yükümü yasayla konulur.
YÜKLETME
- Yükletmek işi
YÜKLENME
-
Yüklenme işi
Bilinçli ve dirençli dediğimiz insan, somut bir durumu, bu soyut olanla yüklenmeye ve taşımaya çalışıyor. - Adalet Ağaoğlu
YÜKLEMEK
- Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak
- Bir bilgisayar, disket vb.ne gerekli bilgileri aktarmak
-
Belli bir hizmeti kullanabilmek için özel bir karta gerekli verileri aktarmak
Karta elli liralık gaz yükledim.
-
Bir yükümlülük altına sokmak, sorumlu tutmak
Çocuğun bakımını ona yüklediler.
-
Bir suçu birinin üstüne atmak
Suçuna bakmadan bir de bu vaziyetten beni mesul tutmak istiyor, kabahati bana yüklüyor. - Etem İzzet Benice
YÜKSELTİ
- Tümsek
-
Bir noktanın deniz yüzeyinden olan yüksekliği, yükseklik, rakım, irtifa
Ankara'nın yükseltisi 850 metredir.
Birleşik Kelimeler: eş yükselti
YÜKSÜK
- Dikiş dikerken, iğnenin batmasını önlemek için parmak ucuna takılan kesik koni biçiminde gereç
- Köklerin ucunda bulunan ve kökün üretken dokusunu korumaya yarayan oluşum, kalensöve
Ata Sözleri ve Deyimler
- yüksük kadar
Birleşik Kelimeler: yüksük kına, yüksük makarna, yüksük otu