YÖRESELLEŞME Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

YÖRESELLEŞME harflerini içeren 4 harfli 23 kelime bulunuyor. 4 harfli YÖRESELLEŞME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yöreselleşme ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Yöreselleşme olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÖYLE12, YÖRE12, ÖRME11, ÖLME11, RÖLE10, EŞEY9, ŞEMS9, EŞME8, MEŞE8, YEME7, ESME6, EYER6, REYE6, SEME6, YELE6, ESER5, ERME5, ESRE5, EMEL5, ELEM5, SERE5, SELE5, REEL4

REEL (Kelime Kökeni: Fransızca réel)

[sıfat]

  • Gerçek

ESER (Kelime Kökeni: Arapça es̱er)

[isim]

  • Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt

    Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Yayın, kitap, yapıt

    Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak. - Halit Ziya Uşaklıgil

  • İz, işaret, im

    Yüzünde biraz önceki elemden, kızgınlıktan, çaresizlikten eser yoktu. - Ayşe Kulin

  • Soyut kavramlarda belirti

    Acaba, bir yolunu bulup bir talih eseri olarak gidemez miydik? - Azra Erhat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eser kalmamak

Birleşik Kelimeler: eser miktarda, esericedit, başeser, edebî eser, neveser, şaheser, tarihî eser, yazma eser, sanat eseri, saz eseri, tesadüf eseri, eski eserler

ERME

[isim]

  • Ermek işi

ESRE

[isim]

  • Arap harfli metinlerde bir ünsüzün ı, i seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, kesre

EMEL (Kelime Kökeni: Arapça emel)

[isim]

  • Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek

    Bu emele vasıl olmak için bütün gayretimi sarf edeceğim, elimden geleni yapacağım. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emel beslemek
  • emeline alet etmek

ELEM (Kelime Kökeni: Arapça elem)

[isim]

  • Acı, üzüntü, dert, keder

    Bu derdi huy edinenler elem çekmez. - Necip Fazıl Kısakürek

SERE

[isim]

[halk ağzında]

  • Açık duran başparmağın ucundan işaret parmağının ucuna kadar olan uzaklık, sele

SELE (Kelime Kökeni: Arapça selle)

[isim]

  • Yayvan, genişçe sepet

    İş önlükleri bağlandı, sele denilen hasır sepetlerle tarlaya dalındı. - Orhan Kemal

Birleşik Kelimeler: sele zeytini

[isim]

[spor]

  • Bisikletin oturulacak yeri

[isim]

  • Sere

ESME

[isim]

  • Esmek işi

    Meltemin esmeye başladığı güneyden yavaş yavaş rüzgârsız ölü dalgalar sallana sallana gelmeye koyuldu. - Halikarnas Balıkçısı

EYER

[isim]

  • Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne

    Gözlerini eyerin kuburluklarıyla atın doru boynunda hasıl olan gölgeli çizgiye dikmişti. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eyer boşaltmak
  • eyere de gelir semere de
  • eyeri boş kalmak
  • eyer kapatmak (veya kapamak)
  • eyer vurmak

Birleşik Kelimeler: eyer kaltağı, eyer kaşı

REYE (Kelime Kökeni: Fransızca rayé)

[sıfat]

  • Çizgili çubuklu çizgileri olan (kumaş)

    Fenerliler, sarı lacivert reye fanila giymişler. - Haldun Taner

SEME (Kelime Kökeni: Farsça seme)

[sıfat]

  • Sersem, ahmak, alık

Birleşik Kelimeler: seme tavuk, uyku semesi

YELE

[isim]

  • At, aslan vb. hayvanların ensesinde veya boynunda bulunan uzun kıllar

    Ben, yelesi yelde dalgalanan, sağrısı köpüklü kır atıma bineceğim. - Nazım Hikmet

  • Balıklarda sırt yüzgeci

YEME

[isim]

  • Yemek işi

    Aliş'e de buyur ettiler, ekmek, peynir ve üzümden ibaret yemeklerini yemeye koyuldular. - Halikarnas Balıkçısı

  • Yiyecek

    Bu ay yeme masrafımız çok oldu.

Birleşik Kelimeler: yeme içme

EŞME

[isim]

  • Eşmek işi

[halk ağzında]

  • Kaynak, pınar

[isim]

  • Uşak iline bağlı ilçelerden biri