YÖNSÜZLÜK ile Oluşan Kelimeler (YÖNSÜZLÜK Kelime Türetme)
YÖNSÜZLÜK harflerinden oluşan 58 kelime bulunuyor. YÖNSÜZLÜK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Yönsüzlük kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
9 Harfli Kelimeler
YÖNSÜZLÜK25
7 Harfli Kelimeler
KÖSNÜLÜ18
6 Harfli Kelimeler
YÖNSÜZ20, ÖZÜNLÜ19, SÖZLÜK18, YÜNSÜZ16, KÖSNÜL15, YÜZLÜK15
5 Harfli Kelimeler
ÖKSÜZ17, SÖZLÜ17, ÖZLÜK16, KÖYLÜ15, YÖNLÜ15, KÖSNÜ14, SÖNÜK14, SÖKÜN14, YÜZLÜ14, YÜZÜK14, ÖNLÜK13, SÜZÜK13, ÜNSÜZ13, ÜZLÜK12, YÜKLÜ11, YÜKÜN11, YÜLÜK11, YÜNLÜ11, SÜLÜN10, SÜLÜK10
4 Harfli Kelimeler
ÖZLÜ15, ÖKÜZ15, ÖYKÜ14, ÖLÜK12, KLÜZ9, KÜSÜ9, ÜNLÜ8, ÜLKÜ8,
3 Harfli Kelimeler
SÖZ13, KÖZ12, KÖY11, ÖLÜ11, YÖN11, KÖS10, LÖS10, YÜZ10, LÖK9, ZÜL8, YÜK7, YÜN7, KÜS6, KÜL5, LÜK5
2 Harfli Kelimeler
ÖZ11, ÖN8, ÜS5, NÜ4, ÜN4
NÜ (Kelime Kökeni: Fransızca nu)
- Çıplak
- Çıplak resim
ÜN
- Ses
-
Herkesçe bilinme, tanınma durumu, san, şöhret, şan
O kadar ünü ve başarıyı yakıştıramamıştı bu yüze. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- ün almak (veya kazanmak veya salmak veya yapmak)
- üne kavuşmak
KÜL
-
Yanan şeylerden artakalan toz madde
Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- kül bağlamak
- kül etmek
- kül gibi
- kül olmak
- kül ufak olmak
- külünü savurmak
- kül yemek (veya yutmak)
Birleşik Kelimeler: külbastı, kül çöreği, küldöken, külkedisi, kül rengi, kül tablası, külyutmaz, yosun külü
-
Bütün, tüm
Bir asırdan beri şiirimizi bir kül olarak göz önüne getirince bu misal canlanmaz mı? - Yahya Kemal Beyatlı
LÜK (Kelime Kökeni: Farsça luk)
- Boyacılıkta kullanılan Hint zamkı
Birleşik Kelimeler: lük boyası
ÜS (Kelime Kökeni: Arapça uss)
- Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır
- Kök, asıl, temel, esas
-
Bazı görevleri yürütebilmek amacıyla kurulan, özel yapıları, donatımları, atölyeleri, onarım yerleri, servis alanları olan, sürekli veya geçici olarak konaklanılan yer
Memleket sağlam bir hareket üssü hâlinde kalmalıdır. - Falih Rıfkı Atay
-
Bir askerî harekâtta birliklerin gereksinim duyduğu her türlü gerecin toplandığı, dağıtıldığı bölge
Mühimmat depolarının ve üslerin arasında, herkesin istifadesine ve zevkine açıktır. - Falih Rıfkı Atay
Birleşik Kelimeler: merkez üs, deniz üssü, hava üssü, uzay üssü
KÜS
-
Dargın
Bu sınıfta küs çocuklar var.
LÜKS (Kelime Kökeni: Fransızca luxe)
-
Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat
Lüksleri, rahatları, eğlenceleri yerindedir. - Necati Cumalı
-
Gösterişli, şatafatlı olan
Bu lüks lokantada öğle yemeği yiyor. - Tarık Buğra
-
Gereksinim dışı olan
Bildiğim kadarıyla o, lüks tüketime girecek harcamalara karşı idi. - Adalet Ağaoğlu
- Aşırı, fazla olan
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... lüksü olmamak
Birleşik Kelimeler: lüks baskı, lüks hayat, lüks koltuk, lüks mevki, lüks tarife
- Aydınlatma ölçü birimi
-
Hava basınçlı bir tür petrol lambası, lüks lambası
Lüksün kuvvetli ışığı altında saçları ve yüzü bembeyaz, gözleri kamaşmış. - Reşat Nuri Güntekin
Birleşik Kelimeler: lüks lambası, lüksmetre
NÜKS (Kelime Kökeni: Arapça nuks)
- Bir durumun veya olayın yeniden ortaya çıkması
Ata Sözleri ve Deyimler
- nüks etmek
YÜK
-
Araba, hayvan vb.nin taşıdığı şeylerin hepsi
Çölde yük götüren vasıta develer, insan taşıyan vasıta hecinlerdir. - Falih Rıfkı Atay
- Bir şeyin ağırlığı
-
Araba, hayvan vb.nin taşıyabildiği miktar
Bir araba yükü odun.
-
Eşya
Bütün yükü bu bavul.
-
Birinin üzerine almak zorunda kaldığı ağır görev
Ben bu yükün altına giremem. Bu yüke herkes katlanamaz.
- Tedirginlik veren şey, engel
- Bir cismin yüzeyinde biriken elektrik miktarı
-
Yüz bin kuruşluk mal veya tutar
Mademki öyledir, bir yük getirip satan herkes iki akçe versin. - Tarık Buğra
- Doğacak bebek
-
Yüklük
Haydi şu yüke giriver!.. - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- yük altına girmek
- yük olmak
- yükte hafif pahada ağır
- yükünü almak
- yükünü çekmek
- yükünü tutmak
- yük vurmak
Birleşik Kelimeler: yük arabası, yük asansörü, yükçeker, yük gemisi, yük hayvanı, yük katarı, yük odası, yük treni, yük vagonu, aşırı yük, baz yük, dökme yük, kuru yük, serbest yük, deve yükü, kar yükü, rüzgâr yükü
YÜN
-
Koyun tüyü
Bu şiltenin yünü az gelmiş.
-
Bu tüyden yapılmış
Sırtımdaki kırmızı yün hırkam devamlı su çekiyordu. - Ayla Kutlu
Birleşik Kelimeler: madenî yün, asbest yünü, cam yünü, koyunyünü, maden yünü
ÜNLÜ
-
Ün salmış olan, tanınmış, şöhretli, meşhur, şanlı, namlı, namdar, anlı şanlı
Kimsenin üzerinde durmadığı birkaç ünlü kişiden birisi de kesinlikle o idi. - Tarık Buğra
- Ses yolunda bir engele çarpmadan çıkan ses, sesli, sesli harf, vokal: a, e, ı, i, o, ö, u, ü
Birleşik Kelimeler: ünlü benzeşmesi, ünlü çatışması, ünlü kaynaşması, ünlü kısalması, ünlü türemesi, ünlü uyumu, ağızsıl ünlü, bağlayıcı ünlü, dar ünlü, düz ünlü, geniş ünlü, ikili ünlü, ikiz ünlü, ince ünlü, kalın ünlü, kısa ünlü, türeme ünlü, uzun ünlü, üçüz ünlü, yuvarlak ünlü, ağız ünlüsü, bağlantı ünlüsü, geniz ünlüsü, pekiştirme ünlüsü
ÜLKÜ
-
Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey, ideal
Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür. - Atatürk
-
İnsanı duyular dünyasının üstüne yükselten ve hiçbir zaman tam olarak gerçekleştirilemeyecek olan, yalnızca erişilmesi istenen amaç olarak kalan kılavuz ilke, mefkûre, ideal, vizyon
Bu yarının dünyasını, insanlığını düzenleyecek ülkünün sahipleri! - Halide Edip Adıvar
- Gerçekte olmayıp yalnız düşüncede tasarım biçiminde var olan, yalnızca düşünce ile kavranabilen şey, ideal
ZÜL (Kelime Kökeni: Arapça ẕull)
- Alçalma, düşkünlük
-
Ayıplanacak şey
Böyle bir kitaptan bahsetmek benim için zül, muharriri için de bir şereftir. - Asaf Halet Çelebi
Ata Sözleri ve Deyimler
- zül saymak (veya addetmek)
ÖN
-
Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı
Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor. - Ahmet Ümit
-
Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı
Altmış yaşında anamın önünde sigara içmek istemezdim. - Burhan Felek
-
Bir kimsenin ilerisi
Bir aralık önümüzden şarkı sesleri geldi. - Sait Faik Abasıyanık
-
Yakın gelecek zaman
Önümüz kış.
-
Giyeceklerin genellikle göğsü örten bölümü
Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık. - Peyami Safa
-
Önce olan, ilk
Ön söz. Ön görüşme.
-
Civar, yöre
Kanlıca önlerine geldiler.
-
Benzerler arasında bakılan veya gidilen yönde olan
Ben, Anafartalar'da Mustafa Kemal'in bulunduğu en ön siperlerde de kurşun attım. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- önde gelmek
- öne almak
- öne çıkmak
- öne düşmek
- öne sermek
- öne sürmek
- önü alınmak
- önünde ardında gidilmez
- önüne arkasına bakmadan
- önüne bakmak
- önüne bir kemik atmak
- önüne çıkmak
- önüne dikilmek
- önüne düşmek
- önüne geçmek
- önüne gelen
- önüne geleni kapar, ardına geleni teper
- önüne katmak
- önünü almak
- önünü ardını düşünmemek
- önünü kesmek
Birleşik Kelimeler: ön ad, ön buharlaşma, ön büro, ön alım, ön avurt, önayak, ön ayak, ön belirti, ön bilgi, ön çalışma, ön damak, ön denetim, ön deyi, ön deyiş, ön doğru, ön ek, ön eleme, ön göğüs, öngörmek, öngörü, öngörülmek, ön gösterim, ön gün, ön hekim, ön içki, ön izleme, ön kabul, ön kayıt, ön kesinti, ön kol, ön koşul, ön lisans, ön oda, ön oluş, ön ödeme, ön proje, ön rapor, ön seçici, ön seçim, ön ses, ön sevişme, önsezi, ön soruşturma, ön söz, ön sözleşme, ön şart, ön tasar, ön tasım, ön teker, ön uyum, ön vurgu, ön yargı, ön yaylak, ön yüzbaşı, önden çekişli, önü sıra, önünde sonunda, göz önü, başı önünde, göz önünde
KLÜZ (Kelime Kökeni: Fransızca cluse)
- Kanyon