YUTKUNMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

YUTKUNMA harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli YUTKUNMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yutkunma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Yutkunma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

KUYUM10, UYUMA10, YUTUM10, YUMUK10, KUYTU9, UYMAK9, YUNMA9, YUTMA9, YUMAK9, YAMUK9, UKNUM8, YUTAK8, YUNAK8, YAKUT8, KUTNU7, KUMAN7, MAKTU7, NUTUK7, NUKUT7, TUMAN7, UTMAK7, KUTAN6, NATUK6

KUTAN

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Saka kuşu

NATUK (Kelime Kökeni: Arapça naṭūḳ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Düzgün, güzel ve kolaylıkla söz söyleyen

KUTNU (Kelime Kökeni: Arapça ḳuṭnī)

[isim]

[halk ağzında]

  • Pamuk veya ipekle karışık pamuktan dokunmuş kalın, ensiz kumaş türü

    Kutnu kumaş dökülmüş, şala kim bakar / Ger Ali'nin kurşunu dağları yakar - Halk türküsü

KUMAN

[isim]

[tarih]

  • Kıpçak

MAKTU (Kelime Kökeni: Arapça maḳṭūʿ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Kesik
  • Kesin olarak değeri biçilmiş
  • Ölçü ile satılmayan, götürü

Birleşik Kelimeler: maktu fiyat

NUTUK (Kelime Kökeni: Arapça nuṭḳ)

[isim]

  • Söz, konuşma

    Onun nutkundan sonra bu meselenin artık münakaşa edilmemesi, bitmesi lazımdı. - Memduh Şevket Esendal

  • Söylev

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nutku tutulmak
  • nutuk atmak (veya çekmek)
  • nutuk vermek

NUKUT (Kelime Kökeni: Arapça nuḳūd)

[isim]

[eskimiş]

  • Paralar

TUMAN

[isim]

[halk ağzında]

  • Don, şalvar

UTMAK

[-i]

[eskimiş]

  • Yenmek
  • Ütmek (II)

UKNUM (Kelime Kökeni: Arapça uḳnūm)

[isim]

[eskimiş]

[felsefe]

  • Hipostaz

YUTAK

[isim]

[anatomi]

  • Ağız ve burun boşluklarıyla gırtlak ve yemek borusu arasındaki boşluk

Birleşik Kelimeler: yutak iltihabı

YUNAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Hamam

[isim]

  • Konya iline bağlı ilçelerden biri

YAKUT (Kelime Kökeni: Arapça yāḳūt)

[isim]

[jeoloji]

  • Pembe veya erguvan tonları ile karışık koyu kırmızı renkte, saydam bir korindon türü olan değerli taş

[sıfat]

  • Bu taştan yapılmış veya bu taşla süslenmiş

    Yakut yüzük.

Birleşik Kelimeler: gök yakut

[isim]

  • Kuzeydoğu Sibirya'da yaşayan bir Türk topluluğu veya bu topluluktan olan kimse, Saha

KUYTU

[sıfat]

  • Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha (yer)

    Kahvenin kuytu bir köşesinde bağıra bağıra konuşuyorlardı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Uğrak olmayan, içerlek, sapa (yer)

    Dükkân kuytu yerde olduğundan işlemiyor.

  • Güneş ışığı veya rüzgâr almayan (yer)

UYMAK

[-e]

  • Ölçüleri birbirini tutmak

    Ayakkabı ayağına iyi uydu.

  • Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek

    Kravat ceketine uymuş.

  • Zevke, anlayışa uygun düşmek

    Sizin tutumunuz bizim görev anlayışımıza uyuyor.

  • Bir inanca, bir anlayışa, bir duruma veya egemen bir güce uygun davranışta bulunmak, riayet etmek

    Şu acayip sevdaları bırak, muhite uy, zamana uy, hayatını mükemmel kazanırsın. - Peyami Safa

  • Bağlı kalmak, tabi olmak

    Birtakım kayıt ve şartlara uymalıydı.

  • Uygun düşmek, münasip olmak

    Her cihette birbirine uyacak kadın erkek bulmak dünyada kabil değildir. - Hüseyin Cahit Yalçın

Birleşik Kelimeler: uyaroğlu