YUMUŞAMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

YUMUŞAMAK harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli YUMUŞAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YAŞAM11, KUYUM10, KUMAŞ10, KAYŞA10, MUMYA10, MAŞUK10, ŞAYKA10, ŞAYAK10, UYUMA10, YUMUK10, YUMMA10, AŞMAK9, AKŞAM9, UYMAK9, YUMAK9, YAMUK9, AYMAK8, KAYMA8, UMMAK8, YAMAK8, YAKMA8, MAMAK7, MAKAM7

MAMAK

[isim]

  • Ankara iline bağlı ilçelerden biri

MAKAM (Kelime Kökeni: Arapça maḳām)

[isim]

  • Mevki, kat(I), yer

    İnsan değil gökyüzündeki makamını şaşırarak yere inmiş bir melektir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde bir müzik parçası veya şarkının işleniş biçimi

Birleşik Kelimeler: makam arabası, makam odası, makam otomobili, makam ödeneği, makam şoförü, makam tazminatı, adli makam, başkanlık makamı, iddia makamı

AYMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Kendine gelmek, aklı başına gelmek, ayılmak

    Bırak gece yarısı hoşbeşi Allah aşkına, aydım artık gidip yatayım. - Sait Faik Abasıyanık

[-i]

[mecaz]

  • Gerçeği anlamak

KAYMA

[isim]

  • Kaymak (II) işi

[sinema]

[televizyon]

  • Herhangi bir nedenle filmin atlaması, görüntünün perdeye veya ekrana tam olarak gelmemesi

Birleşik Kelimeler: anlam kayması, toprak kayması

UMMAK

[nesnesiz]

  • Bir şeyin olmasını istemek, beklemek

    Umarım ki siz de mayıs hakkındaki bu sevgimi benimle paylaşırsınız. - Burhan Felek

  • Sanmak, tahmin etmek

    Her açılan kapının arkasından umduğumuz çıkmaz. - Ahmet Muhip Dranas

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ummadığın taş baş yarar

YAMAK

[isim]

  • Bir işte yardımcı olarak çalışan erkek

    Eli yüzü düzgün, işgüzar bir yamağı mektupçu efendinin yanına kapılandıracaklar... - Ercüment Ekrem Talu

[tarih]

  • Yeniçeri Ocağında topçu ve humbaracı gibi askerî kuruluşlarda aday olarak bulunan kimse

[mecaz]

  • Birinin etkisinde kalarak onun sözünden çıkmayan kimse

Birleşik Kelimeler: ağa yamağı

YAKMA

[isim]

  • Yakmak işi

Birleşik Kelimeler: yakma resim

AŞMAK

[-den]

  • Yüksek, uzak veya geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmek

    İki gündür sarp dağ yollarından aşıyoruz. - Falih Rıfkı Atay

[-i]

  • Süre geçmek, bitmek, sona ermek

[-i]

  • Geçmek

    Üstelik çekingenliğin de kaybolmuş hatta sokulganlığı aşarak girişkenlik derecesini bulmuştu. - Tarık Buğra

[-e]

  • Erkek hayvan dişisiyle çiftleşmek

[nesnesiz]

[argo]

  • Görünmeden kaçmak

    Herif çoktan aşmış.

Birleşik Kelimeler: sınıraşan

AKŞAM

[isim]

  • Güneşin batmasına yakın zamandan gecenin başlamasına kadar olan vakit, akşam vakti, akşamleyin
  • Gece

    Dün akşam karşılıklı içerken, çoktan bayatlamış itirafımı ağzımdan kaçırma gafletinde bulundum. - Elif Şafak

  • Akşam ezanı
  • Akşam namazı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akşam ahıra sabah çayıra
  • akşama kadar
  • akşama kalmak
  • akşama karşı gitme, tana karşı yatma
  • akşamı akşam etmek
  • akşamı bulmak (veya etmek)
  • akşamın hayrından sabahın şerri iyidir
  • akşamın işini sabaha (veya yarına) bırakma
  • akşamı zor etmek
  • akşam ise yat, sabah ise git
  • akşamlar (veya akşamışerifler) hayrolsun!

Birleşik Kelimeler: akşam akşam, akşam azadı, akşam ezanı, akşam gazetesi, akşam güneşi, akşam karanlığı, akşam namazı, akşam pazarı, akşam piyasası, akşam saati, akşamsefası, akşam simidi, akşamüstü, akşamüzeri, akşam vakti, akşam yeli, Akşam Yıldızı, sabah akşam, akşama doğru, akşama sabaha, akşamlı sabahlı

UYMAK

[-e]

  • Ölçüleri birbirini tutmak

    Ayakkabı ayağına iyi uydu.

  • Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek

    Kravat ceketine uymuş.

  • Zevke, anlayışa uygun düşmek

    Sizin tutumunuz bizim görev anlayışımıza uyuyor.

  • Bir inanca, bir anlayışa, bir duruma veya egemen bir güce uygun davranışta bulunmak, riayet etmek

    Şu acayip sevdaları bırak, muhite uy, zamana uy, hayatını mükemmel kazanırsın. - Peyami Safa

  • Bağlı kalmak, tabi olmak

    Birtakım kayıt ve şartlara uymalıydı.

  • Uygun düşmek, münasip olmak

    Her cihette birbirine uyacak kadın erkek bulmak dünyada kabil değildir. - Hüseyin Cahit Yalçın

Birleşik Kelimeler: uyaroğlu

YUMAK

[isim]

  • Yuvarlak biçimde sarılmış iplik, yün vb. şey

    Yün yumağı.

[sıfat]

  • Yuvarlak biçimde sarılmış olan

    Bir yumak yün.

Birleşik Kelimeler: yumak yumak, kıl yumağı

[-i]

[halk ağzında]

  • Yıkamak

    Evlerinin önü susam / Bir su bulsam yüzüm yusam - Halk türküsü

YAMUK

[sıfat]

  • Bir yana doğru eğik olan

[isim]

[matematik]

  • Yalnız iki kenarı paralel olan dörtgen

[mecaz]

  • Sözünden dönen, yanlışlık yapan (kimse)

    O yamuk herifler bir daha giremezler mahallemize. - Ahmet Ümit

[isim]

[mecaz]

  • Birine karşı yanlış davranma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yamuk yapmak

Birleşik Kelimeler: yamuk yumuk, dik yamuk, ikizkenar yamuk

KUYUM

[isim]

  • Değerli metal ve taşlardan yapılan süs eşyası

    Altın yüzük yaptırdım, kuyum ustalarına - Halk türküsü

KUMAŞ (Kelime Kökeni: Arapça ḳumāş)

[isim]

  • Pamuk, yün, ipek vb.nden makinede dokunmuş her türlü dokuma

    Her şey, esvap ve eşya Bursa'da dokunan ipek kumaşlardan yapılmıştır. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]

  • Varlığı ve kişiliği oluşturan nitelik veya malzeme

Birleşik Kelimeler: kumaş mengenesi, Hint kumaşı

KAYŞA

[isim]

[jeoloji]

  • Toprak kayması