YUMUŞAKÇA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
YUMUŞAKÇA harflerini içeren 5 harfli 30 kelime bulunuyor. 5 harfli YUMUŞAKÇA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Yumuşakça ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Yumuşakça olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
KUŞÇU13,
AYMAK
-
Kendine gelmek, aklı başına gelmek, ayılmak
Bırak gece yarısı hoşbeşi Allah aşkına, aydım artık gidip yatayım. - Sait Faik Abasıyanık
- Gerçeği anlamak
KAYMA
- Kaymak (II) işi
- Herhangi bir nedenle filmin atlaması, görüntünün perdeye veya ekrana tam olarak gelmemesi
Birleşik Kelimeler: anlam kayması, toprak kayması
YAMAK
-
Bir işte yardımcı olarak çalışan erkek
Eli yüzü düzgün, işgüzar bir yamağı mektupçu efendinin yanına kapılandıracaklar... - Ercüment Ekrem Talu
- Yeniçeri Ocağında topçu ve humbaracı gibi askerî kuruluşlarda aday olarak bulunan kimse
- Birinin etkisinde kalarak onun sözünden çıkmayan kimse
Birleşik Kelimeler: ağa yamağı
YAKMA
- Yakmak işi
Birleşik Kelimeler: yakma resim
AŞMAK
-
Yüksek, uzak veya geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmek
İki gündür sarp dağ yollarından aşıyoruz. - Falih Rıfkı Atay
- Süre geçmek, bitmek, sona ermek
-
Geçmek
Üstelik çekingenliğin de kaybolmuş hatta sokulganlığı aşarak girişkenlik derecesini bulmuştu. - Tarık Buğra
- Erkek hayvan dişisiyle çiftleşmek
-
Görünmeden kaçmak
Herif çoktan aşmış.
Birleşik Kelimeler: sınıraşan
AÇMAK
-
Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek
Kapıyı açıp içeri giriyorum. - Adalet Ağaoğlu
-
Engeli kaldırmak
Karla kapanan yolu açmak.
-
Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak
Kadın hamalı dışarı çıkardı, sonra çantasını açıp birkaç lira çıkardı. - Memduh Şevket Esendal
- Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak
-
Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak
Su borusunu açmak.
-
Alanını genişletmek
Anıtın çevresini açmak.
-
Birbirinden uzaklaştırmak
Kollarını açtı.
-
Yarmak
Çıbanı açmak.
-
Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak
Yumağı açmak.
- Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak
- Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek
-
Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak
Dönüş yolunda radyoyu açtık. - Elif Şafak
-
Alışverişi başlatmak
Bakan, tütün piyasasını açtı.
-
Rengin koyuluğunu azaltmak
Bu boyayı biraz daha açmalı.
-
Yakışmak, güzel göstermek
Bu renk odayı açtı.
- Ferahlık vermek
-
Beğenmek
Burası beni açmadı, başka yere gidelim.
- Bir konu ile ilgili konuşmak
-
Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek
Size derdimi açmaya geldim. - Falih Rıfkı Atay
- Satranç, poker vb. oyunları başlatmak
-
Yapmak, düzenlemek
Sınav açmak.
-
Ayırmak, tahsis etmek
Senin için üst katta bir oda açtık.
-
Görünür duruma getirmek
Kollarını, göğsünü açmış.
-
Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak
Hava açtı.
-
Geçit sağlamak
İki oda arasına kapı açtık.
-
Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek
Öğretmen sürekli konuşuyor, öğrenciyi açmak istiyordu.
- Savaşla almak, fethetmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- aç gözünü, açarlar gözünü
- açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna
- açtı ağzını, yumdu gözünü
Birleşik Kelimeler: yivaçar
AKŞAM
- Güneşin batmasına yakın zamandan gecenin başlamasına kadar olan vakit, akşam vakti, akşamleyin
-
Gece
Dün akşam karşılıklı içerken, çoktan bayatlamış itirafımı ağzımdan kaçırma gafletinde bulundum. - Elif Şafak
- Akşam ezanı
- Akşam namazı
Ata Sözleri ve Deyimler
- akşam ahıra sabah çayıra
- akşama kadar
- akşama kalmak
- akşama karşı gitme, tana karşı yatma
- akşamı akşam etmek
- akşamı bulmak (veya etmek)
- akşamın hayrından sabahın şerri iyidir
- akşamın işini sabaha (veya yarına) bırakma
- akşamı zor etmek
- akşam ise yat, sabah ise git
- akşamlar (veya akşamışerifler) hayrolsun!
Birleşik Kelimeler: akşam akşam, akşam azadı, akşam ezanı, akşam gazetesi, akşam güneşi, akşam karanlığı, akşam namazı, akşam pazarı, akşam piyasası, akşam saati, akşamsefası, akşam simidi, akşamüstü, akşamüzeri, akşam vakti, akşam yeli, Akşam Yıldızı, sabah akşam, akşama doğru, akşama sabaha, akşamlı sabahlı
ÇAKMA
- Çakmak işi
- Vurulup çakılarak yapılmış kuyumcu işi
- Bu işte kullanılan kuyumcu kalıbı
- Taklit olan, sahte
- Deri hastalığı, yara, çıban
Birleşik Kelimeler: çakma kapı
KAÇMA
-
Kaçmak işi, firar
Fabrikayı boşaltmaları için dışarıdan çağrı yapılırken kaçma arzusuyla yanıp tutuşanlar oldu. - Lâtife Tekin
MAÇKA
- Trabzon iline bağlı ilçelerden biri
UYMAK
-
Ölçüleri birbirini tutmak
Ayakkabı ayağına iyi uydu.
-
Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek
Kravat ceketine uymuş.
-
Zevke, anlayışa uygun düşmek
Sizin tutumunuz bizim görev anlayışımıza uyuyor.
-
Bir inanca, bir anlayışa, bir duruma veya egemen bir güce uygun davranışta bulunmak, riayet etmek
Şu acayip sevdaları bırak, muhite uy, zamana uy, hayatını mükemmel kazanırsın. - Peyami Safa
-
Bağlı kalmak, tabi olmak
Birtakım kayıt ve şartlara uymalıydı.
-
Uygun düşmek, münasip olmak
Her cihette birbirine uyacak kadın erkek bulmak dünyada kabil değildir. - Hüseyin Cahit Yalçın
Birleşik Kelimeler: uyaroğlu
YUMAK
-
Yuvarlak biçimde sarılmış iplik, yün vb. şey
Yün yumağı.
-
Yuvarlak biçimde sarılmış olan
Bir yumak yün.
Birleşik Kelimeler: yumak yumak, kıl yumağı
-
Yıkamak
Evlerinin önü susam / Bir su bulsam yüzüm yusam - Halk türküsü
YAMUK
- Bir yana doğru eğik olan
- Yalnız iki kenarı paralel olan dörtgen
-
Sözünden dönen, yanlışlık yapan (kimse)
O yamuk herifler bir daha giremezler mahallemize. - Ahmet Ümit
- Birine karşı yanlış davranma
Ata Sözleri ve Deyimler
- yamuk yapmak
Birleşik Kelimeler: yamuk yumuk, dik yamuk, ikizkenar yamuk
KUYUM
-
Değerli metal ve taşlardan yapılan süs eşyası
Altın yüzük yaptırdım, kuyum ustalarına - Halk türküsü
KUMAŞ (Kelime Kökeni: Arapça ḳumāş)
-
Pamuk, yün, ipek vb.nden makinede dokunmuş her türlü dokuma
Her şey, esvap ve eşya Bursa'da dokunan ipek kumaşlardan yapılmıştır. - Falih Rıfkı Atay
- Varlığı ve kişiliği oluşturan nitelik veya malzeme
Birleşik Kelimeler: kumaş mengenesi, Hint kumaşı