YUMUŞAKÇA Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler

YUMUŞAKÇA harflerini içeren 3 harfli 22 kelime bulunuyor. 3 harfli YUMUŞAKÇA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yumuşakça ile başlayan 3 harfli kelimeler. İçinde Yumuşakça olan 3 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÇAY8, MUŞ8, YAŞ8, ÇAM7, KUŞ7, MAÇ7, MAŞ7, ŞUA7, ŞAM7, AŞK6, ÇAK6, KAÇ6, KAŞ6, ŞAK6, UMU6, AYA5, KUM5, KAY5, YAK5, AMA4, KAM4, AKA3

AKA

[isim]

[halk ağzında]

  • Ağabey

ÂMÂ (Kelime Kökeni: Arapça aʿmā)

[sıfat]

  • Görme engelli

[bağlaç]

  • Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma, lakin, velakin

    Para kazanmayı hiç sevmiyordu ama hesapsız harcamaya bayılıyordu. - Necati Cumalı

  • Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz

    Fala inanmam ama fırsat bulursam baktırmadan da yapamam. - Kemal Tahir

  • Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz

    Gerçi yeni nesil, eskiyi öğrenmekte bir fayda görmüyor ama ben gene de yazayım. - Burhan Felek

  • Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz

    Güzel ama güzel bir söz söyledi.

  • Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz

    Gerçi vekillerden bazıları yerli yerinde duruyordu ama! - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ama ne
  • aması maması yok!
  • aması var

KAM

[isim]

  • Şaman

[isim]

  • Zevk, mutluluk, tat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kâm almak

AYA

[isim]

  • Elin parmak dipleriyle bilek arasındaki iç bölümü, avuç içi
  • Ayak tabanı

[bitki bilimi]

  • Yaprakların düz ve parlak bölümü

Birleşik Kelimeler: el ayası, köpekayası, yaprak ayası

KUM

[isim]

[madencilik]

  • Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan, deniz kıyısı, dere yatağı vb. yerlerde çok bulunan, ufak, sert tanecikler

    İki kamyon kum getirmemi istedi. - Yusuf Atılgan

  • Armut, ayva vb. meyvelerin etli bölümlerindeki sert tanecikler
  • Vücuttaki bezlerin, özellikle böbreğin ürettiği ince ve katı tanecikler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumda oynamak
  • kum dökmek
  • kum gibi

Birleşik Kelimeler: kum balığı, kumbaşı, kum çölü, kum engereği, kum fırtınası, kum grisi, kum havucu, kum havuzu, kum kamyonu, kumkayası, kumkazan, kum ocağı, kum otu, kum saati, kum taşı, kum torbası, gök kumu

KAY

[isim]

  • Yağmur, yaz yağmuru

[isim]

[eskimiş]

  • Kusma

YAK (Kelime Kökeni: Tibetçe)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Tibet'te, Asya'nın bazı yörelerinde yabani veya evcil olarak yaşayan, kılları uzun bir tür öküz, Tibet öküzü, Tibet sığırı (Bos grunniens)

AŞK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaşḳ)

[isim]

  • Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi, sevda, amor (II)

    Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi - Yunus Emre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşka düşmek
  • aşka gelmek
  • aşk ağlatır, dert söyletir
  • aşk olmayınca meşk olmaz
  • aşk olsun
  • aşk yapmak

Birleşik Kelimeler: aşkmerdiveni, ilanıaşk, karşılıksız aşk, yasak aşk, yıldırım aşkı

ÇAK (Kelime Kökeni: Farsça çāk)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Yırtık, yarık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çak çak olmak

KAÇ

[sıfat]

  • Herhangi bir şeyin niceliğini sormak için kullanılan soru sıfatı

    Yakup Kadri'nin romanlarının kaç dile çevrildiğini bilen bile yoktur. - Çetin Altan

  • Birçok

    Kaç gündür ben de bunu söyleyecektim, söyleyemiyorum. - Orhan Kemal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaç baharın yoğurdunu yemek
  • kaç para eder?
  • kaç paralık (adam veya şey)
  • kaç parça olayım!
  • kaç zamandır

Birleşik Kelimeler: kaç kaç, kaça kaç, kaçın kurası

KAŞ

[isim]

[anatomi]

  • Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar

    Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu. - Mahmut Yesari

  • Eyerin ön ve arkasındaki çıkıntılı bölüm

[halk ağzında]

  • Sarp kayalık, uçurum

[halk ağzında]

  • Bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set

[halk ağzında]

  • Ocağın veya şöminenin üst tarafında bulunan, üzerine malzeme konulan çıkıntı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaş (veya kaşını) yıkmak
  • kaş göz etmek
  • kaş göz işareti yapmak
  • kaşı (veya kaşları) çatılmak
  • kaşını gözünü eğmek
  • kaşının altında gözün var dememek
  • kaş ile göz, gerisi söz
  • kaşla göz arasında
  • kaşlarını çatmak
  • kaş yapayım derken (veya yaparken) göz çıkartmak (veya çıkarmak)

Birleşik Kelimeler: kaşbastı, kaş jölesi, çatık kaş, çatma kaş, karakaş, baca kaşı, civankaşı, eyer kaşı, ocak kaşı, yüzük kaşı

[isim]

  • Antalya iline bağlı ilçelerden biri

ŞAK

[isim]

  • Eni geniş bir şeyle vurulduğunda çıkan ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şak diye

Birleşik Kelimeler: şak şak

[isim]

[eskimiş]

  • Yarma, yarılma
  • Yarık, çatlak

Birleşik Kelimeler: şakketmek

UMU

[isim]

  • Umut, istek, arzu

ÇAM

[isim]

[bitki bilimi]

  • Çamgillerin örnek bitkisi olan, dört mevsim yeşil kalabilen, iğne yapraklı, yurdumuzda birçok türü yetişen bir orman ağacı (Pinus)

    Orada çamlar mis gibi kokarak rüzgârla fısıldaşırlardı. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz
  • çam devirmek

Birleşik Kelimeler: çam balı, çam bölmesi, çam fıstığı, çam sakızı, çam yarması, çam yeşili, alaçam, karaçam, kızılçam, sarıçam, Sarıçam, top çam, Çin çamı, dağ çamı, fıstık çamı, katran çamı, salon çamı, yer çamı

KUŞ

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Yumurtlayan omurgalılardan, akciğerli, sıcakkanlı, vücudu tüylerle örtülü, gagalı, iki ayaklı, iki kanatlı uçucu hayvanların ortak adı

    Çalıların üstünde kuşlar cıvıldayarak uçuşuyordu. - Ömer Seyfettin

[argo]

  • Acemi er

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kuşa benzemek (veya dönmek)
  • kuşa kafes lazım, boruya nefes
  • kuş gibi
  • kuş gibi (veya kadar) yemek
  • kuş gibi çırpınmak
  • kuş gibi uçup gitmek (veya uçmak)
  • kuş kadar canı olmak
  • kuş kanadına kira istemez
  • kuş kanadıyla gitmek
  • kuş mu konduracak?
  • kuş uçmaz, kervan geçmez
  • kuş uçurmamak (veya uçurtmamak)
  • kuşu kuşla avlarlar
  • kuşun kanadıyla haber salmak
  • kuş vardır eti yenir, kuş vardır et yedirilir

Birleşik Kelimeler: kuş bakışı, kuşbaşı, kuş beyinli, kuş bilimi, kuşburnu, kuşdili, kuş dili, kuşekmeği, kuş evi, kuşgömü, kuşgözü, kuş gribi, kuşhane, kuş iğdesi, kuş kafesi, kuşkanadı, kuş kirazı, kuşkonmaz, kuş lastiği, kuşlokumu, kuş otu, kuşpalazı, kuş sütü, kuş tüyü, kuş uçumu, kuş uçuşu, kuş uykusu, kuş üzümü, kuşyemi, kuş yemi, kuş yuvası, akkuş, alıcı kuş, avcı kuş, baykuş, boğmaklı kuş, karakuş, kurt kuş, makaralı kuş, yırtıcı kuş, ardıç kuşu, arı kuşu, balaban kuşu, bayır kuşu, borazan kuşu, can kuşu, cennet kuşu, çakıl kuşu, çalı kuşu, çavuş kuşu, çayır kuşu, çekirge kuşu, çulha kuşu, dalgıç kuşu, deve kuşu, devlet kuşu, fırtına kuşu, Flaman kuşu, gece kuşu, gelin kuşu, guguk kuşu, hak kuşu, hamsikuşu, incir kuşu, İshak kuşu, iskele kuşu, kardinal kuşu, karıncakuşu, kar kuşu, kaşıkçı kuşu, keten kuşu, kız kuşu, kukumav kuşu, muhabbet kuşu, murabut kuşu, ökse kuşu, örümcek kuşu, saka kuşu, sıvacı kuşu, sinek kuşu, şakrak kuşu, şeytan kuşu, talih kuşu, tarla kuşu, tavus kuşu, tropik kuşu, yağmur kuşu, yont kuşu, ötücü kuşlar, bataklık kuşları, dalgıç kuşları