YUHALATMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

YUHALATMA harflerini içeren 5 harfli 26 kelime bulunuyor. 5 harfli YUHALATMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yuhalatma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Yuhalatma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MAHYA12, YAHUT12, HAYTA11, HAMUT11, HALAY11, HATAY11, HAYAL11, HAYAT11, MUHAT11, MUHAL11, MAHUT11, MATUH11, HAMAL10, HAMLA10, LAHUT10, MAHAL10, MATAH10, TAMAH10, AHLAT9, HALAT9, YUTMA9, MALYA8, YATMA8, ULAMA7, ATAMA6, MATLA6

ATAMA

[isim]

  • Atamak işi, tayin, nasıp

    Personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir. - Anayasa

Birleşik Kelimeler: açıktan atama, asaleten atama, vekâleten atama

MATLA (Kelime Kökeni: Arapça maṭlaʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Gök cisimlerinin doğması
  • Gök cisimlerinin doğduğu yer

[edebiyat]

  • Divan edebiyatında kaside veya gazelin ilk beyti

ULAMA

[isim]

  • Ulamak işi
  • Ulanan parça, ek, katkı, ilave

[dil bilgisi]

  • Konuşmada art arda gelen kelimelerden birincisinin sonundaki ünsüzün, ikincisinin başındaki ünlüye ses bakımından bir hece oluşturacak biçimde bağlanarak söylenmesi, bağlama: Ayırt etmek, tertip etmek, art arda gibi

[sıfat]

  • Ulanmış

MALYA

[isim]

  • Deniz dibinde otlara takılmış oltayı kurtarmaya ve deniz derinliklerinden ağ, halat, sicim vb. şeyleri çıkarmaya yarayan dört tırnaklı demir

YATMA

[isim]

  • Yatmak işi

    Çocuklara yatma zamanının yaklaştığını başıyla anlatan bir mürebbiye edasıyla duruyor. - Refik Halit Karay

AHLAT (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç, yaban armudu, dağ armudu (Pirus piraster)

[bitki bilimi]

  • Bu ağacın, armuda benzeyen, iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi

[argo]

  • Kaba adam, yol iz bilmez kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahlatın iyisini (dağda) ayılar yer

[isim]

[eskimiş]

  • Bir karışım içindeki parçalar, ögeler

[fizyoloji]

  • Beden yapısının temelini oluşturan ögeler

Birleşik Kelimeler: ahlatıerbaa

[isim]

  • Bitlis iline bağlı ilçelerden biri

HALAT (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Pamuk, kenevir, Hindistan cevizi gibi bitkisel liflerin veya çelik tellerin sarılmasıyla oluşan kolların bir arada bükülmesiyle elde edilen kalın ip

Birleşik Kelimeler: halat çekme, halat fitili, halat ızgarası, halat tamburu, çelik halat, hamhalat, tel halat, açmaz halatı, baş halatı, çekme halatı, varagele halatı

YUTMA

[isim]

  • Yutmak işi

    Ne bulursam yutmaya mecbur kalıyordum, zayıflamış, sersemlemiş, neşesizleşmiştim. - Refik Halit Karay

HAMAL (Kelime Kökeni: Arapça ḥammāl)

[isim]

  • Taşıyıcı

    Arkasındaki hamalların sırtında meşin torbalar içinde züyuf akçe. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hamala semeri yük olmaz

Birleşik Kelimeler: hamalbaşı, hamal camal, hamal semeri, hamal sırığı, sırık hamalı

HAMLA (Kelime Kökeni: Arapça ḥamle)

[isim]

[denizcilik]

  • Küreklerin bir kez suya daldırılıp çıkarılması
  • Sandalın bu biçimde aldığı yol
  • Kıçtan birinci oturak

    Filikada hamlada oturan gemici, bir eliyle rıhtımın kenarına tutunmuş. - Zeyyat Selimoğlu

LAHUT (Kelime Kökeni: Arapça lāhūt)

[sıfat]

  • Kutsal

    Dünya senin bu lahut avazeni duymadıktan sonra kimin sesini dinler, kime kulak asar? - Samiha Ayverdi

[isim]

[eskimiş]

[din bilgisi]

  • Tanrı âlemi

MAHAL (Kelime Kökeni: Arapça maḥall)

[isim]

  • Yöre (I)

    Binaenaleyh, bu koruma tedbiri pazarda değil kesiş mahallinde yapılır. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mahal kalmamak
  • mahal vermek
  • mahal yok

Birleşik Kelimeler: meskûn mahal, şoför mahalli

MATAH (Kelime Kökeni: Arapça metāʿ)

[isim]

[alay yollu]

  • İnsan, mal, eşya vb. için küçümseme yollu bir söz

    Kadının çantası da matah bir şey değil zaten. - Çetin Altan

TAMAH (Kelime Kökeni: Arapça ṭamaʿ)

[isim]

  • Açgözlülük

    Kalpler soğuk, gözler tamah ve ihtiras ile yanıyor. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tamah etmek

HAYTA

[isim]

[tarih]

  • Osmanlıların ilk dönemlerinde eyalet askerlerinin uç boylarında görevli sınıflarından biri

[sıfat]

[mecaz]

  • Başıboş, bir baltaya sap olamamış, apaş, serseri

    Ötedeki masada birtakım hayta gençler cıvık cıvık gülüşüyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

  • Toroslarda yaşayan bir Yörük aşireti