YORGALAMA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

YORGALAMA harflerini içeren 4 harfli 32 kelime bulunuyor. 4 harfli YORGALAMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yorgalama ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Yorgalama olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

YOGA11, GAYR10, MORG10, ARGO9, GRAM9, GAMA9, GALA8, MAYO8, OYMA8, YOMA8, AYMA7, AYOL7, MAYA7, ORYA7, OLAY7, YAMA7, ARYA6, AMOR6, AYLA6, AYAR6, AYAL6, ALAY6, MOLA6, OLMA6, ROMA6, YARA6, ARMA5, ALMA5, AMAL5, LAMA5, MALA5, ORAL5

ARMA (Kelime Kökeni: İtalyanca arma)

[isim]

  • Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun (II)

[denizcilik]

  • Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arma donatmak
  • arma soymak
  • arma uçurmak (veya budatmak)

ALMA

[isim]

  • Almak işi, ahiz, derç, ittihaz, kabız
  • Bir iş adamının veya profesyonel sporcunun para karşılığı başka bir işe veya kulübe geçmesi, transfer

Birleşik Kelimeler: açığa alma, kültüre alma, satın alma, koku alma duyusu, tat alma duyusu, tat alma organı

AMAL (Kelime Kökeni: Arapça aʿmāl)

[isim]

[eskimiş]

  • İşler, işlemler

Birleşik Kelimeler: amalierbaa

LAMA (Kelime Kökeni: Fransızca lama)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Geviş getirenlerden, Güney Amerika'nın dağlık bölgelerinde yaşayan, yük hayvanı olarak kullanılan, karadan aka kadar türlü renklerde olabilen, tüyleri uzun, boyu yüksek ve boynu uzun hayvan

[isim]

  • Tibetlilerde ve Moğollarda Buda rahibi

Birleşik Kelimeler: dalay lama

[isim]

  • Küçük maden veya cam şerit

MALA (Kelime Kökeni: Farsça māle)

[isim]

  • Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, üstten tahta saplı sıvama aracı

ORAL (Kelime Kökeni: Fransızca oral)

[sıfat]

  • Ağızcıl
  • Sözlü

[zarf]

  • Ağız yoluyla

[edebiyat]

  • Söze dayanan

ARYA (Kelime Kökeni: İtalyanca aria)

[isim]

[müzik]

  • Operalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği, genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça

AMOR (Kelime Kökeni: Fransızca amour)

[isim]

  • Aşk

    Kadınlarla münasebetlerine amil olan şey hakiki amor değil, çevirmek istediği bazı entrikalardır. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

AYLA

[isim]

  • Hale
  • Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çevresi

Birleşik Kelimeler: ışık aylası

AYAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿiyār)

[isim]

  • Bir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu

    Saatin ayarı bozuk. Televizyonun ses ayarı iyi.

  • Saatler için belli bir yere göre kabul edilmiş olan ölçü

    Memleket saat ayarı.

  • Altın, gümüş vb. madenlerden yapılmış şeylerin saflık derecesi
  • Bir iş veya bir davranışta gereken ölçü

    Kalorifercinin ayarı yok, ya çok yakıyor veya hiç yakmıyor.

[mecaz]

  • Değer, derece

    Biz, telif eser ayarında bir sanat kıymeti taşıyan tercümelere teşekkür edelim. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayar almak
  • ayar etmek
  • ayar vermek

Birleşik Kelimeler: ayarı bozuk, aklı tam ayar, balans ayarı, saat ayarı

AYAL (Kelime Kökeni: Arapça ʿiyāl)

[isim]

[eskimiş]

  • Karı, eş

    Çocuklar uyumuştur / Efendi gazete okur / Ayali dikiş dikmektedir - Orhan Veli Kanık

ALAY

[isim]

  • Herhangi bir törende veya gösteride yer alan topluluk

    Düğün alayı. Fener alayı.

  • Bayram, cenaze vb. törenlerde sıralı olarak giden insan topluluğu, kortej
  • Hayvan topluluğu

    Bizim alayımız leylek alayı / Havada uçarız dolayı dolayı - Halk türküsü

[askerlik]

  • Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu

    Topçu alayı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alaya çıkmak

Birleşik Kelimeler: alay alay, alay beyi, alaybozan, alay malay, bir alay, miralay, bayram alayı, cenaze alayı, düğün alayı, fener alayı, gelin alayı, gidiş alayı, kılıç alayı, mevlit alayı, muhafız alayı, sürre alayı, süvari alayı

[isim]

  • Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alaya almak
  • alaya bozmak
  • alaya vurmak
  • alay etmek
  • alay geçmek
  • alay gibi gelmek

Birleşik Kelimeler: alay yollu

MOLA (Kelime Kökeni: İtalyanca mola)

[isim]

  • Yorgunluğu gidermek için duraklama

    Köye gidinceye kadar iki yerde mola verdik.

  • Ara verme

[denizcilik]

  • Koyuverme

    Halatı, mola ettiler.

[spor]

  • Voleybol ve basketbolda takımların oyun içinde taktik alışverişleri yapmak için aldıkları dinlenme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mola almak
  • mola vermek

Birleşik Kelimeler: mola taşı, ihtiyaç molası

OLMA

[isim]

  • Olmak işi

YARA

[isim]

  • Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik

    Yaranı tımar ettiler mi? - Nazım Hikmet

  • Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik, yarık

    Geminin omurgasındaki yara.

  • Vücutta işlemekte olan çıban

[mecaz]

  • Dert, üzüntü, acı

    Bu yarayı deşmeyin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yara açmak
  • yara almak
  • yara işlemek
  • yara kapanmak
  • yarasını deşmek
  • yarası olan gocunur (veya gocunsun)
  • yaraya merhem olmak
  • yaraya tuz biber ekmek
  • yarayı tazelemek

Birleşik Kelimeler: yara bandı, yara bere, yara otu, açık yara, ağır yara, kızılyara, ciğer yarası, dil yarası, gönül yarası, kalp yarası, yatak yarası, yürek yarası