YİVLEMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
YİVLEMEK harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli YİVLEMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
MEYVE14,
EKLEM
- Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal
Birleşik Kelimeler: eklem bacaklılar, omuz eklemi
ELMEK (Kelime Kökeni: (elektronik mektup'tan))
- Elektronik posta
EMLİK
-
Emme döneminde olan çocuk
Koç yiğidin yanında olur yazısı / Ananın babanın emlik kuzusu - Halk türküsü
- Zamanından daha geç doğan kuzu veya oğlak
İLMEK
-
Çözülmesi kolay düğüm, eğreti düğüm, ilmik
Kazak ördüm ağladım / İlmek ilmek bağladım - Halk türküsü
- Hafif bir düğüm yaparak bağlamak
- Halı dokurken düğümleri bağlamak
Ata Sözleri ve Deyimler
- iler tutar yeri olmamak (veya kalmamak)
- Değmek, dokunmak
İMLEK
- Bir kurum veya kuruluşun kendine seçtiği, bazı ticaret eşyası üzerine konulan, o eşyayı üreten veya satanı tanıtan resim, harf vb. özel işaret, logo
KELEM (Kelime Kökeni: Farsça kelem)
- Lahana
Birleşik Kelimeler: etsiz kelem
MELEK (Kelime Kökeni: Arapça melek)
- Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte
-
Terbiyeli, uysal kimse
Yanlarındaki kızlar ise sahici birer melekti. - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- melek gibi
Birleşik Kelimeler: melek otu
MELİK (Kelime Kökeni: Arapça melik)
- Padişah, hükümdar, hakan
YELEK
-
Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi
Sağ elini yelek cebine attı. - Ömer Seyfettin
-
Okun yay kirişine takılan bölümündeki tüy
Ok yeleği.
- Kuş kanadının büyük tüyü, telek
Birleşik Kelimeler: çelik yelek, bağır yeleği, can yeleği, cankurtaran yeleği, ikaz yeleği
EYLEM
-
Eyleme işi, fiil, hareket, aksiyon
Günler, düzenlenen eylemlerin baş döndürücü heyecanıyla hızla akıp geçiyordu. - Ahmet Ümit
-
Bir durumu değiştirme veya daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası
Eyleme beraber girersiniz, siz sonuca ulaşmayı düşünürsünüz, onlar ulaşmadan paylaşmayı. - Attila İlhan
- Fiil
Ata Sözleri ve Deyimler
- eylemde bulunmak
- eyleme geçmek
- eylem koymak
Birleşik Kelimeler: addan türeme eylem, eylem planı, eylemden türeme eylem, eylemden türeme ad, dizi eylem, ek eylem, olumlu eylem, olumsuz eylem, yardımcı eylem, yöneylem, tezlik eylemi, yakınlık eylemi, yaklaşma eylemi
MEYİL (Kelime Kökeni: Arapça meyl)
-
Eğiklik, eğim, akıntı
Fazılpaşa Yokuşu'nda akşam olurken, tatlı bir meyille denize uzanan kırmızı damların üzeri kararır. - Halide Edip Adıvar
- Eğilim
-
İlgi, gönül verme
Beni görüp yönün öte döndürme / Yine gitmez meylim sendedir sende - Pir Sultan Abdal
Ata Sözleri ve Deyimler
- meyil vermek
- meyli olmak
Birleşik Kelimeler: meyletmek, meylettirmek
YELME
- Yelmek işi
- Yırtmaçlı zırh
YEMEK
-
Yemek yeme, karın doyurma işi
Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. - Necati Cumalı
-
Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam, ekmek
Yemekten sonra lokantalı vagondan birer de kahve getirttiler. - Memduh Şevket Esendal
- Günün belli saatlerinde yenilen besin
-
Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama
Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- yemek çıkarmak
- yemek seçmek
- yemek vermek
- yemek yemek
Birleşik Kelimeler: yemekaltı, yemek borusu, yemek dolabı, yemek duası, yemekhane, yemek hizmeti, yemek listesi, yemek masası, yemek odası, yemek salonu, yemek tablası, yemek takımı, alaminüt yemek, ana yemek, başyemek, hazır yemek, seçmeli yemek, seçmesiz yemek, sulu yemek, ev yemeği, güveyi yemeği, iftar yemeği, kuşluk yemeği, orospu yemeği, öğle yemeği, ölü yemeği, sahur yemeği, tencere yemeği
-
Ağızda çiğneyerek yutmak
Adam o kadar çabuk yiyor ki hizmetçi ekmek yetiştiremiyor. - Burhan Felek
-
Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek
Neclâ onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor. - Haldun Taner
-
Isırmak
Sivrisinekler çocuğun kollarını yemiş.
- Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak
-
Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak
Kendini topladı ama fena yerinden gagayı yedi sanırım... - Memduh Şevket Esendal
-
Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek
Haram yemek. Rüşvet yemek.
-
Harcamak, tüketmek, bitirmek
Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum diye latife ediyordu. - Memduh Şevket Esendal
- Yasal yoldan cezalandırılmak
-
Birine alacağını vermemek, ödememek
Bu adam benim yüz bin liramı yedi.
-
Başkasının parasını harcamak
Dalkavuklar çok parasını yemişler.
-
Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek
Yapımına başlanan bu yapı günde 5 ton çimento yiyor.
-
Sürekli üzmek, tedirgin etmek
Bu dert beni yiyor.
- Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek
-
Kandırmak
Bizi yemek, sana mı kaldı.
Ata Sözleri ve Deyimler
- yediği naneye bak!
- yediği önünde, yemediği ardında
- yedikleri içtikleri ayrı gitmemek
- yedirip içirmek
- ye kürküm ye!
- yemeden içmeden
- yeme de yanında yat
- yiyip bitirmek
- yiyip içmek
Birleşik Kelimeler: mirasyedi, otyiyenler, balyemez, etyemez, hüryemez, varyemez, karıncayiyen
EVLİK
- Hanelik
EVLEK (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Tarlanın, tohum ekmek için saban iziyle bölünen bölümlerinden her biri
Bu korkunç mücadeleye üç evlek toprak için Mustafa'dan başka bizim köyde kimse girişmezdi. - Sait Faik Abasıyanık
- Dönümün dörtte biri kadar olan alan ölçüsü
- Tarlalarda suyun akması için açılan su yolu
- On liralık kâğıt para