YEŞERME ile Oluşan Kelimeler (YEŞERME Kelime Türetme)

YEŞERME harflerinden oluşan 25 kelime bulunuyor. YEŞERME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yeşerme kelimesinin anlamı nedir? Yeşerme ile başlayan kelimeler. İçinde yeşerme olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

YEŞERME13

5 Harfli Kelimeler

REŞME9, YERME8

4 Harfli Kelimeler

EŞEY9, EŞME8, MEŞE8, YEME7, EYER6, REYE6, ERME5

3 Harfli Kelimeler

ŞEY8, ŞEM7, MEY6, ŞER6, YEM6, REY5, YER5

2 Harfli Kelimeler

5, ŞE5, EY4, YE4, EM3, ME3, ER2, RE2

ER

[isim]

  • Erkek

    Noksansız bir çeyiz ve düğünle iyi bir ere verilen Zeynep'in hissesi ayrılmıştır. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • İşini iyi bilen, yetenekli kimse

    Sanat eri çalışır, bir eser kor ortaya, onun güzel olduğuna inanır, o güzelliği herkesin anlamasını, kavramasını ister. - Nurullah Ataç

[sıfat]

[mecaz]

  • Kahraman, yiğit

[askerlik]

  • Rütbesiz asker, nefer

    Düşman erleri arasında Fransızlar da vardır. - Salâh Birsel

[halk ağzında]

  • Koca

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ere gitmek (veya varmak)
  • ere vermek
  • erim er olsun da yerim çalı dibi olsun
  • erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat aşını
  • er kocar, gönül kocamaz
  • er lokması er kursağında kalmaz
  • er olan ekmeğini taştan çıkarır
  • er oyunu üçe kadar

Birleşik Kelimeler: erbaş, er bezi, erdişi, er ekmeği, er kişi, er meydanı, er suyu, acemi er, komando er, tam er, avcı eri, emir eri, gönül eri, hizmet eri, iş eri, sanat eri, yazın eri

[zarf]

[halk ağzında]

  • Erken

    Er sabah kalktım ki sular çağlıyor - Halk türküsü

Birleşik Kelimeler: er ekmeği, er geç

[kimya]

  • Erbiyum elementinin simgesi

RE

  • Türk alfabesinin yirmi birinci harfinin adı, okunuşu

[isim]

[müzik]

  • Gam (II) dizisinde do ile mi arasındaki ses

[kimya]

  • Renyum elementinin simgesi

EM

[isim]

[halk ağzında]

  • İlaç, merhem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eme seme yaramamak
  • eme yaramak

ME

  • Türk alfabesinin on altıncı harfinin adı, okunuşu

[isim]

  • Koyun, kuzu vb. hayvanların çıkardığı ses

    Kara koyun kuzular kuzulamaz / Me deme - Fazıl Hüsnü Dağlarca

EY

[ünlem]

  • Kendisine söz söylenilen kimse veya kimselerin dikkati çekilmek istendiğinde adın başına getirilen ve uzatılabilen bir seslenme sözü

    Ey arkadaş!

  • Usanç anlatan bir seslenme sözü

    Ey, artık çok oluyorsun!

YE

  • Türk alfabesinin yirmi sekizinci harfinin adı, okunuşu

ERME

[isim]

  • Ermek işi

REY (Kelime Kökeni: Arapça reʾy)

[isim]

[eskimiş]

  • Oy

    Parlamentoda itimat reyi alamayan her hükûmet şüphesiz istifa etmek zorunda kalacaktır. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Düşünce, görüş, fikir

    Vicdanları ile baş başa düşünüp sonra da aralarında müşavere ederek reylerini bildireceklerdi. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rey vermek

YER

[isim]

  • Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân

    İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? - Memduh Şevket Esendal

  • Gezinilen, ayakla basılan taban

    Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü yerde bir noktaya dikip öylece kalakalıyordu. - Haldun Taner

  • Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge

    Anadolu'nun bazı yerlerinde eski bir kocakarı itikadı vardır. - Reşat Nuri Güntekin

  • Durum, konum, vaziyet

    Türkiye stratejik bakımdan önemli bir yerdedir.

  • Ülke
  • Görev, makam

    Askerden gelirse bakalım bir yere yerleştirebilecek miyiz? - Memduh Şevket Esendal

  • Önem

    Uçağın yurt savunmasındaki yeri.

  • İz
  • Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa

    Deniz kıyısında bir yer aldılar, ev yapacaklar.

  • Ekime elverişli toprak parçası, arazi

    Çorak yerde ot bitmez.

  • Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal

    Toplantı yeri. Kaza yeri.

  • Otel, motel vb.nde kalınacak oda

    Yeriniz var mı?

[coğrafya]

  • Yerküre

[mecaz]

  • Durum, konum

    Sen benim yerimde olsan ne yapardın?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yer açmak
  • yer almak
  • yer bakır gök demir kesilmek
  • yer bulmak
  • yer çevirmek
  • yer değiştirmek
  • yerde kalmak
  • yer demir gök bakır
  • yerden göğe kadar
  • yerden yere çalmak
  • yerden yere vurmak
  • yere bakan (veya bakıp) yürek yakan
  • yere bakmak
  • yere baktırmak
  • yere batasıca (veya batsın)
  • yere batmak
  • yere çalmak
  • yere göğe koymamak
  • yere sağlam basmak
  • yere sermek
  • yer etmek
  • yere vurmak
  • yere yığılmak
  • yere yıkılmak
  • yeri başka
  • yeridir
  • yeri gelmek
  • yeri göğü ben yarattım demek
  • yeri göğü birbirine katmak
  • yeri göğü inletmek
  • yeri göğü tırmalamak
  • yeri göğü tutmak
  • yerinde duramamak
  • yerinde kalmak
  • yerinden fırlamak
  • yerinden oynamak
  • yerinden oynatmak
  • yerinde olmak
  • yerinde saymak
  • yerinde su çıkmak
  • yerinde yeller esmek
  • yerin dibine batırıp çıkarmak
  • yerin dibine geçmek (veya batmak veya girmek)
  • yerine geçmek
  • yerine gelmek
  • yerine getirmek
  • yerine koymak
  • yerine oturmak
  • yerini almak
  • yerini beğenmek
  • yerini bulmak
  • yerini doldurmak
  • yerini ısıtmak
  • yerini sevmek
  • yerini tutmak
  • yerini yapmak
  • yerin kulağı var
  • yeri olmak
  • yeri öpmek
  • yeri soğumadan
  • yeri var!
  • yeri yurdu belirsiz olmak
  • yer kabul etmez
  • yer kaplamak
  • yer kapmak
  • yerle beraber
  • yerle bir etmek
  • yerle gök bir olsa
  • yerlerde sürünmek
  • yerlere geçmek
  • yerlere kadar eğilmek
  • yerleri süpürmek
  • yerle yeksan etmek
  • yer öpmek
  • yer tutmak
  • yer vermek
  • yer yarılıp içine girmek (veya geçmek)
  • yer yerinden oynamak

Birleşik Kelimeler: yer adı, yer alıştırmaları, yeraltı, yer altı, yer belirteci, yerberi, yer biçimleri, yer bilimi, yer cücesi, yer çamı, yer çekimi, yer çekirdeği, yer çöküntüsü, yer değiştirme, yer domuzu, yer elması, yereşeği, yer fesleğeni, yer fıstığı, yer geçidi, yer hostesi, yer istasyonu, yer kabuğu, yer katı, yerküre, yer mantarı, yermerkezcilik, yer merkezli, yer meşesi, yer minderi, yer mumu, yer odası, yer ölçümü, yer örümceği, yeröte, yer özekçil, yer palamudu, yer pelidi, yer pırasası, yer sakızı, yer sarmaşığı, yer sarsıntısı, yer servisi, yer sıçanı, yer sofrası, yer solucanı, yer üstü, yer yağı, yer yatağı, yer yer, yer yurt, yer yuvarı, yer yuvarlağı, yeryüzü, yer zarfı, yerdegezen, yerden bitme, yerden selam, yerden temenna, yerden yapma, yere doğrulum, yeregeçen, yere yönelim, geometrik yer, kapalı yer korkusu, kara yer, köylük yer, ortalık yer, ara yerde, başı yerde, beşibiryerde, yüzü yerde, beyhude yere, boş yere, gereksiz yere, haksız yere, lüzumsuz yere, nafile yere, nahak yere, sebepsiz yere, yanlış yere, yok yere, atıştırma yeri, atış yeri, bayram yeri, bekleme yeri, besi yeri, bitirim yeri, buluşma yeri, çıkarma yeri, çıkış yeri, dalyan yeri, demir yeri, dizgi yeri, doğum yeri, edep yeri, gezinti yeri, hacet yeri, harman yeri, iş yeri, ivinti yeri, kabul yeri, kalafat yeri, kaşan yeri, kilit yeri, köy yeri, panayır yeri, park yeri, pazar yeri, piknik yeri, piyasa yeri, pot yeri, sargı yeri, satış yeri, şeref yeri, tan yeri, tırnak yeri, toplantı yeri, uğrak yeri, ut yeri, voli yeri, yangın yeri, yapı yeri, yargı yeri, yönetim yeri, ziyaret yeri, yerli yerine, ayıp yerler

[isim]

  • Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri

    Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun. - Ömer Seyfettin

  • Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika

    Kadın diye eşini bellemiş, dürüst, aile babası bir adamdır. - Zeyyat Selimoğlu

  • Birlikte yaşayan dişi ve erkek hayvandan her biri

    Güvercin eşini arıyor.

  • İkişer kişilik gruplarla oynanan oyunlarda, ortak oynayan iki kişiden her birinin öbürüne göre durumu, partner

    Briçte kuvvetli bir eş seçti.

[halk ağzında]

  • Kuma, ortak

[halk ağzında]

  • Arkadaş

[halk ağzında]

  • Döl eşi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eşi benzeri (veya manendi veya menendi) olmamak (veya bulunmamak veya yok)
  • eş tutmak

Birleşik Kelimeler: eş adlı, eş anlam, eş anlı, eş bacaklılar, eş basınç, eş başkan, eş biçim, eş cinsel, eş değer, eş deprem, eş dost, eş eksenli, eş güdüm, eş kanatlı, eşkenar, eş koşma, eş merkezli, eş ölçüm, eş sesli, eş sıcak, eş yapı, eş yapım, eş yükselti, eş zaman, döl eşi

ŞE

  • Türk alfabesinin yirmi üçüncü harfinin adı, okunuşu

EYER

[isim]

  • Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne

    Gözlerini eyerin kuburluklarıyla atın doru boynunda hasıl olan gölgeli çizgiye dikmişti. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eyer boşaltmak
  • eyere de gelir semere de
  • eyeri boş kalmak
  • eyer kapatmak (veya kapamak)
  • eyer vurmak

Birleşik Kelimeler: eyer kaltağı, eyer kaşı

REYE (Kelime Kökeni: Fransızca rayé)

[sıfat]

  • Çizgili çubuklu çizgileri olan (kumaş)

    Fenerliler, sarı lacivert reye fanila giymişler. - Haldun Taner

MEY (Kelime Kökeni: Farsça mey)

[isim]

[eskimiş]

  • Şarap

Birleşik Kelimeler: meyhane

[isim]

[müzik]

  • Türk halk müziğinde kullanılan, ağzı yassı bir zurna türü

ŞER (Kelime Kökeni: Arapça şerr)

[isim]

  • Kötülük, fenalık

    Abdülhak Hamit'in Kemal'e galebesi, şerrin hayra galebesi demekti. - Yahya Kemal Beyatlı

[sıfat]

  • Kötü, fena

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şerrine lanet

Birleşik Kelimeler: ehvenişer