YEKDİĞERİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
YEKDİĞERİ harflerini içeren 4 harfli 22 kelime bulunuyor. 4 harfli YEKDİĞERİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
İĞDE13,
ERİK
- Gülgillerden, beyaz çiçekli bir ağaç (Prunus domestica)
- Bu ağacın kabuğu ince, çeşitli renklerde, mayhoş veya tatlı, eti sulu, tek ve sert çekirdekli yemişi
Birleşik Kelimeler: erik hoşafı, erik kompostosu, erik marmeladı, erik pestili, erik rakısı, erik reçeli, kuru erik, sarıerik, bardacık eriği, bardak eriği, can eriği, çakal eriği, dağ eriği, gövem eriği, Japon eriği, Malta eriği, mürdüm eriği, türbe eriği, üryani eriği, yaban eriği
EREK
-
Gerçekleştirmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç, gaye, maksat, hedef
Onun metodunu uygulamakla araştırıcının varamayacağı erek yoktur. - Azra Erhat
Birleşik Kelimeler: erek bilimi
ERKE
- Enerji
- Pozitif bilimlerde iş başarma gücü, bir direnmeyi yenme gücü
KERE (Kelime Kökeni: Arapça kerre)
-
Kez, yol, defa, sefer
Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran! - Burhan Felek
Birleşik Kelimeler: bin kere, bir kere, kırk kere, milyon kere, otuz kere, yüz kere
DİRİ
-
Yaşamakta olan, yaşayan, canlı, ölü karşıtı
Duydum, görmedimse de hortlayan ölüleri / Fakat hortlak diriden kimin vardır haberi? - Faruk Nafiz Çamlıbel
-
Güçlü, zinde
Diri bir adam.
-
Solmamış, pörsümemiş
Diri çiçek. Diri yaprak.
- Gereği kadar pişmemiş
Ata Sözleri ve Deyimler
- diri kalmak
Birleşik Kelimeler: diri diri, diri örtü
DERK (Kelime Kökeni: Arapça derk)
- Anlama, kavrama
Ata Sözleri ve Deyimler
- derk etmek
DERİ
-
İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten
Bütün kemikleri, ince bir deri altında birer birer sayılıyordu. - Peyami Safa
-
Bu tabakadan yapılmış
Üstünde yine o siyah deri pardösüsü, kolunda siyah deri çantası. - Necati Cumalı
- İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan postu
Ata Sözleri ve Deyimler
- derisi kemiklerine yapışmak
- derisine sığmamak
- derisini yüzmek
Birleşik Kelimeler: deri altı, alt deri, dış deri, iç deri, orta deri, üst deri, dana derisi, domuz derisi, kaplan derisi, tırnak derisi, yılan derisi
- Toplantı, düğün
- Pazar veya panayır kurulan gün, dernek
DERE
-
Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu
Bu ensiz tahta köprü altında ince dere. - Enis Behiç Koryürek
- İki dağ arasındaki uzun çukur
- Damlarda yağmur sularını toplayarak oluğa veren çinko veya kiremit yol
Ata Sözleri ve Deyimler
- derede tarla sel için, tepede harman yel için
- dereyi geçerken at değiştirilmez
- dereyi görmeden paçaları sıvamak
Birleşik Kelimeler: derebeyi, dereotu, dere tepe, dere yatağı, kuru dere
EYER
-
Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne
Gözlerini eyerin kuburluklarıyla atın doru boynunda hasıl olan gölgeli çizgiye dikmişti. - Ömer Seyfettin
Ata Sözleri ve Deyimler
- eyer boşaltmak
- eyere de gelir semere de
- eyeri boş kalmak
- eyer kapatmak (veya kapamak)
- eyer vurmak
Birleşik Kelimeler: eyer kaltağı, eyer kaşı
EDİK
- Yumuşak ve renkli sahtiyandan yapılmış yarım konçlu lapçın
- Kısa çizme
EDER
-
Fiyat, paha, değer
Bu kitabın ederi ne kadar?
KEDİ
-
Kedigillerden, memeli, köpek dişleri iyi gelişmiş, çevik ve kuvvetli, evcil, küçük hayvan, pisik (Felis domesticus)
Evcil kedi. Ankara kedisi. Van kedisi.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kedi ciğere bakar gibi bakmak (veya süzmek veya seyretmek)
- kedi gibi
- kedi gibi dört ayak üzerine düşmek
- kedi ile harara (veya çuvala) girmek
- kedi ile köpek gibi
- kedi ne, budu ne?
- kedinin boynuna ciğer asılmaz
- kedinin gideceği samanlığa kadar
- kedinin kabahatini önüne koyarlar, öyle döverler
- kedinin kanadı olsaydı serçenin adı kalmazdı
- kedinin usluluğu sıçan görünceye kadar
- kedi olalı bir fare tuttu
- kedi yavrusunu yerken sıçana benzetir
- kediye peynir (veya ciğer) ısmarlamak
- kedi yetişemediği (veya uzanamadığı) ciğere pis (veya murdar) dermiş
- kediyi sıkıştırırsan üstüne atılır
Birleşik Kelimeler: kediayağı, kedi balı, kedi balığı, kedibastı, kedidili, kedigözü, kedi nanesi, kedi otu, kediyaladı, Ankara kedisi, bozkır kedisi, denizkedisi, külkedisi, Siyam kedisi, Van kedisi, yaban kedisi
REYE (Kelime Kökeni: Fransızca rayé)
-
Çizgili çubuklu çizgileri olan (kumaş)
Fenerliler, sarı lacivert reye fanila giymişler. - Haldun Taner
YEKE (Kelime Kökeni: Rumca)
- Kayıkta dümeni kullanmak için dümenin baş tarafına takılan kol
- İri, kocaman
Birleşik Kelimeler: boyunduruk yeke
DİYE
- Herhangi bir yargıya vararak
- Niteleyerek
-
Diyerek
Güneş yakmasın diye onun güzel başını/ Gördüm siper olurken iki arkadaşını - Faruk Nafiz Çamlıbel