YEDEKLEŞME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
YEDEKLEŞME harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli YEDEKLEŞME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Yedekleşme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Yedekleşme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
DEŞME11,
EKLEM
- Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal
Birleşik Kelimeler: eklem bacaklılar, omuz eklemi
ELEME
- Elemek işi, eliminasyon
- Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı
Birleşik Kelimeler: eleme sınavı, ön eleme
ELMEK (Kelime Kökeni: (elektronik mektup'tan))
- Elektronik posta
KELEM (Kelime Kökeni: Farsça kelem)
- Lahana
Birleşik Kelimeler: etsiz kelem
MELEK (Kelime Kökeni: Arapça melek)
- Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte
-
Terbiyeli, uysal kimse
Yanlarındaki kızlar ise sahici birer melekti. - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- melek gibi
Birleşik Kelimeler: melek otu
YELEK
-
Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi
Sağ elini yelek cebine attı. - Ömer Seyfettin
-
Okun yay kirişine takılan bölümündeki tüy
Ok yeleği.
- Kuş kanadının büyük tüyü, telek
Birleşik Kelimeler: çelik yelek, bağır yeleği, can yeleği, cankurtaran yeleği, ikaz yeleği
DEMEK
-
Söylemek, söz söylemek
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Burhan Felek
-
Ad vermek
Muşmulaya döngel de derler.
-
Bir dilde karşılığı olmak
Kamer `ay` demektir.
-
Herhangi bir ses çıkarmak
Küt dedi, düştü.
-
Herhangi bir kanıya, yargıya varmak
Bu işe herkes ne der?
- Düşünmek
-
Oranlamak
Güzellik desen onda, zenginlik desen onda.
-
Ummak
Bundan sonra gelir mi dersin?
-
Erişmek
Saat yedi dedi mi uyanırım.
-
Bir işe kalkışmak, yeltenmek
Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun.
-
Saymak, kabul etmek
Yarım milyon dediğin nedir? - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- dediği çıkmak
- dediğinden (dışarı) çıkmak
- dediğine gelmek
- dedi mi
- deme!
- demediğini bırakmamak (veya koymamak)
- deme gitsin
- demek istemek
- demek ki (veya demek oluyor ki)
- demek olmak
- dememek
- der oğlu der
- deyip de geçmemek
- diyecek yok
Birleşik Kelimeler: dedikodu, dediği dedik, dediğim dedikçi
-
bir şey anlamına gelmek
Okuryazar olmak adam olmak demek değildir.
-
öyle mi
Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! - Sait Faik Abasıyanık
-
yani, anlaşılan
Demek gideceksin.
- inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Ata Sözleri ve Deyimler
- dediği çıkmak
- dediğinden (dışarı) çıkmak
- dediğine gelmek
- dedi mi
- deme!
- demediğini bırakmamak (veya koymamak)
- deme gitsin
- demek istemek
- demek ki (veya demek oluyor ki)
- demek olmak
- dememek
- der oğlu der
- deyip de geçmemek
- diyecek yok
DELME
- Delmek işi
- Delinerek yapılmış
- Yelek
EŞLEK
- Ekvator
Birleşik Kelimeler: gök eşleği
EYLEM
-
Eyleme işi, fiil, hareket, aksiyon
Günler, düzenlenen eylemlerin baş döndürücü heyecanıyla hızla akıp geçiyordu. - Ahmet Ümit
-
Bir durumu değiştirme veya daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası
Eyleme beraber girersiniz, siz sonuca ulaşmayı düşünürsünüz, onlar ulaşmadan paylaşmayı. - Attila İlhan
- Fiil
Ata Sözleri ve Deyimler
- eylemde bulunmak
- eyleme geçmek
- eylem koymak
Birleşik Kelimeler: addan türeme eylem, eylem planı, eylemden türeme eylem, eylemden türeme ad, dizi eylem, ek eylem, olumlu eylem, olumsuz eylem, yardımcı eylem, yöneylem, tezlik eylemi, yakınlık eylemi, yaklaşma eylemi
KELEŞ
- Yiğit, cesur, bahadır
- Çok yakışıklı, çok güzel
- Vücut yapısı gösterişsiz
- Çirkin, kötü
-
Kel
Kayseri Çarşısı'nın tavanını, kubbesini kökünden kazıtmış. O canım mimariyi bir keleşe döndürmüş. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- keleş keleş sırıtmak
ŞELEK
- Sırtta taşınan yük
- Boynuzunun biri kırık hayvan
ŞEKEL (Kelime Kökeni: İngilizce shekel)
- İsrail para birimi
YELME
- Yelmek işi
- Yırtmaçlı zırh
YEMEK
-
Yemek yeme, karın doyurma işi
Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. - Necati Cumalı
-
Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam, ekmek
Yemekten sonra lokantalı vagondan birer de kahve getirttiler. - Memduh Şevket Esendal
- Günün belli saatlerinde yenilen besin
-
Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama
Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- yemek çıkarmak
- yemek seçmek
- yemek vermek
- yemek yemek
Birleşik Kelimeler: yemekaltı, yemek borusu, yemek dolabı, yemek duası, yemekhane, yemek hizmeti, yemek listesi, yemek masası, yemek odası, yemek salonu, yemek tablası, yemek takımı, alaminüt yemek, ana yemek, başyemek, hazır yemek, seçmeli yemek, seçmesiz yemek, sulu yemek, ev yemeği, güveyi yemeği, iftar yemeği, kuşluk yemeği, orospu yemeği, öğle yemeği, ölü yemeği, sahur yemeği, tencere yemeği
-
Ağızda çiğneyerek yutmak
Adam o kadar çabuk yiyor ki hizmetçi ekmek yetiştiremiyor. - Burhan Felek
-
Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek
Neclâ onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor. - Haldun Taner
-
Isırmak
Sivrisinekler çocuğun kollarını yemiş.
- Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak
-
Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak
Kendini topladı ama fena yerinden gagayı yedi sanırım... - Memduh Şevket Esendal
-
Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek
Haram yemek. Rüşvet yemek.
-
Harcamak, tüketmek, bitirmek
Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum diye latife ediyordu. - Memduh Şevket Esendal
- Yasal yoldan cezalandırılmak
-
Birine alacağını vermemek, ödememek
Bu adam benim yüz bin liramı yedi.
-
Başkasının parasını harcamak
Dalkavuklar çok parasını yemişler.
-
Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek
Yapımına başlanan bu yapı günde 5 ton çimento yiyor.
-
Sürekli üzmek, tedirgin etmek
Bu dert beni yiyor.
- Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek
-
Kandırmak
Bizi yemek, sana mı kaldı.
Ata Sözleri ve Deyimler
- yediği naneye bak!
- yediği önünde, yemediği ardında
- yedikleri içtikleri ayrı gitmemek
- yedirip içirmek
- ye kürküm ye!
- yemeden içmeden
- yeme de yanında yat
- yiyip bitirmek
- yiyip içmek
Birleşik Kelimeler: mirasyedi, otyiyenler, balyemez, etyemez, hüryemez, varyemez, karıncayiyen