[isim]

• Ayrılmak işi

[fizik]

• Bir biçmeden geçen beyaz ışığın türlü renklerde görünmesi

[isim]

• Irlama

[isim]

• Yarılmak işi

[sıfat]

• Ayrımı olan, aralarında ayrım bulunan, değişik, farklı

[isim]

• Cırlamak işi

[isim]

• Yayılmak işi, intişar

  Her şairin içinde bir okunma, bir yayılma, bir beğenilme hırsı vardır. - Orhan Veli Kanık

[fizik]

• Işığın, bir kaynaktan çıkarak doğru çizgiler durumunda türlü yönlere dağılması

[tıp]

• Organizmanın herhangi bir noktasında bulunan bir hastalığın veya kötü huylu urun organizmanın başka bir yerine sıçraması, metastaz

[askerlik]

• Dağınık savaş düzeni

[isim]

[eğitim bilimi]

• Bir öğretim yılının ayrıldığı iki dönemden her biri, dönem, sömestir

[isim]

• Bir şeyi aramayı iş edinen kimse

  Define arayıcısı.

[gök bilimi]

• İstenilen yıldızı teleskobun görüntüsü içine getirebilmek için büyük teleskoplara paralel olarak bağlı, görüş alanı geniş olan küçük teleskop

[isim]

• Yayılma işi

[toplum bilimi]

• Bir düşüncenin, kültürün belli bir noktadan başka birçok alana dağılması, difüzyon

[isim]

• Vücudun yarısına gelen inme

[halk ağzında]

• Yarım baş ağrısı

[isim]

• Ayrım yapan kimse

[sıfat]

• Uyarma özelliği olan, uyaran, münebbih

  Her bir dönemin incelenmesi, sonuçlarının değerlendirilmesi ulusal yeteneklerimizi, eksiklerimizi anlamak bakımından uyarıcıdır. - Metin And

[isim]

• Yaz mevsimini yaylada geçiren kimse

[isim]

• Sigarayı yarısına kadar içip zararından korunduğuna inanan tiryaki

[isim]

• Pazarlarda veya sokaklarda sergi açıp ufak tefek eşya veya hırdavat satan kimse

  Yaymacıların sokağa döktükleri semaver, ibrik, şamdan, havan eli... - Reşat Nuri Güntekin