YAĞDIRMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
YAĞDIRMAK harflerini içeren 5 harfli 45 kelime bulunuyor. 5 harfli YAĞDIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
YIĞMA16,
KARMA
- Karmak işi
-
Ayrı türden olan ögelerin karıştırılmasıyla oluşmuş, muhtelit
Karma futbol takımı.
Birleşik Kelimeler: karma aşı, karma eğitim, karma ekonomi, karmakarış, karmakarışık, karma okul, karma sergi, karma tamlama, karma tren
MARKA (Kelime Kökeni: İtalyanca marca)
- Resim veya harfle yapılan işaret
- Bilet, para yerine kullanılan metal veya başka şeyden parça
- Bir ticari malı, herhangi bir nesneyi tanıtmaya, benzerinden ayırmaya yarayan özel ad veya işaret
- Tanınmış ürün, saygın kişi vb
Ata Sözleri ve Deyimler
- marka giymek
- marka olmak
Birleşik Kelimeler: çarliston marka, çarliston marka kereste, kazık marka
RAMAK (Kelime Kökeni: Arapça ramaḳ)
-
`Bir şeyin olmasına çok az kalmak` anlamına gelen ramak kalmak deyiminde geçer
Gerçekten deli olmama ramak kalmıştı. - Ahmet Midhat
RAKAM (Kelime Kökeni: Arapça raḳam)
-
Sayıları göstermek için kullanılan işaretlerden her biri
0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, I, II, III ...
-
Bu işaretlerle yazılmış sayı
Rakamları sıralamaya ihtiyacın yoktur herhâlde. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Nicelik, miktar
Kayıplar yüksek bir rakama çıktı.
Birleşik Kelimeler: astronomik rakam, toparlak rakam, Arap rakamları, Romen rakamları
ARDAK
- İçten çürümeye yüz tutmuş ağaç
IRMAK
-
Çoğunlukla denize dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir
Sakarya sanki adı duyulmadık hatta adı konmadık bir ırmaktı. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- ırmağı geçerken at değiştirilmez
- ırmak kenarına çeşme yapılmaz
Birleşik Kelimeler: ırmak roman, deli ırmak
IRAMA
- Iramak işi
KADAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadar)
-
Ölçüsünde, derecesinde
Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık
-
Büyüklüğünde, genişliğinde
Bacak kadar çocuk.
Avuç içi kadar yer.
-
Dek
Saat ona kadar sokaklarda gezdi. - Peyami Safa
-
Gibi
İstanbul'un balıkları kadar balıkçıları da hoştur. - Sait Faik Abasıyanık
-
Denli
Bu merdivenleri yapıldığı günden beri bu kadar telaşla çıkmamışımdır. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Süre belirten bir söz
Bu minval üzere yedi ay kadar geçti, geçmedi. - Refik Halit Karay
-
Miktarda, derecede
İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor. - Halide Edip Adıvar
-
Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz
Kantara'nın önünde yüz kadar düşman çadırı kurulmuştu. - Falih Rıfkı Atay
KIRMA
- Kırmak işi
- Pili
-
Kırılmış veya dövülmüş tahıl
Buğday kırması.
- Basılı kâğıtları forma durumuna getirmek için belli yerlerinden bükme ve katlama işi
-
Ot bitmeyen bayır
Yeşerir bayırlar, çöller, kırmalar / Nakışların bugün dört yanın dağlar. - Âşık Ali İzzet
-
Ortasından kırılarak doldurulan (tüfek)
Mustafa, kırma tüfeğe bir kurşun sürdü. - Yaşar Kemal
-
Melez
Arap kırması bir at.
- Yabancı etkilerle özgün niteliğini yitirmiş olan
Birleşik Kelimeler: divani kırması, minare kırması
KAYRA
- Yüksek tutulan veya sayılan birinden gelen iyilik, lütuf, ihsan, atıfet, inayet
Birleşik Kelimeler: Tanrı kayrası
KAYAR
- Hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi
- Pay
RAKIM (Kelime Kökeni: Arapça rāḳim)
- Yükselti
YARAK
- Silah
- Erkeklik organı
Birleşik Kelimeler: dalyarak
YARKA (Kelime Kökeni: Bulgarca)
- Büyük piliç
AYRIK
-
Ayrılmış
Yandan ayrık, tek tük gümüş pırıltılı saçları. - Yusuf Ziya Ortaç
- Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna
- Kural dışı
-
Düzgün ve uygun olmayan, çarpık
Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği çarpık ve ayrık bacaklı, tenasüpsüz olmaktan korur. - Refik Halit Karay
- Ayrık otu
Birleşik Kelimeler: ayrık kümeler, ayrık otu