YAYVANLAŞMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

YAYVANLAŞMAK harflerini içeren 6 harfli 25 kelime bulunuyor. 6 harfli YAYVANLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YAVŞAK17, YAVAŞA17, YAYVAN16, YAMYAŞ14, AVLAMA13, LAVMAN13, AVANAK12, KAVALA12, YAŞAMA12, YAŞMAK12, YANŞAK11, YAYMAK11, MAŞALA10, YAYLAK10, AYLAMA9, MANYAK9, YANMAK9, YALAMA9, YALMAN9, ALANYA8, YALAKA8, ANLAMA7, ANAMAL7, AKLAMA7, KANAMA7

ANLAMA

[isim]

  • Anlamak işi, anlamaklık, kavrama, derk, fehim, intikal, tefehhüm, vukuf

    Lavabonun aynasında yorgun bir suratla kendini anlamaya çalışan bu adama bakıyorum. - Ahmet Ümit

[felsefe]

  • Bir olay veya önermenin daha önce bilinen bir kanunun veya formülün sonucu olduğunu görme

Birleşik Kelimeler: tam anlamıyla

ANAMAL

[isim]

[ticaret]

  • Sermaye

Birleşik Kelimeler: anamal birikimi, anamal sahibi

AKLAMA

[isim]

  • Aklamak işi, ibra

Birleşik Kelimeler: aklama belgesi

KANAMA

[isim]

  • Kanamak işi, nezif

    Burun kanaması, diş kırılması, ötede beride ufak tefek sıyrıklar ve şişler... - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: beyin kanaması

ALANYA

[isim]

  • Antalya iline bağlı ilçelerden biri

YALAKA

[isim]

[halk ağzında]

  • Dalkavuk

[sıfat]

  • Arsız, sırnaşık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yalaka olmak

AYLAMA

[isim]

  • Aylamak işi

MANYAK (Kelime Kökeni: Fransızca maniaque)

[sıfat]

  • Maniye yakalanmış (hasta)

[mecaz]

  • Gülünç, garip, şaşırtıcı davranışları olan (kimse)

[ünlem]

[hakaret yollu]

  • `Aptal, çılgın, dengesiz, deli` anlamlarında bir seslenme sözü

YANMAK

[nesnesiz]

  • Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak

    Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir. - Anayasa

  • Ateş durumuna geçmek, tutuşmak

    Kömür yandı. Ocaktaki odun yandı.

  • Isı, ışık veren bir konuma geçmek

    Gece oldu, ışıklar yandı, yatsı vakti geldi. - Memduh Şevket Esendal

  • Bütünü veya bir bölümü ateş veya sıcaklığın etkisi ile bozulmak, kömür durumuna geçmek

    Yemek yandı. Ekmek yandı.

  • Isı etkisiyle vücudun bir yanı yara olmak, kızarmak veya rengi koyulaşmak

    Ateşe dokundu, eli yandı. Güneşten kolları yandı.

  • Vücut veya nesnelerin ısısı artmak

    Ateşler içinde, günlerce titreyerek yanar. - Yusuf Ziya Ortaç

    Odamız yaz günleri çinko damın altında yanar durur. - Orhan Veli Kanık

  • Parlamak, parıldamak

    Birkaç batarya top, kızgın güneş altında pırıl pırıl yanıyor. - Falih Rıfkı Atay

  • Birtakım etmenlerin etkisiyle işe yaramaz duruma gelmek

    Kumaş boyadan yanmış. Ekinler dondan yanmış.

  • Yanık acısına benzer bir acı duymak

    Boğazım yanıyor. Biberden ağzım yandı.

  • Çok istemek, çabalamak

    Çocuklar, kendilerini beğendirmek için yanıyorlar. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

  • Çok üzülmek

    Bu yaz tatil yapamayacağıma yanıyorum.

[mecaz]

  • Çok sevmek, büyük bir aşk ile sevmek

[mecaz]

  • Hükümsüz kalmak, değerini yitirmek

    Vaktinde değiştirilmeyen kâğıt paralar yandı.

[mecaz]

  • Zarara, kötülüğe uğramak

    Maazallah! Birimize kitaptan rastgele bir şey soracak olsa yandığımız gündü. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Çocuk oyunlarında oyun dışı kalmak

[mecaz]

  • Bir bir sıralamak, dile getirmek, dert dökmek, anlatmak

    Yazı yazmak, hayatımı anlatmak, kalbimi dökmek ihtiyacıyla yanıyorum. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yandı gülüm keten helva
  • yanıp durmak
  • yanıp tutuşmak
  • yanıp yakılmak

Birleşik Kelimeler: yana yakıla, yana yana, yanardöner

YALAMA

[isim]

  • Yalamak işi

[sıfat]

  • Üzeri düzleşmiş, dişleri aşınmış olan (vida, cıvata vb.)

[sıfat]

  • Fırça izleri belli etmeden yapılan (resim)

[sıfat]

[argo]

  • Sözünde durmayan (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yalama olmak

Birleşik Kelimeler: yalama uçuş, yalama yazı

YALMAN

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Eğik
  • Sarp, dik

[isim]

  • Kesici ve batıcı araçların kesen veya batan bölümü

    İstanbul'dan çıkar padişahın fermanı / Gökte döner mızrağının yalmanı - Halk türküsü

MAŞALA (Kelime Kökeni: Ermenice)

[isim]

[halk ağzında]

  • Bağ ve bahçelerde kenarları set biçiminde birbirinden ayrılan, genellikle dikdörtgen toprak parçası

YAYLAK

[isim]

[coğrafya]

  • Otlak

    Arap atı olan iştahlı biner / Aşireti olan yaylağa konar - Karacaoğlan

Birleşik Kelimeler: alçak yaylak, orta yaylak, ön yaylak, yüksek yaylak

YANŞAK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Yersiz ve çok konuşan, geveze

YAYMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi açarak, düzelterek bir alanı örtecek biçimde sermek

    Kardeşleri çardağın içine, dışına yatakları yayıyorlardı. - Necati Cumalı

  • Birçok kimseye duyurmak

    Kıran Bey, çetesinin şöhretini her tarafa yaydı. - Refik Halit Karay

  • Çevreye dağılmasına sebep olmak

    Sıtmayı çevreye yayan sivrisineklerdir.

[-i]

  • Sınırı genişletmek

    Tozu yaymak. Lekeyi yaymak.

[-i]

  • Koyun, inek vb.ni otlatmak

[-i]

  • Dağınık ve düzensiz bir biçimde saçmak, dağıtmak
  • Işık kaynağı, ışığı kendinden dışarıya doğru çeşitli yönlere göndermek

    Mumun yaydığı ışık zayıftı.

Birleşik Kelimeler: ısıyayar, sesyayar, sıcaklıkyayar