YAVUZLAŞMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

YAVUZLAŞMAK harflerini içeren 7 harfli 21 kelime bulunuyor. 7 harfli YAVUZLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KAVUŞMA18, MUVAZAA18, KAVZAMA17, ŞAVALAK16, UZLAŞMA15, AVLAMAK14, KAVLAMA14, UYLAŞMA14, VAKLAMA14, KAYŞAMA13, YAZLAMA13, YAŞAMAK13, MUAŞAKA12, ULAŞMAK12, AZALMAK11, AKLAŞMA11, KAŞLAMA11, ŞAKLAMA11, YALAMUK11, AYLAMAK10, YALAMAK10

AYLAMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Beklemek

[nesnesiz]

  • Sürmek, devam etmek

[-de]

  • Ayı dolduran bir süre geçirmek, aylarca kalmak

YALAMAK

[-i]

  • Bir şeyin üzerinden dilini sürüp geçirmek
  • Dilini gezdirerek bir şeyin üzerindekini almak

    Kara üzüm tıkınıyor ya, parmak uçlarına bulaşan görünmez balını teker teker yalıyor. - Attila İlhan

[mecaz]

  • Sıyırarak, dokunarak geçmek

    Bir güneş parçası binanın yüzünü yalayarak açık kapılardan içeri giriyor. - Refik Halit Karay

[denizcilik]

  • Dalgalar geminin içine girmeyip yalnız bordasını sıyırarak geçmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yalayıp geçmek
  • yalayıp yutmak

Birleşik Kelimeler: kediyaladı

AZALMAK

[nesnesiz]

  • Az denecek bir miktara inmek

    Bakımsızlıklarla göçüp gitmiş bir cihan / Mevsimler soğumuş, sular azalmış - Fazıl Hüsnü Dağlarca

  • Eskisinden az bir duruma gelmek
  • Etkisini yitirmek, hafiflemek

    Sancısı azaldı.

AKLAŞMA

[isim]

  • Aklaşmak durumu

KAŞLAMA

[isim]

  • Kaşlamak işi

ŞAKLAMA

[isim]

  • Şaklamak işi

YALAMUK

[isim]

[halk ağzında]

  • Çam ağacının reçineli kabuğu, soymuk
  • Çam ağacının reçineli kabuğundan çıkan öz suyu

MUAŞAKA (Kelime Kökeni: Arapça muʿāşaḳa)

[isim]

[eskimiş]

  • Âşıktaşlık

    Hiçbiriyle muaşakaya vakit bulamamıştı. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • muaşakada olmak

ULAŞMAK

[-e]

  • Varmak, gelmek

    Doğudan batıya kadar ulaşmış bir zafer bestesi dinliyorum. - Refik Halit Karay

  • Elde etmek, erişmek
  • Yetişmek
  • Birbirine katılmak, dökülmek

    Nehirler denizlere ulaşıyor.

KAYŞAMA

[isim]

  • Kayşamak işi

YAZLAMA

[isim]

  • Yazlamak işi

YAŞAMAK

[nesnesiz]

  • Canlılığını, hayatını sürdürmek

    Hiçbir şey yaşarken daha önemli değildir. - Attila İlhan

  • Sağ olmak

    Deden yaşıyor mu?

  • Varlığını sürdürmek

    Balıklar suda yaşar.

  • Oturmak, eğleşmek

    Köyde yaşamak. Şehirde yaşamak.

  • Geçinmek

    Bu kazançla yaşamak kolay değil.

  • Herhangi bir durumda bulunmak veya olmak

    Bekâr yaşamak. Tek başına yaşamak.

  • Görüp geçirmek, başından geçmek

    Balkan Savaşı'nın bütün acılarını yaşamış bir ailenin kızıydı. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Sürmek, devam etmek

    Onun anısı hep yaşayacak.

[mecaz]

  • Varlıklı, endişesiz, hoş vakit geçirmek, keyif sürmek

    Tek başına manevra yapan bir lokomotif rahatlığı ile hayatını yaşıyor. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Keyfi yerine gelmek, mutlu olmak, işleri yolunda olmak

    Bu iş olursa yaşadık.

[mecaz]

  • Bir durumu yaşar gibi olmak, bir durumla özdeşleşmek, duymak, hissetmek

    Sen genç gibi yaşar, ihtiyar gibi ölürsün. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: ortakyaşar

AVLAMAK

[-i]

  • Bir avı diri veya ölü olarak ele geçirmek

[mecaz]

  • Tuzağa düşürmek, kurnazlıkla kandırmak

KAVLAMA

[isim]

  • Kavlamak işi

UYLAŞMA

[isim]

  • Uylaşmak işi